~9~

44 16 2
                                    

İyi okumalar ✨

Sabah uyandığım gibi bakımımı yapıp üzerime elime ne geçtiyse geçirmiştim.

Daha ne Yoongi hyung ne de Hoseok uyanmıştı Jungkook dün akşam geç saatlerde bana yarın 06.30 da attığı konuma gelmemiş istemişti neden bu saatte gelmemi istemişti veya neden gelmemi istemişti veya en dikkat çekici tarafı yanlız gelmem ve kimseye haber vermememi istemesiydi zaten merakımdan uyuyamamıştım dün gece neler oluyor çok merak ediyordum.

Sessiz olmaya dikkat ederek merdivenlerden inip kapıya ilerleyip açıp dışarıya çıkmıştım adamlar Yoongi hyung'a haber vermeye kalkıştığında onları durdurup konuşmuştum

" Yoongi hyung'un haberi var " Bu sefer beni gideceğim yere bırakmak istediklerinde taksi çağırmalarını söylemiştim gelmesi fazla sürmeyen taksiye binip kafamı cama yaslayıp gideceğim konumu taksiciye göstermiştim

Şuan ise hiç gelmediğim ve bilmediğim şehir dışında kalan ıssız bir yerdi yağmur yağdığı için çamur olan toprak botlarımı kirletirken ilerledim

Büyük bir malikaneye benzeyen hiç camı olmayan ve küçük bir kapısı olan malikaneye ilerledim korkuyordum, endişeleniyordum ama bana mesajı atan kişinin Jungkook olduğunu kendime hatırlatıp hatırlatıp duruyordum ki bu az da olsa rahatlatıyordu beni o bana zarar vermez korurdu

Küçük kapının yanına geldiğimde kapıya tedirgince tıkladım

" K-kimse varmı "
Ses gelmeyince tekrar tıkladım bu sefer daha sesliydi

" J-jungkook "

Alnımın terini silerken endişem daha da artmıştı belki de şuan cevap veremiyordur yada şuan müsayit değildir ya da burada değildir aklıma gelen sorulara bir son verip arkama bakmadan 4-5 adım geriye gittim ki sırtıma çarptığım beden ile yerimden sıçramıştım tam arkama dönüp bakacaktım ağzımın kapatılması ve yukarıya kaldırılmam bir olmuştu hızla kafamı az da olsa arkaya çevirdiğimde şok ile gözlerim açılmıştı hayır hayır bu Jungkook değildi bu benim sevdiğim adam değildi adamın kolları arasından kurtulmaya çalışırken kafama aldığım darbe ile kafam allak,bullak olmuştu gözlerim kendini tutamayıp kapanmıştı.

...

Soğuk, ıslak, rutubetli beton üzerinde gözlerimi açmıştım ağrıyan başıma karşın kafamı az da olsa kaldırabilmiştim etrafıma baktığımda sadece boş dört duvar arasında büyük bir malikaneydi ve sanırsam bende malikanenin ortasında yatıyordum

Ağrıyan başımı ovalamak için elimi kaldırmaya çalıştığımda ellerimin bağlı olduğunu hissetmem ile korku bedenimi yeniden tutsak almıştı ellerimi kurtarmaya çalıştığımda çırpınmam sonucu ayaklarımın da ellerim gibi sıkı sıkıya bağlı olduğunu hissettim gözlerimden deli gibi yaşlar akarken bağırmaya çalıştım fakat nafileydi boğazım o kadar ağrıyordu ki bir inleme küçük bir çıt bile çıkaramıyordum

Hayatım ile benzerdi ne kadar bağırmak istesem de haykırmak istesem de kimse haykırışlarımı, içimde ki çığılıkları duyamazdı, işitemez, görezmedi..

Bir ümit ellerimi çözmeye çalışırken kurtarılmayı beklemiyordum bu zamana kadar kimse yardımıma koşmamıştı kimse o çığılıkları duyup yardımıma koşmamıştı herkes yanımda değil karşımda durmuştu ve benim yıkılmamı, enkaz oluşumu izlemişlerdi

Arkamdan gelen ayak seslerine odaklandım, bu ayak sesleri bana yıllardır her gece beni taciz etmeye gelen adamı hatırlatıyordu bana o soğuk ve sessiz oda da sadece onun ayak seslerinin duyulmasını hatırlatıyordu

" Bir hoş buldun diyemeyecek kadar aciz misin? "

Bu sesi hatırlıyordum hemde en ummadığım birinin sesiydi

WHİTE SWAN (TAEKOOK)Where stories live. Discover now