Just A Game/Dracomalfoy

Cadılar Bayramı

"Belki, yani sadece belki o sensin, Hermione," kahkahaların arasından çıkmayı başardım. "İksirler sizin güçlü yanınız değil."

Kahverengi saçlı kız başını salladı. "Hayır hayır hayır! Konu öğretmeye gelince onun tamamen beceriksiz olması benim suçum değil. Bu adamın adında 'sümüklüböcek' kelimesinin bulunmasının bir nedeni var!

Etrafındaki kızlar tekrar gülmeye başladı. Hermione son on dakikadır çılgınca el kol hareketleri yaparak iksir öğretmenlerinden ve (kendi görüşüne göre) adaletsiz not verme sisteminden bahsediyordu.

Ginny beni dirseğiyle dürttü. Gelincik sana bakıyor, dedi kapıya doğru başını salladı. "Bakmak."

Bakışlarını takip ettim ve küçük bir daire içinde duran bir grup insanı gördüm. Tüm Slytherin'liler ve  şaşırtacak şekilde bazıları kostüm bile giyiyordu. Bunların arasında Malfoy da vardı ve Malfoy'un bana dikkat etmediğini fark ettiğiöde küçük bir hayal kırıklığı hissettim. Bunun yerine Zabini'ye sanki o adam az önce kişisel olarak annesine hakaret etmiş gibi baktı. Küçük Greengrass aniden Malfoy'un koluna uzandığında, kaşlarım çatarak ve kafam karışarak tekrar arkadaşlarıma dönmek istedim. Bir an için onun irkildiğini gördüğümr yemin edebilirdim.

Ha.

"Bana bakmıyor," dedim sonunda Ginny'ye, rahatsız olmamış gibi görünmeye çalışarak.

“Eh, öyleydi! Şu ana kadar!” İçkisinden bir yudum daha aldı.

Başımı salladım. "Öyle düşünmüyorum."

"Evet doğru." Aniden Ginny'nin yüzünde bir sırıtış belirdi. "Sadece tesadüf. Aynı şekilde sınıfta onun her zaman arkanızda oturması ve ikinizin bütün gün birbirinize bakıp durması da bir tesadüf.”

"Yapmıyoruz!" diye itiraz ettim. "Saçma sapan konuşuyorsun."

"Hadi ama Y/N, bu çok açık!"

Gerçekten ona bu kadar sık ​​mı bakıyordum?

Hermione kaşlarını çatarak, "Malfoy?" diye araya girdi. "Gerçekten mi? Bunun sana biraz aşağılık olduğunu düşünmüyor musun Y/N?"

Aniden söyleyecek söz bulamayarak ona baktım.

Senin altında.

Buradan nasıl çıkacağımı düşünerek boğazımı temizledim, "İçeceğim boş." "Hemen döneceğim." Kimse daha fazlasını söyleyemeden kalabalığın içinde kayboldum.

İhtiyaç Odası insanlarla doluydu. Neredeyse herkes Cadılar Bayramı partisine (Hufflepuff'tan gelen bir fikir) en komik kostümleri giyerek gelmişti. Bu geceyi sabırsızlıkla bekliyordum. Yılın en sevdiğiniz sezonuydu; Hogwarts'ı çevreleyen güzel renkler, sabahları serin hava, kütüphanede geçirilen yağmurlu günler ve tabii ki Cadılar Bayramı. Bir Muggle geleneği olmasına rağmen yine de kutlamayı seviyoruz ve bu nedenle partiyi duyduğumda fazlasıyla heycanlandım. Sonunda ortaya çıkan öğrenci sayısı, öğretmenlerin ya da Filch'in er ya da geç bunu bozacağından endişe etmemize neden oluyordu. Ancak iki saat geçmesine rağmen şu ana kadar hiçbir şey olmamıştı.

İçeceklerin bulunduğu masa Slytherin'lerin bulunduğu gruba oldukça yakındı. Malfoy ve Greengrass kenara çekildiler ve ben başımı eğerek beceriksizce yanlarından geçtim. Fark etmemiş gibi görünüyorlardı.

Ron ve İksir sınıfıyla olan kavga neredeyse iki hafta önce gerçekleşti. O zamandan beri kızıl saçlıyla tek kelime konuşmamıştım (Tanrıya şükür) ama yine de ara sıra sahte erkek arkadaş olayını düşünüyordum. (Özellikle de Ron'u yemek yerken gürültülü bir şekilde yemek yerken ya da o çok komik hikayelerinden birini anlatırken gördüğünde.) Bu onu çılgına çevirirdi. Bu hiç de uygun bir seçenek değildi ama yine de tepkilerinin düşüncesi beni eğlendirdi.