I

75 10 35
                                    


Levi oturduğu sandalyede ileri geri sallanırken bara bir göz attı ve birasından bir yudum aldı. Kimse onun olduğu masaya yaklaşmıyordu, yaklaşamazlardı. Sonuçta Levi bu kasabanın şerifiydi. Herkes ona güvenir ve sever, ama aynı zamanda ondan korkarlardı da.

Genç bir adam elinde kağıtlarla onun masasına yaklaştı. Sandalyeyi çekti ve oturdu. Levi meraklı gözlerle adama baktı.

"Ne istiyorsun?"

"Belki bana bir bira ısmarlarsan söylerim."

"Tch, dökül."

Levi garsona eliyle iki işareti yaptı. Garson hızlıca tezgahtan iki bira kapıp onlara getirdi. Şerif ve adam arasında kısa bir sessizlik yaşandı.

Adam kağıtları Levi'ın önüne attı. Levi kağıtları aldı ve inceledi. Aranan suçlular ve verilen ödüller... kasabada kıtlık vardı. Halkın yiyecek yemeği vardı ama yemeği alacak parası yoktu. O yüzden suçluları yakalamak ve karşılığında ödül almak insanların geçim kaynaklarından biri oluvermişti. Ama bazı insanlar bu ilanları toplayıp diğer ödül avcılarının o suçluyu bulmasını engelliyordu. Çünkü bir suçluyu kaç kişi ararsa rekabet o kadar artıyordu ve herkes ödülü kendisine istiyordu. O yüzden bu zamanlarda afişleri bulmak iyice zorlaşmıştı.

"Elimde 100 dolardan 10 milyon dolara kadar var... istediğin bir afişi sana satabilirim."

"10 milyonluğu ver babalık. Basit işlerle uğraşacak vaktim yok."

"Parayı dökül o halde."

Levi ceketinin iç cebinden çıkarttığı para tomarını masanın üstüne bıraktı. Genç adam parayı aldı ve kağıt destesinin arasından 10 milyonluk afişi çıkarttı. Şerif afişi aldı ve inceledi. Bu kadın nasıl 10 milyon değerinde olabilirdi? Levi tedbiri elden bırakmaması gerektiğini hissetti. Biraların parasını tezgaha attı. Kovboy şapkasını düzelterek adama veda etti ve atına binip bardan uzaklaştı. Bir yandan da düşünüyordu, afişteki kadın görünüş olarak çok zarif bir bayana benziyordu. Nasıl 10 milyon edecek bir suç işlemiş olabilirdi ki? İçinden kadınlara güven olmaz diye geçirdi ve kendi kulübesine doğru sürdü. Kulübeye geldiğinde atını ahıra bağladı ve içeri girdi. Genç adamdan aldığı afişi masasının üstüne koydu. 

'Y/N L/N, yedi kasaba şerifini öldüren seri katil. Zanlının saç rengi....' Levi'ın ilgisini çekmişti, yedi kasaba şerifi? Ama neden? Levi belki bir gün sıra kendisine de gelir diye düşündü. Kısa bir araştırma yapmak için barları gezmeye karar verdi...

Levi gördüğü her bara giriyordu, eğer Y/N bu barlardan herhangi birine gelmiş olsaydı barmenler her şartta onu tanırdı. Çünkü bölgedeki bütün barmenler eğer şerif sorarsa hesap vermek zorunda oldukları için bütün müşterileri dikkatlice incelerlerdi. Eğer barmen bara gelen suçluyu bildirmezse suça ortak sayılıyordu.

Levi tabancasını tezgahın arkasından dolaşarak arkasından barmene doğru tuttu.

"Dökül. Y/N L/N hakkında ne biliyorsun?"

Barmen sırtında hissettiği namlu ile gerildi ve arkasını dönmeye cesaret bile edemedi.

"Y/N L/N ismini daha önce duymadım, yemin ederim!"

Levi cebindeki katlanmış afişi çıkarttı ve barmene gösterdi.

