3.7-Bitti mi?-

2.2K 168 75
                                    

Ormandaki Avcı'nın otuz yedinci bölümüne hoşgeldiniz umarım beğenirsiniz bol bol yorumlarınızı bekliyorum şimdiden iyi okumalar dilerim 💫

"Veronica?" Salver'ın endişeli sesi ile gözlerimi açtım. Gördüğüm ilk şey merakla bana bakan Salver ve sık sık dizilmiş ağaçlardı.

"Neredeyiz? Burası neresi?" dedim ellerimden destek alarak olduğum yerde doğrulmaya çalışırken. Salver ise omuzlarımdan tutup beni geri yatırdı.
"Fazla hareket etme." Yüzüme yapışan saçları geriye ittirdi. Uzun parmaklı, kemikli eliyle yanağımı okşarken konuşmaya devam etti. "Yaranı temizledim. Bu yüzden şuan acısını hissetmiyorsun ama daha kapanmağı için ufak bir hareketinde acır. Bu yüzden hareket etme." Başımı sallayıp yüzüne baktım.

"Teşekkür ederim Salver." dedim. Buruk bir şekilde gülümsedi.
"Asıl ben teşekkür ederim."
"Neden?" diye sordum. Uzanıp elimi tuttu. Başparmağı ile okşarken dudaklarını araladı.
"Yaşadığın için. Tam üç saattir yoldaydık. Yol boyunca yaran acıdığı için ağladın. Ben de dayanamadım." Gülümseyip elimi saçlarına daldırdım. Düz ve siyah kusursuz saçlarını karıştırırken o da gülümsedi.

"Sen beni mi düşündün?" dedim neşeli sesimle.
"Hıhı." Başımın dibinde ağaç vardı. Sırtımı oraya yaslayabilirdim. Fazla canım sıkılmıştı böyle.
"Salver.."
"Söyle altıncığım." Kıkırdadım. Ancak gülmemle birlikte karnımda ufak bir sızı oldu. Karnımı tuttum.
"Sırtımı şuraya yaslasam?" Başını salladı.

Omuzlarımdan tutup beni küçük çocuklar gibi olduğum yerde doğrulmamı sağladı. Elimle hala karnımı tutuyordum çünkü biraz acıyordu. Omuzlarıma koyduğu pelerini düzeltti.

"Sana gülmeyi yasaklıyorum." dedi gayet ciddi bir sesle. Onun bu tepkisine yine gülesim geldi ama gülmedim.

"Ne kadardır buradayız?" O da sırtını arkasındaki büyük kayaya yasladı.
"Bilmem ki. Bir saat ya olmuştur ya olmamıştır." dedi. Başımı sallayıp ayaklarımın biraz ilerisinde yatan Bam'a baktım. O da yorulmuş olmalıydı.

"Acaba Justin şuan ne yapıyordur?" diye mırıldandı Salver. Hafifçe gülümsedim. "Senin kırdığın kaburgaları tedavi ettiriyordur." Salver da hafifçe gülümsedi.

"Eğer orada ölseydim ne yapardın?" diye sordum. Salver'ın gülüşü anında soldu. "Yada Justin ile evlenmeyi kabul etseydim?" Derin bir nefes aldı. Elini kaldırıp kalbime koydu.
"Bilmiyorum. Düşünmesi bile korkunç. Bana böyle sorular sormasan?" Kalbimin üzerindeki elinin üzerine koydum elimi. "Bir daha sormam söz. Altıncık sözü."

"Altıncık sözü." diye fısıldadı.

Soğuk bir rüzgar esince üzerimdeki pelerini örttü.
"Artık gidelim." dedi.
"Nereye gideceğiz?"
"İlerlerde kabileler vardır mutlaka onlardan birine gidebiliriz. Ama şimdiden söyleyeyim, kimseye güvenme. Ve yanımdan ayrılma olur mu?" Başımı salladım.
"Ne sözü?" dedi çarpık gülümsemesi ile.
"Altıncık sözü." dedi ve ayağa kalkıp beni kucağına aldı. "Yürüyebilirdim."
"Yürüyemezdin." Güldüm.

Bu sırada Bam kalkmıştı. Salver benimle birlikte Bam'ın üzerine bindi. Beni önüne oturtup arkama geçti. Salver hafif bir ıslık çalınca Bam uçmaya başladı. Yine havada süzülmeye başlayınca uyku tekrar bedenimi sardı.

💫

Sıcak esinti yüzüme doğru geliyordu. Burnuma yanık kokusu kulaklarıma ise ateş sesi geliyordu. İçimi huzur kaplıyordu bu ses yüzünden. Vücudum yeni doğan bebekler gibi hafifti. Sıcacıktı kaldığım yer.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now