♦ nine ♦

435 47 50
                                    

"Won, kalkmazsan seni öpmek zorunda kalabilirim."

Jungwon duyduğu şeyle gözlerini aniden açmış ve "ne" deyivermişti. Jay ise olduğu yerde - Jungwon'un tepesinden - ona bakıyordu.

Jungwon yavaştan yatakta sırt üstü dönmüş ve gözlerini Jay'in gözleriyle buluşturmuştu. "Jay Hyung." Jay, Jungwon'un bu şaşkın haline gülmüş yüzüne biraz daha yaklaşmıştı.

"Efendim Won?" Jungwon bu kadar yakın olmaya alışık olmadığında kalp krizi geçireceğini düşünmüştü. "Ben.. kahvaltıya geleceğim..."

Jungwon'un gözleri yavaşça Jay'in dudaklarına kayarken Jay dudaklarını dili yardımıyla nemlendirmiş ve sırıtmıştı. "Oyunun bu kadar kısa süreceğini düşünmemiştim."

Jungwon aniden kendine gelmiş ve Jay'i yatağın boş tarafına itip hızla ayağa kalkmış ve banyoya gitmişti. Jay ise arkasından, "aniden kalkarsan başın döner Won!" diye seslenmişti.

Ve tamda dediği olmuştu, Jungwon banyoya girdiğinde dengesini kaybetmiş ve kafasını klozetin kenarına vurmuştu. Elleriyle bedenini durdurmak istediği için sert bir darbe almamıştı ama iyi de değildi. "Lanet olsun!"

"Jungwon! İyi misin? Jungwon cevap ver! Aç kapıyı Jungwon!" Kapının ardından endişeli bir şekilde seslenen Jay'e karşı dudaklarını büzüp ayağa kalkmıştı Jungwon. Kapıya doğru ilerlerken bir eli kafasını tutuyordu, sadece ağrıdığı için.

Diğer eliyle kapıyı açıp yüzünü Jay'e gösterdiğinde Jay hızlıca kafasında tuttuğu elini kavramıştı. "Tanrım Jungwon, nereye vurdun kafanı?"

"Klozete."

"Ya daha sert vursaydın? Ya daha fazla kanaman olsaydı?" Jungwon kanama kelimesini duyduğunda kaşlarını çatmıştı. "Kana- kanıyor mu?"

"Korkma, buraya gel." Jay, Jungwon'u kolundan çekerek banyodan çıkarmış ve odanın köşesinde duran koltuğa oturtmuştu. "Bekle burada, yarana da dokunma." Jay bir kaç dakikalığına odadan ayrılmış ve geri dönmüştü.

Jungwon ise aynı şekilde Jay'i bekliyordu. Jay elinde pansuman çantası ile göründüğünde yanına oturması için yer açmıştı. "Haylaz bir çocuk oldun Won." Yanına otururken konuşmuştu Jay.

Jungwon ise omuz silkmişti. "Haylaz olmamın sebebi sensin Jay Hyung." Jay duyduğu cümle ile gözlerini pansuman malzemelerinden Jungwon'a çevirmişti. "Anlamadım, bir daha söyle?" Jay gülerek ve sahte bir tehditkâr tavırla konuştuğunda Jungwon'da gülmüştü. "Sebebi sensin diyorum."

Jay hala gülerek Jungwon'a bakarken Jungwon elini Jay'in yanağına koyup önüne dönmesini sağlamıştı. "Kan kaybından ölmek istemiyorum."

"Ölüm kelimesini bu kadar kolay ağzından çıkarma Jungwon." Jay ciddi bir ses tonuyla konuşmuş ardından malzemeleri hazırlamaya girişmişti. Jungwon biraz garip hissetmişti ama sessizce oturmayı tercih etmişti.

"Şimdi bantı yapıştırıyorum, canın yanabilir." Jungwon onu onaylayan bir mırıltı çıkarmış ve Jay'in bantı yapıştırmasını beklemişti. Jay yavaşça bantı Jungwon'un yarasına yapıştırdığında Jungwon acıdan kendini viraz geriye çekmeye çalışmıştı.

Ama Jay buna izin vermeyerek bir elini Jungwon'un beline koyarak onu kendisine biraz daha yaklaştırmıştı. "Dayan biraz." Jay tek eliyle bantı tamamen yapıştırırken konuşmuştu ama Jungwon şuan yarayı falan unutmuş belindeki ele odaklanmıştı.