"Bu kadın daha önce buraya geldi mi? O kokuşmuş hafızanı biraz zorlamayı dene moruk."

Adam bir kaç saniye afişteki yüzü inceledi.

"Hiç bir fikrim yok... yemin ederim görmedim..."

Levi bıkkınlıkla iç çekti. Faydası yoktu. O kadın gölge gibiydi, ne varlığını bilen vardı ne de gören. İşini çok temiz yapmıştı.

Levi başka bir barı denemeye karar verdi. Sonuçta kimse kusursuz değildir, değil mi? İllaki bir yerlerde bir iz bırakmış olmalıydı. Yine de Levi umudunu kaybetmeye başlamıştı. Ondan fazla bara gitmişti ama bir şey elde edememişti. Eğer bu barda da bir şeyler bulamazsam vaz geçerim diye düşündü. 

Bara girdi ve barmene doğru yürüdü. Silahın namlusunu kemerinin ucundan barmene gösterdi ve işaret parmağını dudaklarına götürüp sus işareti yaptı. Barmen korkuyla kafa salladı. Levi barmenin karşısına bir tabure çekip oturdu.

"Y/N L/N. İsim tanıdık mı?"

"Evet şerifim... seri katil olandan bahsediyorsunuz, değil mi?"

Levi'ın yüzü bir anlığına bir umut ışığıyla aydınlandı. Sonunda Y/N bir açık vermiş olacak ki birileri onu görmüştü.

"Evet, hakkında ne biliyorsan çabuk dökül."

"Y/N şahsen bir kaç gün önce buradaydı... onun babası da eski müşterimdi."

Bir kaç gün... yani Y/N şuan kasabaya bir kaç gün uzaklıktaki her hangi bir yerde olabilirdi.

"Babası mı? Onun hakkında ne biliyorsun?"

"Mütevazı bir at çiftlikleri vardı ama kasabanın bütün atlarını onlar satar, atların hepsiyle onlar ilgilenirlerdi, ayrıca o zamanlar kasabadaki tek çiftlik oydu. Babası arada sırada buraya içmeye gelirdi ama yine de pek bağımlı bir herif değildi."

Levi bir kaç saniye bunun üstünde düşündü. Şuan kasabada milyon farklı at çiftliği vardı. Eğer en iş yapan çiftliği bulursa bir ipucu elde edebilirdi.

"Ee?"

"Ama sonra o zamanki kasabanın şerifi bu durumdan rahatsız oldu. Bir gece çiftliğe girip bütün atları öldürdüğüne dair dedikodular var. Çünkü o dedikodulardan bir kaç gün sonra L/N çiftliği kapandı. Daha sonra da babasını bir daha hiç görmedim. Bazıları öldü diyor, bazıları şerif öldürdü diyor. Çünkü onların çiftliği kapandıktan sonra şerif de bir çiftlik açtı..."

Levi'ın beyni alev almıştı, tek seferde çok fazla bilgi elde etmişti.

"Anladım. Y/N buraya geldiğinde şüpheli bir şeyler yaptı mı?"

"Hayır, normal bir müşteri gibi geldi, atını bağladı, bir kaç bira içip gitti."

"Nereye gittiğine dair bir fikrin var mı?"

"Sanırım. Nereden geliyorsun diye sorduğumda cevap vermedi. Bari nereye gittiğini söyle dediğimde batıya gidiyorum dedi. Büyük ihtimalle şuan batı kasabalarından birindedir."

Levi beklediğinden fazlasını almıştı, barmene bilgiler için teşekkür amaçlı biraz para bıraktıktan sonra bardan çıktı ve atına bindi, yarın sabah erkenden yola çıkacak ve batıya gidecekti...








(Orijinal fikrimdir saygilar.)



(Afiş derken böyle bir şeyden bahsediyorum)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Afiş derken böyle bir şeyden bahsediyorum)

/COWBOY/ Levi x Y/NHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin