1.bölüm - Şehit Kardeşi

653 80 169
                                    

Herkese selamlar! Nasılsınız?

Gecenin bir yarısı uyuması gerekirken Gazi'nin ilk bölümünü yazıp yayımlayan ben... Bugün bir kaç vedaya maruz kaldım. Evet bir tane bile değil, bir kaç tane. Ve bu acıyla biraz(kesinlikle biraz) duygusal bölüm yazdım. Gazi'nin bölümleri kalp kırıcı bölümler olacak ama kırıkları sarmakta güzel olacak. :)

Bu yolda beni yanlız bırakmayın. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. İyi okumalar! 💚

🏥

Yasemin Yıldız

Gece nöbetine kaldığım için o kadar yorgundum ki, yorgunluktan bayılacak gibiydim. Bugün o kadar hasta gelmişti ki, hepsine yetişmek çok zordu. Ama çok şükür tüm hastalara bakabilmiştik.

"Bismillahirrahmanirrahim." diyerek sipariş ettiğim yemeği yemeye başlamıştım ki, hastane koridorlarında bağıran insanların sesini duydum. Ne olmuştu? Yemeğinin daha ilk lokmasını tabağa bırakarak hemen ayağa kalktım. Odadan çıktığım an kanları yere akan birisini sedyede görmüştüm. Bir askerdi. Kolu kanıyordu. Hemen yanlarına koştum.

"Ameliyata mı alacağız? Durumu nasıl?" diye sordum hemen. Hastanın yüzü git gide soluyordu. Çok fazla kan kaybediyordu.

"Çok fazla kan kaybetmiş durumda. Bize acilen AB kan gerekiyor."

"Benim kanım uygun, ben kan verebilirim." dediğimde hemşire mutlulukla gülümsedi. Kan bulmak zordu ve bu kadar kısa sürede hastaya uygun kan bulmanın tıp işçileri için ne kadar mutlu bir haber olduğunu biliyordum.

"Ameliyata alın. Doktor Metin Oktay'ı çağırın. Ben kan vermeye gidiyorum." diyerek kan vermek için ikinci kata doğru koşmaya başladım. Merdivenlerden hızlı ama sessiz şekilde yukarı çıktım.

Kan vermek işini hallettikten sonra odadan çıkmış ve ameliyathaneye gitmiştim. Kapılar kapalıydı. Ellerime eldiven taktım. Başıma da cerrahi bone takarak ameliyathaneye girmiştim.

"Hastanın durumu nasıl? Kolu kesilecek mi?" diye sordum Metin Bey'e. Metin Bey başını salladı. Onu çok fazla konuşturmanın iyi olmadığını bildiğim için susmuştum. Hastaya baktığımda yüzünün daha da solduğunu farketmiştim. Bir asker için kolunu kaybetmek çok ağır olacaktı çünkü hem de mesleğine veda etmesi gerekiyordu. Mesleğine veda etmek bir asker için ölmekten daha beterdi.

"AB kan buldunuz mu? Ameliyattan önce kan vermek gerekli, yoksa ölecek." dedi Metin Bey. Yanında duran hemşire hemen başını salladı.

"Kan bulduk. Doktor Yasemin Yıldız kanı uygun olduğu için kan verdi."

"Siz ameliyathaneden çıkın, Yasemin Hanım. Burada bir göreviniz yok." dedi Metin Bey. Söylediğini ikiletmeden ameliyathanenin çıkışına doğru ilerledim. Neden burada olduğumu ve bu hastayı neden bu kadar merak ettiğimi bilmiyordum. Belkide asker olduğu içindi çünkü şehit ailesinden olmak askerlere karşı ayrı zaafın olmasını sağlıyordu. Ameliyathanenin kapısı açılırken son kez hastaya baktım. Yüzünde hâlâ renk yoktu.

"Allah yardımcın olsun." diyerek dışarı çıktığımda ellerimdeki eldivenleri hemen çıkartıp çöpe attım. Kafamdaki cerrah bonesini de aynı şekilde çöpe attıktan sonra ellerimi yıkamak için tuvalete koştum. Lavaboda ellerimi yıkadıktan sonra ellerimi boğazıma götürdüm. Nefes alamıyordum. Aklımda beliren görüntüler kalbimin sıkışmasına sebep oluyordu.

"Abi! Ölme, abi! Beni bırakma. Ne olur, beni bırakma, abi!" diye bağırdı Yasemin. Hastane koridorlarında abisinin ameliyattan çıkmasını beklerken hüngür hüngür ağlıyordu.

Gazi Where stories live. Discover now