2 bölüm

496 12 16
                                    

Mehmet:sen nasılsın Süleyman bey
Süleyman:iyiyim elhamdulillah sen peki
Mehmet:bende iyiyim ha Fatma hatun ağabeylerin nerdedilerdir
Fatma:en son kılıç talimi yapıyorlardı
Mehmet:tamamdır sağolasın
Diyip gider
Süleyman:ben bi Yakup beyin yanına gideyim
Fatma:Yakup bey obanın sol tarafında gelirken gördüm
Süleyman:görüyorum da çok dikkatlisin küçük hatun
Fatma utanır
Fatma:dikkatli olmak iyi şeydir
Süleyman:öyledir öyle ben gideyim
Fatma:ne konuşacaksınız ki
Süleyman bi kaşını kaldırır
Süleyman:görüyorumda dikkatli olmak gibi bide meraklısın küçük hatun
Fatma:hayır külliyen yalan sadece öylesine sordum ve küçük değilim ben !
Süleyman:seninle sohbet çok iyi küçük hatun amma benim indi Yakup beyin yanına gitmem gereklidir sonra yine sohbet ederiz küçük hatun
Süleyman Fatma'ya göz kırpıp gider
Fatma:ben göstereceğim sana küçük hatunu deve bey
Fatma obada dolaşır sonra Mehmet'le karşılaşır
Mehmet:Fatma hatun ben sana bunu vermeyi unuttum bende kalmış sen kaçırdığın zaman attinin yanında buldum
Diyip Fatma'nın kolyesini uzatır
Fatma:ya Mehmet bey çok sağol bu Aygül halamın kolyesiydi vaktinde sonra bana verildi ondan hatıra benim için kaybolsaydi çok üzülürdüm çok çok sağol
Fatma'nın resmen gözleri parlar iri iri gözlerle Mehmet'e bakar Mehmet bir çift yeşil gözlerle göz göze gelir
Mehmet:sözü bile olmaz Fatma hatun
Fatma Gülümser
Fatma:ben gideyim Gonca hatunu bulayım tek başıma sıkıldım
Mehmet:bacım balla hatunlaydi en son
Fatma:yine sağolasın
Diyip onları bulmaya gider Mehmetse arkasından
Mehmet:sende sağol yeşil gözlüm...
Der ve o da gider
Fatma goncayla konuştuktan sonra obanın sol tarafındaki çiçekler ilgisini çeker ve oraya gidip çiçek toplamaya başlar tabi onu izleyen Süleyman'dan haberi yoktur Fatma menekşeleri toplayıp koklar sonrada bi taç yapmaya başlar Süleyman onu hayranlıkla izler taç hazır olunca başına takar Süleyman daha fazla uzaktan izlemek istemeyip yanına yaklaşır
Süleyman:yakışmamış hiç
Fatma birden Süleyman'ı görünce korktu
Fatma:Korkut'un beni Süleyman bey
Süleyman:artık beni görünce korkuyormusun ?
Fatma:hayır sadece birden çıkınca korktum
Süleyman:hahaha korkma küçük hatun
Fatma:ben küçük falan değilim !
Süleyman:hayır küçüksün menekşeden başına taç yapmandan belli bence yakışmadı başına
Diyip sırıtır Fatma üzülür ve başındaki menekşe tacını çıkarıp yere koyup hemen gider Süleyman anlamsızca Fatma'nın arkasından bakar
Süleyman:kalbini kırmak zorundaydım benden uzak durmam için sana kendimi kaptırmaktan korkuyorum ah be küçüğüm
Diyip yerdeki tacı alıp büyük cebine koyar ve Osman beyin yanına gider fatmaysa üzülmüştu kendide bilmiyordu nedenini Süleyman ona yakışmadı diyince üzüldü sonrada dolaşmak istediğini söyleyip ormana doğru gitti Orhan Süleyman alladın ve Mehmet sohbet ediyorlardı onlara taraf Gonca ve holofira geldiler
Orhan:holofira Gonca hatun bacım nerdedir
Holofira:dolaşmak istediğini söyleyip ormana gitti
Orhan:sen ne dersin öyle daha üç gün önce kaçırılmadimi bu kız ormanda ne diye ormana gider hemde tek
Gonca:bizde gelelim dedik ama inadı tuttu yok ben kendim giderim çocukmuyum ben diyip gitti
Süleyman bi kaşını kaldırır
Alladın:gel biz gidip bi bakalım
Hepsi ayaklandılar ve ormana doğru yola çıktılar Fatma dereye gitmişti yüzmek istiyordu o yüzden üstündeki elbiseyi çıkartıp suya girer alladın ve Orhan ormanın sol tarafına giderler holofira Gonca Mehmet obada kalmışlardı Süleymansa dereye bakmaya karar verir yerdeki elbiseyi görünce telaşlanır ve eline alır bu Fatma'nın elbisesiydi ne diye yerdeydi ki diye düşünür ve telaşlı telaşlı etrafa bakar Fatmaysa elbisesini bıraktığı tarafa yüzer ve tam çıkmak isterken karşısında Süleyman'ı görünce çığlık atıp geri suya girer
Fatma:senin burda ne işin var bakma don arkanı
