Yıl başı özel bölüm

516 40 34
                                    

Merabalar.
Şunu söyleyeyim ki,bu bölüm kitapla alakasızdır.
******************************

Oops
"Draco ile randevu ayarladığıma inanamıyorum!" Ron arkadaşına göz devirdi,tamam Harry'nin bir salak olduğunu biliyordu,ama bu kadarını da beklemiyordu! Draco neredeyse bir aydır peşinden koşuyordu,neredeyse her yerde karşısına çıkıp  "Naber Potter?" ve ne zaman bir şeyi red etse "Ne o Potter,korktun mu?" diyerek sataşıyordu.

Gelin şimdi size daha saçma bir şey söyleyeyim,bu işe yaramıştı,Merlinin sakalı aşkına! Harry bu sarı gelinciğin numarasına kanmıştı. Ayrıca,Malfoy planının yarayıp yaramadığını anlamak için gidip yanında "Astoria'ya balo için teklif edeceğim." demişti. Bilin bakalım Harry napmıştı? Tabi ki de anında atılarak bir saat sonra balo için teklifte bulunmuş,Draco sinsi bir sırıtma ile kabul edip "Akşam balo sonrasına da hazır ol Potter." diyerek göz kırpıp gitmişti.

Harry ise şimdi aptal bir sırıtma ile bunları Ron'a anlatıyordu,Ron ise göz devirmekten kendisini alıkoyamıyordu. O bile anlamıştı,Merlin aşkına,Ron bu işlerden hiç anlamamasına rağmen anlamıştı,Harry ise saf bir şekilde kanıyordu!

İkisinin konuşmasını bölen onlara doğru gelen Hermione olmuştu. "Hangisi?" direkt konuya girerek elindeki elbiseleri iki gence gösterdi, Harry gözlerini kısarak bir kırmızı,iki farklı ton pembe elbiseye baktı,üçü de aynı şeye benziyordu.

Aynı zamanda Ron da aynı tepkiyi verip "Kırmızı iyi,ama pmebelerde güzel." Harry onu onaylayan bir şekilde kafasını salladı,Hermione elleri dolu olmasa ikisinin de kafasına bir tane geçirirdi,ama şimdilik göz devirmekle yetindi.

Tavırlı bir şekilde uzaklaşırken,Ron ve Harry bir birlerine bakıp aynı anda omuz silktiler,kadınları anlamak zordu. "Sen kiminle gideceksin dostum?" Ron tekrar omuz silkerek "Kimseyi davet etmedim,kimsede bana teklif etmedi." diyerek arkasına yaslandı.

"Ow,bu kötü olmuş." Ron omuz silkti,kim ona neden davet etsindi ki zaten?

"Saat geç oluyor,hazırlan Harry." Harry saatine bakıp iç geçirdi,gerçekten hemen başlamazsa geç kalacaktı. "Yürü gidiyoruz." Ron'un kolundan tutup birlikte kaldıkları odalarına doğru yürütmeye başladı,tabi ki de en yakın arladaşının bu geceyi tek başına,bir odada geçirmesine izin vermeyecekti!

Yaklaşık bir saat sonra ikisi de hazırdı. Harry kendi elleriyle hazırladığı arkadaşına şöyle bir baktı. Beyaz,güzel saten bir gömlek ve ona şık bir pantolonu vardı,üstüne bir de ceket ve güzel işlemeri de olduğunu unutmamak gerek.

Ron baygın bakışlarla ona bakıp "Şimdi gidebilir miyiz?" diye sordu. Ne vardı ki yanlız başına geçirseydi?

Harry kafasını sallayıp önden yürümeye başladı,Ron kesinlikle efsane görünüyordu,birisi kesin ona teklif etmek için gelirdi!

Şişman hanım tablosundan geçip dışarıya çıktılar,Harry Draco'yu bekliyordu,Ron ise ellerini pantolunun ceplerine koyup duvara yaslanmıştı. Tam o sırada Draco görünmüştü,pahalı olduğu epeyce belli olan takımıyla adeta 'Ben bir Malfoy'um!' diye bağırıyordu. Platin sarısı saçları ona çok yakışan bir şekile sokulmuş,yüzüne sinsi bir gülümseme boy gösteriyordu.

"Potter?" Harry açık kalan ağzını kapattı,gerçekten hemen büyüsüne mi kapılmıştı?

"İzninle Weasley." Harry'nin koluna girip ilerletmeye başlarken Ron tekrar göz devirdi "Aptal gelincik." Draco'nun duymasını umursamadığı bir şekilde konuşup o da yürümeye başladı. Bir kere çıkmıştı,Harry onu görmese kırılırdı.

Balo salonuna giderken,herkesin kolunda birisi vardı,sadece Ron yalnızca elleri ceplerinde yürüyordu. Aslında,biraz üzülmüyor değildi. Herkes birisini bulmuş,teklif almıştı. Ama kimse ona teklif etmemişti.

Balo salonuna gidip boş bir yere rastgele oturdu,kendisi için ateş viskisi alıp içmeye devam etti. Belki de sadece biraz sarhoş olmak iyi olurdu.
İkinci kadehine gelirken,artık çakırkeyif olmuştu bile.

Dans zamanıydı. Herkes kendi partnerini yada arkadaşını alıp dans pistine çıkarken,gözüne Harry ve Draco ilişti. Draco Harry'nin belini kavramış,ayağına basmasını göz ardı ederek kendinden kısa olan çocuğa bakarak gülümsüyordu. Harry ise utançdan mı,yoksa ayaklarına mı basmamak için bilinmez,o da aşağıya bakıyordu.

Daha sonra Parkinson ve  Hermione'yi gördü. Neredeyse öpüşecek kadar yakın bir mesafede dans ediyorlardı. Parkinson ona yaklaşacak bir şekilde siyah,tüllü omuzları açık bir elbise giyerken Hermione soluk pembe tonundaki elbisesini giymişti. İkisi de çok güzel görünüyordu.

Aniden görüş açısına giren elle duraksayıp oraya baktı. Blaise Zabini,siyah takım elbisesi ve aynı renktedi pantolonuyla ona bakıyordu. "Benimle dans eder misin,Ronald Weasley?" Ron öylece donup kalmışken istemsizce elini uzatıp elini tuttu. Blaise belinden tutup dans pistine ilerletirken Ron sarhoşluğuyla düşmemek için ona tutundu,bunu beklemiyordu işte.

"Zabini?" "Efendim Weasley?" yutkunarak "Napıyorsun?"

"İyi misin?" Ron oturduğu yerden kafasını salladı,dışarısı çok soğuktu. Blaise ceketini çıkarıp omuzşarına bıraktı,şimdi biraz sıcak olsa da,utanmıştı. "Neden beni buraya getirdin?" Blaise gülümseyip dilini dişlerinde gezdirdi "Sana olan aşkımı illa dile mi getireyim?" Ron şokla gözlerini büyüttü,bu bir rüya mıydı?

"Öyle bakma Ron." Ron kafasını sallayıp önüne döndü. "Pekala." "Sevgilim,ve gelecekteki kocam olur musun?" diye sordu Blaise. Ron saçlarıyla aynı renk kızarırken kafasını salladı,ondan uzun zamandır hoşlanıyordu. "Neden olmasın?" Blaise gülümsedi,elini Ron'un ensesine atıp,kendine çekerek dudaklarını birleştirdi,işte şimdi yeni yılı güzel geçecekti.

*******************************

Bölüm sonu.

Ne düşünüyorsunuz bakalım?

Adios.

Oops!Onde histórias criam vida. Descubra agora