𝟛

78 6 19
                                    

Giz Nayir

Sabah uyandığımda Sahra'yı göremedim. Gecelikleri de yatağın üzerinde değildi. Yatağını toplamamıştı. Benden önce kahvaltıya gittiğini düşündüm ve söylene söylene giyinmeye başladım.

Üzerime beyaz bir gömlek ve onun üzerine de yeşil bir kazak giymiştim. Gömleğin yakalarını kazağın içinden çıkartarak güzel bir görünüm oluşturdum. Altıma giydiğim siyah pantolonum da gayet rahattı. Camı açıp biraz odayı havalandırmak istediğimde şubat soğuğu yüzüme çarptı.

Saat henüz 8 olduğundan odamdan çıkmak için daha fazla vaktim vardı. Ajandamı elime alıp not etmeye başladım:

25 Şubat 2023:
Askeriyede ikinci günüm. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum ama çok da önemsemiyorum. Askerler bize karşı kibar yani en azından bazıları. İlk gün çok yorucu geçti ve burası çok soğuk. Umarım burayı güzelleştirecek bir şeyler bulurum. Burada durmak istemiyorum.

Defterimi kapatıp masamın üzerine koydum. Siyah botlarımı giydim ve beyaz atkımla şapkamı da takıp yemekhaneye gittim. Kahvaltı için burnumda şimdiden annemin börekleri tütüyordu. Yemekhaneye girdiğim anda herkes bir anda hazır ol duruşuna geçti. Hepsine gülümsedim:

"Günaydın, ben geldiğimde böyle durmak zorunda değilsiniz. Hepinize şimdiden afiyet olsun."

Saat sekiz buçuğu geçmişti. Hızlıca kahvaltımı yaptım. Kahvaltı yaptım derken de bir tane haşlanmış yumurta, bir simit ve bir bardak çay içmiştim. Yediklerimin tepsisini bulaşık kısmına götürdükten sonra sağlık çadırına gitmek için yola koyuldum. O sırada annemi aradım:

"Annecim günaydın."

"Günaydın kızım benim. Nasılsın bakalım ?"

Ne demeliydim ? Doğruyu mu söylemeliydim yoksa yalanla geçiştirmeli miydim ?

"Gayet iyiyim anne. Siz nasılsınız ?"

Yalan söylemiştim.

"Biz de iyiyiz kuzum. İlk gün nasıldı ? Sen kesin yorulmuşsundur. Bir tanem benim."

Annemin neşeli sesine neşeli bir sesle karşılık vermeye çalıştım:

"Yoruldum tabii ama doktorluk işte yapacak bir şey yok."

Annemle konuşurken çoktan çadıra varmıştım. Önlüğümü üzerime giydiğimde saat henüz dokuz olmamıştı bu yüzden onlarla konuşmaya devam ettim.

...
Sahra'yı gün boyu arasam da ulaşamamıştım. Tüm gün boyu beni aramamıştı ve onu aradığımda ise açmamıştı. Endişelenmeye başladığım ve çadırdan çıkıp birine haber vereceğim sırada içeriye Gece girdi:

"Kan değerlerimizin sonucunu almamız gerekiyormuş. Bir sorun var mı ?"

Düne göre daha yumuşak ama hâlâ sertti. Bakışları sert ve yargılar nitelikteydi. Hızlıca kağıtlar arasında güzel gözlü kız yazan kağıdı buldum. Biraz inceledim ve:

"Kan grubun 0Rh negatif, herhangi bir sorun yok sadece B12 eksikliğin var. Onun için de bu ilacı kullanman gerekiyor."

Çekmeceden B12 ilacını çıkartıp ona uzattım. İlacı elimden aldı ve:

"Teşekkür ederim."

Bana gülümsedi ve tam çıkacakken aniden arkasını döndü:

"Dün akşam için üzgünüm, bazı şeyleri yanlış anlamışım. Sana kötü davranmak istememiştim. Kusuruma bakma."

Ona gülümsedim, bu gülümseme sorun yok demekti. O da anlamış olacak ki bana gülümsedi ve çıkarken:

"Güzel gözlü kız da güzelmiş ama ben Gece Yaman'ı tercih ediyorum Giz."

Kızıl Tim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin