4.bölüm

1.1K 35 0
                                    

Saatlerdir oturmaktan uyuşmuştum. Yaşadığım stresten dolayı kendimi sıktığım için heryerin uyuşmuştu. Cam kenarında oturduğum için onun yakıcı gözlerini görmemek için dışarı bakıyordum, hala ona bakmaya cesaretim yoktu, karşımda oturuyordu. Kerem ise uçaktaki yatak odasındaydı yanına gitmeme izin vermemişti. Stresten artık bitmiştim neredeyse çünkü o her zaman yapılan hatanın karşılığı olduğunu savunurdu ama ben hata yapmamıştım, sadece....,,,, sadece öyle işte. Yanımda bir hareketlilik hissetmemle ona baktım
Odaya gidip keremle beraber geldi hadi dedi. O söyleyene kadar geldiğimizin farkına varmamıştım. Derin bir nefes verip arkasından yürümeye başladım hosteslerin gülümsemeleri karşısında uçaktan inip bizi bekleyen arabaya bindik. Bilerek yanına değil karşısına oturmuştum. İstemiyordum neden anlamıyordu onu istemediğimi, sinirle yüzüne baktığımda sert ve duygusuz bir şekilde bana bakıyordu. Rahatsız olarak dudağımı dişledim gözlerini dudaklarıma indirip hafif bir sırıtmayla bana bakmaya devam etti. Arabanın durup kapısının açılmasıyla göz temasını kesip beni bekledi. Gelmiştik işte o çok sevdiği konağına. Yanına gelince tek kolunda kafasını babasının boynuna gömmüş kerem ve tek kolu belimi sarmış bir şekilde kapıdan içeri girdik. Geç saatte geldiğimiz için kimseyi rahatsız etmeden kendi odamıza çıktık, gerçi katımız desek daha doğru çünkü son katı kendine özel döşemişti ağamız.
Katta bir kapı vardı ama o kapının içinde her şey vardı devasa giyinme odası, banyo jakuzi , özel camlı oturma alanı(kış bahçesi tarzı) , kocaman terası.
Geç geldiğimiz için keremi yatağın ortasına koydu üstünü sıkıca örtüp alnına kocaman öpücük koyup ayağa kalktı, hala odanın ortasında dikilmekte olan bana bakıp yat birazdan gelirim ben biraz işim var diyip çıktı. Tuttuğum nefesi sesli bir şekilde verdim.
Acaba o gelemden hemen uyusa mıydım.
Bence denemekten Zarar gelmez bu düşünceyle hemen giyinme odasına girdim.
Kocaman odada karşılıklı bir sürü kapısız dolap vardı. Eşyalarımın olduğu taraftan uygun bir gecelik alıp hemen üstümü değiştirdim. Günlük kıyafetlerim ne kadar kapalı ise geceliklerim de bir o kadar açıktı. Sinirli bir nefes verip beyaz saten kalçamın hemen altında biten dantel detaylı geceliği giyip hemen yatağa girdim. O gelmeden uyumalıydım.
.
.
.
Yanağımın sıcak ve pürüzlü bir şeye değmesiyle yanağımı kaşıyıp gözlerim kapalı yatakta oturdum. Esneyerek otururken gözlerimi açıp yattığım yere baktım.
Gördüğüm esmer tüylü kocaman göğüs ve bana ifadesizce bakan bir adet Alparslan. Dalmış bir şekilde ona bakarken iki kolunu kafasının arkasında birleştirip manzaranı bölüyorum ama hazırlan artık inelim acıktım dedi. İşte huylu huyundan asla vazgeçmezdi o ve odunluğu. Gözlerimi devirip yataktan inecekken kolumdan tutulup çekilmemle korkuyla Alparslan'a döndüm yüzüme sinirle bakıp tehditkar bir tonla bana o gözlerini oydurma karıcım dedi. O kadar yakındıkki korku ve stresten yutkunup dudaklarımı dişledim. Gözleri yüzümde oyalandı elleri saçıma geldiğinde sertçe bırak dedim. O da önce yüzüme baktı nçnçnnçnç sesi çıkarıp beni daha fazla kendine çekip bundan daha fazlasına hakkım olduğunu sende biliyorsun karıcım dedi göz kırparak. Onun o gölerini oymak istiyordum. Biz birbirimize bakarken bir anda odanın kapısı açıldı.
Anniiiii iiii
Biz kendi derdimizden keremi unutmuştuk. Koşarak yanımıza geldi ben daha kendime gelemeden Alparslan benden ayrılıp keremi kucakladığı gibi yatağa oturttu. Sıpa, babayı unuttun hemen gel buraya. Karnına burnunu sürüp onu güldürüyordu. Onların arasında çok farklı bir bağ vardı çok iyi bir babaydı.
Eeeeeee kerem bey nerdeydiniz dedi. Babasının sorusuyla kıkırdadı ben sabah erken uyandım aşağı indim babaannemde üstümü değiştirdi, dedemle süt içtik sonra bende sizi çağırmaya geldim. Dedem sizi bekliyormuş baba dedi. Dün geç geldiğimiz için geç uyanmıştık ama kerem in gittiğini Alparslan'ın bilmemesi imkansızdı o en ufak sese harekete uyanırdı. Bilerek yapmıştı beraber kalalım diye kesin bilerek kendisi bana sarılmıştı yoksa sabah o şekilde uyanmamız imkansızdı. Bana dönüp inceledi gözleri üst bedenimde oyalanınca neye baktığını anlamıştım hemen üstümü düzeltmiştim ben asla iç çamaşırı ile uyuyamazdım oda şuan bayram ediyordu resmen. Kereme bizi aşağıda bekle bizde giyinip hemen geliyoruz dedi. Kerem ikimizi de öpüp aşağı gitti. Ben ona bakarken o ayağa kalkıp banyoya girdi.
Bende kalkıp hemen yatağı yapıp giyinme odasına girdim. Üstüme kollu dizlerimin hemen üstünde biten Zümrüt yeşili bir elbise altına beyaz kalın topuklu bir ayakkabı ve boynuma da beyaz yeşil desenli küçük bir fular taktım. Makyaj masasına geçip ekimi çabuk tutup hafif günlük bir makyaj yaptım. En son rujumu sürerken Alparslan geldi belinde siyah bir havlu ve ıslak saçlarla. Onun gelmesiyle bende çıkmak için yanından geçerken belimden tutup göğsüne yasamasıyla sıcak nefesini ensemde hissettim.
Kulağımın hemen altına bir öpücük kondurup dudakları hala oradayken Sencede fazla kısa değilmi dedi. Bunu söylemesiyle sinirlenmiştim zaten tüm elbiselerimi o seçiyordu kısa veya açık hiçbir elbise yoktu ki bu elbiseyi kendi seçtiği stilist getirmişti ve hiçbir kısalığı yada açıklığı söz konusu değildi. Ters bir sesle kısa değil dedim. Dediğimden hoşnut olmayan bir sesle saçlarımı diğer yana atarken ben beğenmedim git değiştir dedi. Tekrar uğraşmak istemiyordum zaten geç kalmıştık ve hala oyalanıyorduk. Nefesini boynumda hissederken titreyerek bizi bekliyorlar hem kısa değil gidelim artık....Lütfen... itirazıma bir şey demeden beni bırakıp tamam dedi. Şaşırmıştım beni kadar çabuk bırakmazdı tanıdığım Alparslan tabi aklından bir şey geçmiyorsa. Ben düşüncelere dalmışken arkamdan giyildiğinde dair sesler gelirken giyinme odasından çıkıp aşağı indim.

Mafyanın sidelyasıWhere stories live. Discover now