"Şehidin helvası sizin ocakta kavrulmdığı sürece, size hep tatlı gelecek."
🇹🇷
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
🇹🇷
"Erdem Yarbayım sizi çağırıyor komutanım." Dedi kapıda görevli olan Halil. Başımla onayladım.
Odadan çıkıp yarbayımın olduğu odanın önünde geldim. Elimdeki kartı okutup içeriye girdim. Masada; Erdem Yarbay, Albay, yeni gelen yüzbaşı ve timi vardı.
"Üstteğmen Alya, emredin komutanım" dedim Albay'ın yanında. Başı ile oturmamı emretti. Yanında duran sandalyeyi çektim ve oturdum. Masadaki gözler bana bakıyordu.
"Alya, sahaya yeni gelen tim. Barut timi. Komutanları yüzbaşı Yaman, bomba imha uzmanları Salih, nişancıları Cengiz ayrıca ek olarak yanlarında bir bilgisayar uzmanı Demir de var. Diğerlerini zamanla tanırsın." Dedi Yarbay Erdem. Başım ile onayladım.
"Bende Alya, Üstteğmen Alya Türk. Ateş timinin komutanıyım." Dedim onlara ithafen.
Hepsi başı ile onaylayıp birbirine baktılar.
"Bir sonraki görevde birliktesiniz. Göreviniz büyük bir görev. Teröristlerin 4 başından birini avlayacağız. Yarın sabah saat 8 de timini de al gel Alya. Çıkabilirsiniz." dedi Yarbay Erdem.
"Emredersiniz komutanım." Dedim gür sesimle. Başımı yukarıya aşağıya salladım ve odadan çıktım. Arkamdan gelen adım seslerini dinlemeden timin odasına gidiyordum.
"Üstteğmenim bize odamızı gösterir misiniz?" Dedi arkamdan bir ses. Adımımı durdurup arkamı döndüm. Bana bakan gözlere gülümsedim.
"Hadi gelin." Dedim onlara ithafen. Yanlarında yüzbaşı olmasaydı bitirmiştim işlerini. Bir komutana asker muamelesi yapıyordu.
Geldiğimiz odanın önünde durduk. Kapıyı açtım ve girmelerini işaret ettim. Yüzbaşı Yaman en son içeriye adımladığında gidiyordum ki yüzbaşı bana seslendi. Sanırım ben bir türlü dinlemeyeceğim!
Hasbin Allah!
"Buyrun komutanım?" Dedim arkamı dönerken.
"Sahaya nerden gideceğiz Alya?" Dedi.
Bedenimi sağa çevirip konuşmaya başladım.
"Bakın tam karşımızda ki kapıdan direk hazırlanmak için silah odasına giriyoruz."
