40- #Throwback - Kırk Gün Kırk Gece

1.4K 97 77
                                    

Selamlar iyi akşamlar. Bendeniz geldi...

İyi okumalar dilerim efenim.

Satır arası yorumlarınız bekleniyor.

-

Hande:

''Düğünden çıkıp kutlamaya mı gidilirmiş ya?''

Söyleniyordum. En güzel günümdeydim ama söyleniyordum işte! Söylendiriyorlardı! Tam 5 saat ya, tam 5 saat sürmüştü düğünümüz. 5 saattir dans ediyorduk! Halay, göbek ne ararsanız! Çok mutluydum ama bitiktim de... Sadece düğün 5 saat olabilir ama öncesi? Tüm gün hazırlıklar için oradaydık! Vücudum alarm veriyordu pilim kırmızıya dönmüştü! Düşük güç moduna geçmiştim!

Her şey o Ebrar denen mahlukatın başının altından çıkmıştı. Düğünden çıkıp kutlamaya gelmiştik. Gecenin saat bilmem kaçıydı! Ben evlenmiştim ya! Karımı alıp eve gidecektim! Dinlenecektik hasret giderecektik... kurtlarımızı dökecek, birbirimizi sevecektik. Ben onu sevecektim... o beni... doya doya... Çok uzun zaman olmuştu çok özlemiştim! Ne zaman bitecekti bu hasret?

Zehra gelinliğini çıkartmıştı ama ben takımımı çıkartmamıştım. Üzerine rahat bir şeyler geçirmişti onu anlayabiliyordum saatlerdir o boğucu kumaş parçasının içinde ben de olsam ben de boğulurdum. Ben iyiydim böyle, beyaz gömleğimin yakasını bir iki düğme gevşetmiştim, ceketimi de çıkartmıştım. Yetmişti bana. Rahattım ben. Fönlü saçlarımı da at kuyruğu yaptığım için benden kralı yoktu şu an.

''Hande hadi!'' Dans ederek geldi yanıma, uzattı elini. Havada kalmasın diye tuttum. ''Karıcım gelsene.'' 

''Aşkım ne olur yeter ağlayacağım.'' Dudak büzüyordum. Yorgunluktan geberiyordum! ''Adım atacak halim yok Zehra...''

''Benim de yok ama arkadaşlarımız ayarlamış gitmeyecek miyiz?'' Elimden çekip kaldırdı beni. Oflayarak üstümü silkeledim. ''Oflama bana Hande.''

''Sana oflamıyorum güzelim, pilim bitti. Enerji yok. Hande siyah ekran.'' Gülümsedi, kulağıma doğru eğildi.

''Buraya gelmeyip eve geçsek siyah ekran falan dinlemezdin Hande.'' Kulağıma söyledikleriyle gülümsemem genişlerken elim kalçasına doğru ilerlemeye başlamıştı.

''Şarj ederdin sen beni...'' 

''Ha ha. Hangi enerjiyle? Bende enerji var mı?'' 

''Doldururdum ben güzelim ya.'' Tuttuğum kalçasından kendime doğru çektim onu. Dudaklarına yaklaşıp konuştum. ''Hani capsler var ya birbirlerine takıyorlar üçlü prizleri. O misal birbirimizi şarj ederdik.'' Kahkaha atmaya başladı ben bunu deyince. Tepkisine karşı gözlerim top top olurken dudağıma küçük bir öpücük kondurdu. Tatlı tatlı bakmaya başladı bana. ''Sevgilim ama haksız mıyım ya? Bu bizim en güzel gecemiz bizim beraber olmamız gerekiyor...'' Pes etmeyecektim.

''Öncelikle priz espirisini beğendim, güzeldi aferin. İkicisi arkadaşlarımız var Hande en azından birazcık şurada eğlenmeliyiz. Üçüncüsü...'' Boşta olan elimi aldı yavaşça. Sırıtıyordu. Neden sırıttığını anlamama fırsat vermeden alıp öbür kalçasına yerleştirdi. Kısıldı sesi. ''Şu sevgilim kelimesini atsak mı artık?''

''Atalım karıcım.'' O tarafı da kavradım tabii. Avımı kaçırır mıydım? Dünyanın en ateşli eşine sahiptim her fırsatı kullanırdım. Benimdi o sadece benim! ''Atalım gel evde atalım. Bu geceden sonra hayatımızdan çıksın o kelime...'' Dudaklarını kavramak için hamle yaptığımda havalandı tek kaşı.

''Tamam Hande hanım anlaşıldı.'' Geriye çekildi. ''Gidiyor muyuz? Bak bizi bekliyorlar.''

''Bu yaptığın hiç doğru değil Zehra.'' Çocuk gibi dudak büzdüğümü görünce yanağımdan bir makas aldı. ''Gidiyoruz.'' Cevap verdikten sonra derin bir iç çekerek takip ettim onu. Ne yapacaktık eğlenecektik. En fazla ölür yığılır kalırdım işte. Ne olacaktı. Hande'nin canı bu kadardı. Kimsenin umurunda değildi Hande dayanırdı. Ölürdü Hande! Hande'ye bir şey olmazdı! 

İKİLEM #HanZeh gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin