3.6-Seninle Yanmak-

2.2K 165 56
                                    

Ormandaki Avcı'nın otuz altıncı bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

"Veronica..." Salver'ın yumuşak sesini duyunca gözlerimi açtım. Başım çatlarken kaşlarımı çatarak olduğum yere baktım. Yine parmaklıkların ardındaydım. En son bütün sinirimi Justin'den çıkardığımı hatırlıyordum.

Salver'a baktım. Pür dikkat bana bakıyordu.

"Salver.." diye fısıldadım olduğum yerde doğrulurken.
"İyi misin?" diye sordu. Başımı salladım. "Sadece başım ağrıyor. İyiyim."

Koridorun sonundaki cama baktım. Daha geceydi. Demir parmaklıklar konulduğu için rüzgar giriyordu olduğumuz yere.

Şafak vakti. Şafak vakti idam edilecektim. Ne yapacağımı hala bilmiyordum.

Şuan buradan kolaylıkla çıkardık. Salver'ın en ufak tekmesi ile demir parmaklıklar yıkılırdı. Askerler ise çocuk oyuncağıydı. Ancak buradan sonra ne yapacaktık? Salver ne kadar hızlı koşsa bile mutlaka yakalanırdık.

İki asker de uyukluyordu.

"Salver," dedim gözümden yaşlar akarken. Diyeceklerim boğazıma tıkılıyordu. "Ben çok korkuyorum. Ne yapacağım? Kolay gibi gözüküyor ama..." göğsüm inip kalkıyordu. Kalbime ağrı girmişti. "Salver ben ölmek istemiyorum. Şafak vakti idam edileceğim. Ne yapacağım?"

Yutkundu.

"Ölmeyeceksin Veronica."
"Ama idam?"
"Justin seni yaşatacak." Yumruklarını sıktı. "Hala seninle evleneceğini düşünüyor. Bu yüzden idam edilmeyeceksin. Seni buraya getirirlerken askerlere seninle evleneceğini anlatıyordu. L" Göz devirdim.

"Ben onunla konuşmayı bile istemiyorken onunla birde evlenecek miyim? Asla! Ne yapacağız Salver?" Alnını ovuştururken aklıma gelen fikir ile gülümsedim.

"Bam!" dedim heyecanla. Kaşlarını çatarak bana baktı. "Senin ıslığına geliyor. Seni buradan duyabilir mi?" Çenesini ovuşturmaya başladı.

"Bam iyi duyar. Çok kuvvetli ıslık çalmam gerekiyor. Sanırım bunu yapabilirim." diye mırıldandı.

"Eğer yaparsan Bam buraya geldiğinde kolayca çıkabiliriz değil mi?" Başını salladı.
"Akşama doğru gelirse bizim için daha iyi olacak. Umarım şu iki asker olur bütün gün boyunca. Bu ikisi de aptalın teki." Askerlere iğrenerek bakınca kıkırdadım.
"Eğer Justin gelirse onu oyalayabilirim. "
"Bunu yapmak zorunda değilsin. "
"İşimizi sağlama alalım. " dedim. Birşey demeden arkasına yaslandı. Anlık heyecan gelmişti.

"Buradan kurtulduğumuzda nereye gideceğiz?" diye sordum.
"Bilmiyorum."
"Senin ülkene mi gideceğiz?" Başını iki yana salladı.
"Seni oraya zorunda kalmadığım sürece götürmem." Dudaklarımı dişleyerek geriye yaslandım.

"Karnın açtır senin. Yemek yemedin mi?"
"Yedim. " diye yalan söyledim. Bu kadar karışıklıkta benim yemek yiyip yemediğimi düşünmesini istemedim. Birde benim için endişelenmesini istemiyordum.
"Yemedin. " diye mırıldandı.
"Yedim Salver. "
"Yemedin Veronica. Yemek yedikten sonra cilt rengin bile değişiyor. Yüzün solgun görünmüyor. Konuşman bile daha canlı oluyor." Şaşkın bir şekilde ona baktım.

"Beni böyle incelediğini hiç düşünmemiştim." dedim hafifçe gülerek.
"Sevdiğim kadının her halini bilmem gerekiyor ki biliyorum. " Tek kaşımı kaldırdım.
"Nelermiş benim hallerim?"
"Mesela sabah kalktığında saçların kabarık oluyor ancak sen hiçbir şey yapmamana rağmen gün içinde zaman geçtikçe iniyor." Kafamı demir parmaklıklara yaslamış onu dinliyordum. "Gerçekten güldüğün zaman sağ gözünün hemen yanında ufak bir çizgi oluşuyor." Şaşkınca dudaklarımı araladım.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin