Sohbet

3 1 1
                                    

Sonunda dışarı çıkmaya kara vermiştim, ve gele gele küçük şirin bir kafeye geldim. Yaklaşık 7 dakikadır garsonu nasıl garip gözükmeden çağırabileceğimi düşünüyordum. Yanıma kitap almıştım, birlikteler atıştırırken bunu okuyacaktım. Düşünürken fark etmeden alt dudağımı soymuştum, şuan kanıyordu. İç çektim, sanki benim içi çekmeni belkiler gibi biri kafeye girdi, bu Japonya'ydı. Yutkundum, umarım beni görmezdi. Kafamı cama doğru çevirdim ve kalabalık şehri seyretmeye başladım. Japonya beni fark etmiş olacak ki sağ omzumda hafif bir baskı hissettim, biri dokunuyordu. Başımı yavaşça çevirdim, ve orada put gibi dikilmiş bir adet Japonya gördüm. Kafamı çevirir çevirmez yüz ifadesi yumuşadı. "Seni görünce yanına geleyim dedim, burada görmeyi beklemiyordum." dedi. Omzunu silkeledikten sonra tekrar konuştu. "Rahatsız olmazsan yanına oturabilir miyim?" dedi. Bunun üzerine bende hiç sorgulamadan kabul ettim. "Olur, tabiiki oturabilirsin." Hem belki garsonu çağırmama yardımcı olurdu... Bu sözünle Japonya küçük bel çantasını sandalyenin arkasına astı ve karşıma oturdu. "Kendine birşey söylemedin mi?" dedi, merakla. Ben daha ne söyleyeceğimi bile düşünmemiştim. "A-A... Ben.... Ben 5-6 dakika önce geldim, düşünüyordum." dedim. Yalan, 1 saat önce gelmiştim ve 42 dakikadır garsonu nasıl çağırabileceğimi düşünüyordum. Sanırım cheesecake (veya cheese cake nasıl yazıldığını bilmiyorum ☹️)  ve kahve alacaktım. Evet, hem ağır değildi ve ikisinide seviyordum. Japonya bana neye karar verdiğimi sordu, bende söyledim. Daha sonra Japonya elini havaya kaldırarak "Birisi bakabilir mi?" diye yükse bile ses tonuyla söyledi. Şaşkın bir yüz ifadesiyle ona baktım, ne yani, o bu kadar kolay bir şekilde yapabiliyor muydu bunu? Bunları düşünürken garson geldi ve ne istediğimizi sordu. Japonya çay, bende kahve ve tatlımı söyledim. Japonya'ya doğru dönerek "Sadece çay mı içeceksin?" diye sordum. Cevapı "Evet, buraya sadece oturmak için geldim açıkçası." olmuştu. "Ah... Anladım." dedim kısık bir ses tonuyla. Birkaç dakika sonra söylediğiniz şeyler gelmişti. Japonya hızlıca çayını içti ve kolundaki saate baktı, aceleyle çıkması gerektiğini söyledi. Hesabı ödemeye giderken kasadaki görevli Japonya'nın çoktan ödediğini söyledi... Ona yük mü olmuştum acaba? En iyisi bile daha dışarıya çıkmamak. Kafeden çıktım ve evine geri döndüm, kısacası kendimi tekrar küçük sığınağıma kapatmıştım.

338 kelime 🤑🤑
(Burada konuşan kişi Almanya, ve Japonya erkek.)

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 19, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KitapWhere stories live. Discover now