secret romance- Lee Minho

-19

YOU ARE DARLA BENNET

Bu zamana kadar onların egolarına dayanmak için çok savaş vermişti. Aslında onu sevmelerini istemişti içten içe. Belki severler ise mutlu olabilirdi o zaman. Önce notlarını yükseltmekle başladı , çevresine karşı sevecen tavırlar sergiledi. Giyimini onların isteğine değiştirmişti. Her şeyi onların hoşuna gidecek şekilde yapmaya çalışıyordu, sırf onu sevsinler diye.

Olmadı, işe yaramadı. Onların saygısı bir kenara çeşitli psikolojik rahatsızlıklara sahip olmuştu. Sürekli hata yapmaktan korkar hâle gelmişti. Sevilmek istemişti ancak o da kendini sevmiyordu artık. Hak ediyorsun sözcükleri kafasında tekrarlanıyor, kulaklarının çınlamasına neden oluyordu.

Yaşadığı son olaylardan ötürü her şeyi geride bırakıp kaçmak istemişti. Unutmak istemişti, özgür olmayı istemişti.

.....

Dediğini yapmış saat üçte Lateo'nun masasına istifa mektubunu bırakmıştı. Adımları şirketin dışını bulunca, uzun gökdelenlerin bıraktığı açık kısımları süsleyen maviye bakmış, gülümsemişti. Bunun bu kadar iyi hissettireceği aklına gelmezdi.

Yapabilirsin diye bağırmak geliyordu içinden ama insanların fikirlerini hâlâ önemseyen biriydi. Koyu mavi aracının yanına ulaştığında arabanın ön camına sıkıştırılmış olan zarfı farketmişti. Sileceklerin arasında onu çıkarmış arabaya binip ellerinin arasında ki kağıda bakmıştı.

Lee Minho'nun fanlarından gelen bir mektuptu.Bunun olacağını tahmin etmeliydi. Şu zamana kadar yaptığı tüm haberlerde bunu göz önünde bulundurmuştu. Korktuğundan değil sadece kendini hazırlaması gerekiyordu, sonuçta linç yemek o kadar basit bir olay değildi.

Her zaman ki hayranların o çok sevdikleri ünlüler denilen kısım için göz dağı vermek istediği yazılardan olduğunu düşünüp arabanın torpido kısmına koydu.

Birkaç gün için eski arkadaşı olan Taeyang'ın yanına gidecekti. Taeyang ile üniversitede tanışmışlardı. Bir hafta sevgili kalmış daha sonra arkadaş olmaya karar vermişlerdi. Bunun doğru karar olduğunu şimdi daha iyi anlıyordu ikiside.

....

"Bakıyorum da kimler gelmiş! Siz buraların yolunu hatırlar mıydın, prenses Darla?"

"İlahi Theo bir kez olsun sen benim evime geldin mi hmm? Oğlum sen yeni evime hediyeyi kendin getirmek yerine kargo ile göndermiştin hatırlatırım!"

"Tamam güzellik haklı olabilirsin ancak çok haklı bir sebebim var gelmemek için."

Bir kaşını kaldırmış, neymiş bakalım dercesine bakıyordu ona.

"Bir ben o ruhu emilmiş bir insan görünümlü insanlar ile aynı ortamda nefes alamam. Üzerime üzerime geliyor orası."

Dediklerinde haklı olduğunu düşündü genç adamın. Fazla tanıdık geliyordu bu tanım ona çünkü kendisinin de bir farkı yoktu o insanlardan.

"Theo beni her zaman gittiğimiz dondurmacıya götür lütfen."

"Senin şu yaz kış dondurma aşkınla Ne yapacağız biz?"

"Dondurmanın mevsimi olmamalı. Yani neden sadece yazın yiyeyim ki bu bedenime acı çektirmekten başka bir şey olamaz!"

"İşte bu yüzden en yakın arkadaşımsın prenses. Hadi gidelim!"

Kolunu genç kadının omzuna atmış, adımlarını dondurma dükkanına çevirmişlerdi. Darla, Taeyang'ın yanına her geldiğinde dondurmacıya giderdi. Bu artık onun için gelenek haline gelmişti.

Her zaman ki kavun ve çikolata aromalı dondurmasını almıştı. Taeyang ise onun tam tersi olarak limon ve çilek aromalı almıştı. Birlikte yeniden evin olduğu tarafa doğru dönüyorlardı.

"Hâlâ nasıl limonlu dondurma sevdiğini anlamıyorum."

Omuz silkmiş dondurmasının tadını çıkartmaya devam etmişti.En sonunda dondurmalarının bitmesiyle eve varmaları bir olmuştu.

"Senin için her zaman ki odayı ayarladım. Yerleş ve aşağı gel."

Dediklerine karşı yavaşça başını sallamıştı. Taeyang kişisel gelişim ile ilgileniyordu bu yüzden Darla'nın farketmediği en ufak duygu durumlarını anlayabiliyordu. Ayrıca bu yakın arkadaş olmalarının sonucuydu.

Sonunda odaya varmış ve eşyalarını yerleştirmeye başlamıştı.Telefonunu pantolonunun arka cebine koymuş aşağı inmişti.

Taeyang elinde kahve kupasını tutarken telefonda biri ile yazışıyordu. Gülümsüyordu, neden bu kadar gülümsediğini merak etmişti.

"Neye gülümsüyorsun sen öyle?"

"Hayır, benden şuan bir şey öğrenemezsin. Önce ben seni sorguya çekeceğim."

Taeyang'ın karşısına oturmuş, kendisi için hazırlanan kahveyi elleriyle kucağında tutuyordu.

"Başlayalım doktor bey."

"Anlat bakalım neden tatil yapmaya karar verdin? Sen normalde iş sezonu izne çıkacak biri değilsin."

"Aaa en yakın arkadaşımı görmeye geldim işte, başka ne açıklaması olabilir ki?"

Taeyang ciddi bakışlarını Darla'ya göndermişti. Doğruyu duymayı bekliyordu.

"İzne çıkmadım, istifa ettim."

"Oh sonunda be prenses! Kurtuldun ya o şirret kadınlardan beş yıl gençleştim resmen. Ama neden bu kadar ani karar verdin?"

"Off Theo ben çok kötü bir şey yaptım."

Bacaklarını kendine çekmiş kafasını gömmüştü.

"Darla utanacağın en son insan benim. Seni yargılamayacağımı biliyorsun.
Ne olduğunu anlat lütfen."

"T-tamam her şeyi baştan anlatıyorum."

Derin bir nefes almış, anlatamaya başlamıştı.

"Biliyorsundur belki, Lee Minho diye bir idol var. Şirket onların haberlerini yapmam için beni görevlendirmişti. Bu yüzden grup ile ben ilgileniyordum. Son zamanlarda oldukça işe yaramaz haberler yapıyordum. Bu benim için bir fırsattı."

"Evet güzelim, dinliyorum."

"Theo ben adamın bir açığını yakalayıp haber yapmak için yakınlaşmıştım. Başta hesaba katmamıştım bu durumu ama etkilendim her kadın gibi. Ve bir şeyler oldu işte, ben sanırım ona aşık oldum."

Darla daha fazla göz yaşlarını tutamamıştı. Taeyang hemen kollarını sarmıştı arkadaşına.

"Aşık olmak suç değil güzelim. Ağlama lütfen."

"Theo ben haberi yayınladım ama takma ad kullanarak yapacaktım haberi fakat Mia adımı değiştirmiş. En başından beri biliyormuş her şeyi. "

"Kızım madem seviyordun, niye yaptın bu haberi?"

"Beni yargılamayacağını söylemiştin ama!"

"Sus kız zırlama şimdi. Şimdi Minho dediğin adamdan ümidini kesemezsin. Aranızı yapmak için bir çözüm yolu bulacağım."

"Olmaz, nefret ediyor benden."

"Uhh Darla ergen kızlar gibi aşk acısı çekemezsin. Sen Darla Bennet'sin kızım."

*"

Do ıt like this.

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız dostlar😉