Süleyman:a s s sey ben ağabeylerine seni bulmakta yardım ediyordu-
Fatma:don arkana!
Süleyman son kez Fatma'ya bakar
Fatma:dönsene
Süleyman arkasını döner
Fatma sudan çıkıp elbisesini giyer sonrada fermuari kapatmaya çalışır ama başarılı olmaz
Süleyman:giyindin mi
Fatma:H hayir
Süleyman Fatma'ya taraf kaçamak bakış atar
Süleyman:fermuarmi sıkıştı
Fatma:bakma !
Süleyman:yardım ede bilirim yanlış anlamayacaksan
Fatma düşünür
Fatma:tamam.
Süleyman: ne tamam
Fatma:fermuarimi...
Süleyman hemen arkasını dönüp Fatma'ya doğru gelir gözü çıplak olan sırta kayar kusursuz du teni Fatma'dan gelen lavanta ve çilek kokusu buyuledi bi anlığına Süleyman'ı
Fatma:hadi yap artık
Süleyman kendine gelip fermuari kapatmaya çalışır yalandan olmuyormuş gibi yapar Fatma'nın kokusunu içine çeker ve yavaşça fermuari kapatmaya başlar parmakları Fatma'nın çıplak beline değince Fatma irkilir
Süleymansa fermuari kapatıp geri çekilir çok yakınlarda geri çekilmeseydi kendini zor tutta bilirdi Fatma'yı öpmemek için Fatma Süleyman'a taraf döner kızarmıştı yanakları yaş saçları dagik haldeydi Süleyman baştan ayağa süzdü fatmayi elbisesi vücuduna yapışmıştı beyaz olduğu içinde güzel vücudu biliniyordu Süleyman kendini toparlamaya çalıştı
Fatma:sağolasın Süleyman bey
Süleyman:sözü bile olmaz herzaman seve seve yardım ederim
Fatma duyduğu söz karşısında dahada kızardı ve yeşil gözleri iri iri açıldı Süleyman onun bu haline sırıtıp bu tutam saçından aldı ve parmaklarıyla oynadi sonrada koklayıp saçını geri bıraktı Fatma seslice yutkundu
Süleyman:gelin gidelim de önce sen şunu giy hele
Diyip üzerindeki hırkayı Fatma'ya verdi
Fatma:o kadarda soğuk degil lüzumu yoktur hır-
Süleyman:elbisen vücuduna yapışmış halde küçük hatun obada erkekler çoktur öyle oraya gidemezsin o yüzden indi giy bunu beni deli etme
Fatma:deli edersem nolur ha ?
Süleyman:bilmek istemezsin hatun
Diyip yaklaşır Fatma'ya
Fatma:bilmek isterim ne yapabilirsinki bana ha
Diyip Süleyman'a dahada yaklaşır
Süleyman:demek bilmek istersin ha
Fatma'nın yüzüne sıcak nefesini verir ve aralarındaki mesafeyi bi adım atarak kapatır Fatma aşağıdan yukarıya bakıyordur tam Süleyman'ın gözlerinin içine Süleyman eliyle Fatma'nın yüzünü okşar sonra bi tutam saçını alıp koklar
Süleyman:bu koku beni deli ediyor senin gibi
Fatma:yapacağın bumuydu iltifatın için sağolasın
Süleyman Fatma'nın ne yapmaya çalıştığını anlamıştı
Süleyman:indi bak ve gör sana o hırkayı nasıl giydiriyorum
Diyip bi elini Fatma'nın beline sarar diğer elinise Fatma'nın bacağını tutar ve dudaklarına yapışır Fatma önce şoktadır karşılık vermiyordu Süleyman bi elini Fatma'nın kalçasında gezdirince Fatma inler Süleyman bunu fırsat bilip dilini Fatma'nın ağzına sokar Fatma daha fazla dayanamaz ve karşılık verir Süleyman fatmayi ağaca yaslayıp boynunu öpmeye başları Fatma sessizce inler Süleyman bi elini Fatma'nın bacaklarının arasını oksamaya başlayınca Fatma zor ayakta durur sonra Süleyman birden durur önce Fatma'nın dudaklarına küçük ve hızlı bi öpücük bırakıp yerdeki hırkayı alır ve Fatma'ya giyindirir
Süleyman:giyindiririm demiştim
Fatma:....
Fatma utançtan yerin dibiyle buluşmak üzeriydi
Süleyman:haydi küçük hatunum gel indi obaya gidelim ağabeylerini yolda buluruz
Diyip önden yürümeye başlar Fatmaysa arkasından ormandan tam çıkıyorlardı Orhan'la alladınız görürler
Orhan:bulmuşun bacımı sağolasın da Bacım sen neden ıslaksın
Süleyman:Fatma hatun ayağı kaymış dereye düşmüş bende hırkamı verdim malum hava soğuk
Fatma'ya bi bakış atar
Fatma içinden he he yalana bak be
Alladın:tamamdır o zaman obaya gidelim seninle sonra konuşacağız Fatma yalniz başına ormana gitmek ne yahu
Fatma:yeter ya
Diyip önden gider obaya doğru obaya gelince herkes Fatma üzerini değiştirmek için otağına gider

KADERİMSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin