19.Bölüm: Sen, Saçların ve Dudakların

69 9 2
                                    

"SEN, SAÇLARIN ve DUDAKLARIN"

🌸🦋

Bölüm Şarkısı: Figen Genç - Nazende Sevgilim

İyi okumalar!

Gözlerimi kapattığım ilk anda aklıma önce saçları gelirdi. Özenle baktığı, tel tel görünen, parlamaya her daim hazır olan saç tutamları... Saçlarında bakışlarım mest olduktan sonrasını burnu takip ederdi, burnunun kemer kısmında hafif bir çıkıntı vardı. Diğer insanlar gibi o çıkıntıyı dert edecek birine benzemezdi. O tüm kusurlarını kusursuzluğu ile örtmeyi bilirdi. Ben de onun yanında kusursuz olurdum, aslında kusur kelimesinin beden bulmuş hali olabilirdim ama onunlayken dünya bana hapishane olmak yerine özgürlüğüme koştuğum yemyeşil, dümdüz bir yol gibi gelirdi. Hal böyle olunca da kusurlarım görünmez olurdu.

O yolun üzerinde kuşlar neşe ile uçar, bulutlar hiçbir zaman dövüşmezdi. Her daim güneş en tepede parlar, yolumuzu bizim için aydınlatırdı.

Onun yanındayken dertleriniz küçük bir baloncuğa dönüşürdü. Havada yavaşça süzülür, süzülür ve en sonunda bir engele takılarak yok olurdu.

Belki de aşk sarhoşu olduğumdan bende böyle hisler uyandırıyordu ama dudakları... İşte onlar sarhoşluk anında bile fark edilecek türdendi.

Hafif pembe, biçimli, üstünde minik bir martının size göz kırptığı güzel dudakları...

O dudakları öptüğüm, parmaklarımın saçlarının arasında özgürleştiği bir dünya çok mu uzaktaydı? Tüm bu hayaller unutulup gitmeye yüz tutacak ıslak bir rüyadan ibaret olmamalıydı.

Sahi... Onu, saçlarını, dudaklarını izlerken düşüncelerimin nereye gidebileceğini kestiremiyordum. Keşke zaman tam bu anda dursaydı da onu daha yakından izleyebilseydim. O, zamanın durduğunun farkında olmasa ben de bunu fırsat bilip saçlarının arasında parmaklarımı gezdirsem, dudaklarını öpsem, sonsuza kadar zihnime kazısam...

Daha onunla ilgili saatlerce hayal kurabilirdim, bu hayallerin sonu çocuklarımızın olduğu mutlu bir sonla bile bitebilirdi ama Kemalettin amcanın arabayı evimizin önünde durdurması belki de hiç doğmayacak çocuklarımızın doğma hayalinin bile önüne geçti. "Geldik, hanımlar."

Annemin destek veren elini elimin üstünde hissetmemle gülümsedim, araba kapısını inmemiz için araladığı sırada Ekin hiç beklemediğim bir şekilde söze girdi. "Bir ricada bulunmak istiyorum. Masal bugün iyi bir gün geçirmediği için beraber bir şeyler yapmamız ona iyi gelebilir. Tabii siz de isterseniz."

Annemin eli kapı kolunda öylece dururken bir bana bir de Ekin'e baktı. Kaşlarını hafifçe kaldırarak söze girdiğinde annemin gözlerinin içine baktım. "Masal istiyorsa olur."

Aslında istemiyordu, son olanlardan sonra beni yanından ayırmak istemediğini biliyordum ama harika bir anne olduğundan seçimi bana bırakıyordu. Ekin'in güvenilmez biri olmadığını da düşündüğünü hissediyordum, benim için uğraşmıştı.

Dudaklarımı cevap vermek için araladığımda Ekin benden önce davrandı. "Masal eve dönmek istediğinde kapıya kadar bırakacağıma söz veriyorum."

Annem tebessüm göstererek başını yavaşça yukarı aşağı salladı, ben ise içimde uçuşan kelebekleri belli etmemeye çalışarak kurmak istediğim cümleyi kurdum. "İstiyorum, biraz kafa dağıtmak iyi gelecek anneciğim."

Annem beni anlayışla karşıladıktan sonra yanaklarıma öpücükler kondurdu, kulağıma "Geç kalma," diye fısıldadığında uyarı çanlarının çaldığını duyar gibi olmuştum.

Kelebeğin RüyasıWhere stories live. Discover now