08

490 46 43
                                    

"Başlamasana oğlum, başla mı dedim?" Halil'in eline sertçe vuran Mauro yüzünden Halil elini hızlıca geri çekmişti. Shot bardaklarından birini kafasına tam dikecekken ensesine yediği tokatla durmuştu Halil.

Mauro, Halil'i yalnız bırakıp etrafa bakındı. Henüz ne Mert gelmişti, ne de Edin. "Mertler gelmeyecek gibi. Edin gelir ama Mert-" tam konuşmasını bitirememişken kapı ziliyle sesini kesmişti. Yanındaki Kerem gülerek kapıyı işaret etti.

"Sen açmak ister misin?" Mauro gülümseyerek kafa salladığında çalışanlardan önce kapıya varmıştı. Kapının yanındaki boy aynasından önce kendine baktı, sonra saçlarını düzeltti.

Büyük bir nefes alarak gülümsedi ve kapının kulpunu aşağı indirdi. Kapıyı açtığında da gülümsemesi solmamıştı.

"Edin, hoşgeldin." Edin'e gülerek sarıldığında Edin de onun gibi gülümsemişti. Mauro kafasını karşısındaki adamın boynuna gömdü ve kokusunu içine çekti. Edin içeri adımladığında Mauro iç çekerek kapattı kapıyı. "Ne olurdu karşımda Edin'i değil de Mert'i görseydim? Ha, ne olurdu yani?"

Kendi kendine söylendikten sonra yaptığının saçma olduğunu düşünerek salona girdi. Edin çoktan salona geçmiş, büyük bacaklarını tutarak oturmuştu. Önce yanında oturan İrfan Can ile selamlaştı, sonra ise İrfan'ın yanında oturan Ferdi ile.

Mauro ne yapacağını bilemeden Edin'i süzdü. Edin, üstündeki beyaz gömlek ile altına giydiği siyah pantolonu oldukça uyumlu duruyordu. En azından Mauro'nun fikriydi bu.

"Mauro gel otur istersen, Fenerliyiz diye seni dışlamayız." Ferdi konuştuğunda Mauro göz devirdi. Oraya daldığını yeni fark ediyordu. Ortamdaki Ferdi ve İrfan gülerken Edin sadece Mauro'yu süzüyordu.

Mauro'dan,

Üstümde hissettiğim bakışlar beni rahatsız etmiyordu, daha doğrusu şuan İrfan'ı ya da Ferdi'yi öldürmek bana çok cazip geldiğinden o bakışları umursayamıyordum bile.

Daha çok ortamda durmak istemediğimden Kerem'in yanına doğru yol aldım. Kerem en son Berat ile yan yanaydı ama ne yaptıklarını bilmiyordum. Berat'ın burada olması hiç normal değildi bana göre, bu parti Fenerbahçe ve Galatasaray oyuncuları içindi ama Kerem'i kırmak istememiştim.

Sıkıntıyla ofladım. Kerem hâlâ Berat ileydi ama daha korkuncu şuydu ki Berat Kerem'e baya aşkla bakıyordu.

Olduğum yerde bunalmış gibi hareket ettim. Şuan çok doluydu burası ama kendimi çok yalnız hissediyordum. Karşımda Victor ve Dries, sağ tarafımda Premier Lig hakkında tartışan Dominik ve Nando, sol tarafımda ise ne konuştuklarını anlamadığım Sacha, Wilfred ve Angelino vardı ama ben yine de çok yalnızdım.

"Beyaz tişört, krem rengi gömlek ve mavi bol pantolon. Bu kombin bir tek sana böyle yakışabilirdi." arkamda duyduğum sesle arkama döndüğümde tahmin ettiğim gibi Edin vardı. Bana doğru yaklaştıkça sanki yalnızlığımdan kurtuluyormuş gibi hissediyordum.

Güldüm sessizce. "Teşekkür ederim," sözümü bitirememiştim çünkü beni kesen onun cümlesiydi. "Mert'i arıyorsun değil mi?" cevap vermemiştim. Başımı eğdiğimde çeneme dolanan parmaklar bakışlarımın yukarıya çıkmasına neden olmuştu.

"Ne alaka? Mert gelirse gelir, gelmezse gelmez. Ben Kerem'i bekliyorum." bu dediğime kendim de inanmamış olacaktım ki gözlerimi ondan kaçırıyordum . "Gözlerini kaçırma Mauro. Sana inanmamı engelliyorsun." dedi ellerini çenemden çekerken..

Sinirde ofladım. Yanımda gülerek tartışan Dominik ve Fernando'yu duyamıyordum çünkü aklım Edin'deydi. Bana böyle kendinden fazlaca büyükmüş gibi davranması biraz hoşuma gitmiş olsa da bu ilişkinin asla olmayacağını düşündüğümde fikrimden vazgeçmiştim.

love triangle | mauro x dzékoWhere stories live. Discover now