"Tamamdır, pansuman bitti." Jay elini yaranın üzerinden çekerek Jungwon'a bakmıştı. Diğer eli hala belindeydi. "Teşekkür ederim Jay Hyung.. seni sürekli-" "Jungwon, eğer bir daha o cümleyi kurarsan vereceğim tepki seni rahatsız edebilir." Jungwon aniden sustuğunda Jay kafasını salladı. "Böyle daha iyi, teşekkür etmene bile gerek yok ama neyse."

"Teşekkür ederim. Ama bak cidden sürekli seni uğraştırıyorum, başına-" ve Jungwon'un lafı bu sefer Jay'in dudaklarıyla kesilmişti. Jungwon neye uğradığını şaşırırken, Jay öylece dudaklarını Jungwon'un dudaklarına yaslamış duruyordu.

Öpmüyordu onu, hissediyordu.

Merak ettiği dudakların tadını almıyordu, merak ettiği dudakların varlığını hissediyordu. Onu deli gibi öpmek istiyordu ama şuan için onları hissetmek bile dünyalara bedeldi.

Jungwon ise kalbinin yerinden çıkacağını hissediyordu. Midesinde uçuşan kelebekler midesini deleceklermiş gibi hissettiriyordu.

Jay bir dakikanın ardından geriye çekilmişti. Elleri hala Jungwon'un belindeydi, yüzleri hala birbirine yakındı. "Jungwon.." Jay alnını Jungwon'un alnına yaslarken mırıldanmıştı. "Jay Hyung.."

"Bu oyun beni çok zorluyor.." gözlerinin en derinine bakıyordu şimdi. Jungwon, her şeyi anlıyordu, anlamamak için salak olmak gerekirdi.  "Sende beni zorlamıştın hyung." Jay kendini biraz geriye çekmişti ama elleri hala Jungwon'un belindeydi.

"Ne zaman?" Jungwon omuz silkti. "Bilmiyorum artık." Jay kaşlarını çattı, "sen mi söylemek istersin yoksa ben gidip Sunoo'dan mı öğreneyim?" Tam o sırada odanın kapısına biri vurmuştu. "Tamam anladık çok seviyorsunuz birbirinizi de, açlıktan bayılanlar var."

Sunoo kapının arkasından seslendiğinde Jay gerisin geriye çekilip üstünü düzelmişti. Elbette Jungwon'da yapmıştı. "Sunoo içeriye gelsene." Jay Jungwon'a bakarak sırıtmıştı. Jungwon'u tanıyorsa kendisi anlatırdı.

Kapı kulpu hareketlenmişti ki Jungwon bağırdı, "Sunoo dur! Beş dakikaya geliyoruz, siz başlayın." Ve kapı kolu eski haline dönmüştü. Sunoo sinyali almıştı zaten.

"Cevap veriyor musun?" Jay rahat bir şekilde sorduğunda Jungwon derin bir nefes aldı. "Neyin cevabı?" Jay'in gülümsemesi daha da büyümüştü. "Ben seni zorlamışım ya, ne zaman? Ya da ne zamandan beri?"

Jungwon kendine küfürler ederken boğazını temizledi. "3 yıldır." Jungwon tek nefeste söylediğinde Jay duraksadı. 3 yıl.. koskoca 3 yıl.

"3 yıl boyunca bana karşı duyguların mı vardı Jungwon?" Jungwon ilk önce gözlerini devirdi. "Duygularım bitmiş gibi konuşma Jay Hyung." Jay hala şaşkındı ve şuan içinden geçen karşısındaki kediyi tekrar öpmekti ama şimdilik yapmayacaktı. Kafasına takılan sorular vardı.

"Neden gelmedin bana?" Jay 3 yılı sindirmeye çalışırken kafasından geçenleri soruyordu.

"Hyung, kolay mı sanıyorsun, nasıl gelebilirdim?" Jungwon kaşlarını çatarak tatlı tatlı sormuştu.

"Evet, bana gelmek senin için çok mu zor Won?" Jay'in sorusu üzerine Jungwon kendini kötü hissetmişti. "Zor olan sana gelmek değildi Jay Hyung."

"Neydi o zaman Jungwon?" Jay'de kendini kötü hissetmeye başlamıştı, Jungwon'u bu kadar rahatsız eden şeyi merak ediyordu.

"Zor olan şey, sana senin için gelmekti."















fin de l'épisode

blind, jaywon. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin