-5-

27 5 4
                                    

Bölüm şarkısı;
-Uykusuz ve Dengesiz

Günce IŞIK:

İçeriye adımını atıp arka sıralarda bir yere oturan o kişi sürekli gördüğüm görmekle de kalmayıp karikatür resmini bile çizdiğim o çocuk'tu.

Arkasından hoca girdiği için arkamı dönüp ona bakamadım ama 'ooo karşim hoşgeldin' seslerini duyabiliyordum.

Hoca geldiği için ayağa kalktık ve otur demesini bekledik. Hepimize kısa bir selam verip oturmamız için eliyle bir işaret yaptı ve öğretmen masasına geçti.

"Herkese merhaba gençler çoğunuzu tanıyorum önceki seneden şöyle bir bakayım yeni gelen var mı?"

Elimi kaldırıp ben varım demek istemiyordum. Bir anda utamgaçlığım tutmuştu.

"Sen varsın sanırım tanışalım. Ben edebiyat öğretmeniniz Yasin Çoruh" Hoca bana bakarak konuştuğu için bir tık gerilsem de sakin kalarak,

"Günce ben Mersin'den geldim."

"Ne güzel,neden buraya geldin Günce"  Bir anda çok soru sormamışmıydı ya utanıyordum ama

Siniftakilerin hepsinin bizi dinlediğinin bilincinde  olarak,

"Ailemin tainleri yüzünden buraya geldik ama şimdiden çok sevdim"

"Ah sevindim o zaman" Hoca bana gülümseyerek başka tarafa döndüğünde anlık konuşmayla yükselttiğim omuzlarımı düşürdüm ve rahat bir nefes aldım.

Hoca  sınıftan başkaları ile konuşmaya başlamışken  Betül kulağıma eğilerek birşeyler söylemeye başladı.

"Yasin hoca çoğu kişinin favori hocasıdır şuan hoca sana sorular sorarak tanımaya çalıştı çünkü yeni sınıf hocamız tam olarak bu kişi"
Betül sınıf ve hocalardan söz etmeye başlayarak bana kısasından özet geçmişti.

Mesala asla ingilzce hocası ile fazla ve boş muhabbet kurmamam  veya matematik hocasına ise haftada en az beş soru götürmem ile ilgili tembihlerde bulunmuş ve tam sınıftaki kişileri anlatıcakken zil çalmış ve maalesef  yarım kalmıştı.

Teneffüste sınıftan cüzdanımı alarak çıkmış ve kantine yönelmiştim. Kantin de fazla kişi yoktu. Önceki okumda kantin sırası ile teneffüs çok olur ve kantinci abla-abi çok yorulurdu.

Kantinden bir su ve bir tuzlu çubuk alarak yavaş yavaş sınıfıma çıktım.

Sonrasında aklıma gelen yüz ile adımlarımı hızlandırıp resmen koşar adımlarla sınıfa gelerek o çocuğun orada olup olmadığına baktım. Oradaydı. Yanında ise sinemada gördüğüm kız vardı.

Belki de sevgililerdi ki çocuk hakkında hiçbir şey bilmiyordum.

"Pişt Günce, Günceydi dime?"

"Evet sen"

Sınıfa girip cam kenarına yönelirken  o çocuğun olduğu taraftan gelen ses ile ona döndüm.

Bir çocuk bana bakarak yürüyordu.

"Doruk  ben  Doruk Kaya"

Çok sempatik bir enerjisi vardı bu yüzden güldüm.

"Sen mersinliydin değil mi?"

"Evet mersinliyim"

"Nasıl orada yaşamak güzel arkadaşın falan var mı"

"Çok güzel bir yer ama ben çok sevmezdim."

"Neden y-ye- Günce?"

"Deniz sevmem basit yani"

"Peki güzel gacılar var mı?"

Çok komik bir konuşma tarzı vardı. Güldüm

"Var ama konuyla ilgilenen bulabilir miyim bilmiyorum"

"Tüh be heveslenmiştim."

"Olsun burada ki kızlar da çok güzel Doruk"

"O zaman kaçtım ben haydi eyvallah"

"Görüşürüz"

Doruk yanımdan ayrılarak kendi arkadaşlarının yanına giderken oraya doğru baktığımda çatık kaşlar ile bana bakıyordu. Sanki beni tanımaya çalışıyordu.




Matematik DahisiWhere stories live. Discover now