3.5-Ez Ve Geç-

2K 169 58
                                    

Ormandaki Avcı'nın otuz beşinci bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

Sessizlik.

Justin'in yüzüme bakıp gülümsemesi bana acı veriyordu. Onu istemiyordum. Saatlerce yüzüne tokat yapıştırıp yüzünü parçalamak istiyordum. O iğrenç burnunun kırılıp acıdan kıvranmasını, dudaklarının patlayıp kanlar içinde kalmasını ve gözlerinin sonsuz körlüğe mahkum olmasını istiyordum. Ama o korkak biri olduğu için hep askerler tarafından korunacaktı. Bu yüzden Justin güçsüzün tekiydi.

Kulağına doğru tekrardan eğildim ve Salver'ın duymayacağı şekilde fısıldadım.
"Eğer Salver'ın saçının teline zarar gelirse sana cehennemi yaşatırım." Güldü. Tahmin etmiştim.
"Söylesene Veronica, kapana kısılmış halde buradayken nasıl bana cehennemi yaşatacaksın?" Sesi alaycı, bakışları mide bulandırıcıydı.

"Aslında cehennemi sana, ölümü de kendime yaşatacağım. Eğer ona zarar verirsen gözümü kırpmadan kendimi öldürürüm. Bunu istemezs-
"Kes sesini artık!" diyerek yanımdan ayrıldı Justin. Sinirle olduğumuz yerden çıktı ve benim demir kapımı kilitlediler. İki asker kalacak şekilde diğer korumaları da onun peşinden gitti.

Korkak.

Tam bir korkak.

Kirler içinde kalmış beyaz paltomun yakasını düzelterek duvara yaslandım. Başımı demir parmaklıklara yaslayıp beni izleyen Salver'ı izlemeye başladım. Ne o birşey diyordu, ne ben. İkimiz de hiç tepki vermeden birbirimize bakıyorduk. Ne ben ona konuş dedim, ne de o. Sadece bakışlarımızla bile anlaşıyorduk onunla.

Asker kendi aralarında bir süre gülüşüp eğlendiler. Daha sonra güneş battıktan sonra yere çöküp uyuklamaya başladılar. İkisi de sırtlarını duvara dayamış gözlerini yumup duruyorlardı.

Vakit geçtikçe daha çok mayıştılar. Ve sonunda da ikisi de uyudular. Bunu fırsat bilen ben heyecanla doğruldum ve saatlerdir beni izlemekten yorulmamış olan Salver'a baktım.

"Seni seviyorum Salver. " diye fısıldadım. Omuz silkti. "Kızgınım." diye cevap verdi.

"Kime?"
"Hem sana hem kendime."
"Bana neden? Kendine neden?"

"Orada beni yokluğunla cezalandıracaktın. Ve bu benim için ne kadar kötü birşey haberin var mı? Kendime kızmamın sebebi ise seni koruyamam ve başına bunların gelmesi. Affet beni Veronica. Seni koruyamadım. Lanet olsun seni Justin'in kollarının arasında öyle görünce...." Gözlerimden birer yaş akarken kendimi toparladım.

"Senin hiç bir suçun yok. Seni affetmem gereken bir hata yaptığını da düşünmüyorum. Ayrıca orada başka bir çarem yoktu. Sensiz bir hayat yerine ölmeyi tercih ederim." Yüzümü buruk bir gülümseme aldı. "Farkında mısın bilmem ama senin benim üzerimde bıraktığın etki bambaşka. Ne zaman olsa yine aynısını yaparım. O kılıcı senin kalbine dayayıp ruhumu öldürmek yerine o kılıcı kendi kalbime dayayıp bedenimi öldürürüm. "

"Değmezdi. Benim gibi bir adam için değmezdi. " diye mırıldandı. Kaşlarımı çattım.
"Neden değmesin ki?" Derin bir nefes alıp parmaklıklara yaslandı. Elleriyle oynamaya başladı. Utanmıştı.

"Ben kötü bir adamım Veronica. Sen bunu bilmiyor olabilirsin ama kötü bir adamım. Eğer kendimi kontrol edebilseydim ilk işim kendimi senden uzaklaştırmak olurdu. Ama kendimi kontrol edemiyorum. " Konuşma boyunca elleriyle oynayan Salver gözlerini kaldırıp bana baktı. Gözlerim bir çukur olsaydı Salver en derinde olurdu.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin