OH toilet ilk yazım ve fena halde cringe buluyorum. Bu yüzden asla silmeye kıyamadığım için düzenlemeye karar verdim. Tamamen değişti ve artık ukekook- semetae.Umarım güzel olur <3.
777
İlk kez sevgilisinden ayrılmış biri olarak kafa dağıtmaya karar vermiştim bu gün. Doğrusunu söylemek gerekirse hiç kimse göz yaşlarıma değmezdi. Özellikle de Chung-Ae.
İlk olarak bu ilişki kızlara ilgim olmadığını kanıtlamıştı. İlk kez erkeklere ilgim olduğunu ise lisenin başında öğrenmiştim. Karşı sınıftan bir çocukla flört etmeye başlamıştım.
Oh Sehun gerçekten yakışıklı ve çekiciydi. Ama çapkın ve aldatan biriydi. Ayrıca onunla öpüşmediğim zoruna gitmişti.Ona ilk öpücüğümü vermediğim için hala kendimle gurur duyuyorum.
Elbette daha 16 yaşımdayken onun gibi biriyle yıpranamazdım. Sonra Chung-Ae benden hoşlandığını söylediğinde onunla denemekden zarar gelmeyeceğini düşündüm.
Chung-Ae ise daha beterdi...Sürekli temas istiyordu. Sülük gibi yapışık olduğunu söyleyerek ayrılmıştım ondan. Ve bu gün evde bunu kutlayacağıma zorla "sen depresyondasındır şimdi" tarzı şeylerle buraya sürüklenmiştim.
Daha reşit değilken nasıl içeri gire bildiğim hakkında pek fikrim yoktu ve açıkçası siklemiyorum bile. Herkes deli gibi dans ediyor, mideleri kaldırmamasına rağmen hala içiyor, ve deli gibi öpüşüyordu.
Ben ise bar taburesinde oturup muzlu milkshake'mi yudumluyor, ve de her şeyi görmezden gelerek muzlu pudingimin tadını çıkarıyordum. Yanımdaki tabureye kendini atan Mingyu yine aynı şeyleri söylemeye başlayınca gözlerimi devirdim.
"Hadi ama Gguk! Eğlen biraz." alkollü içeceğini işaret ederek "Gevşemen lazım hadi iç biraz. " dediğinde gözlerimi devirdim. "Gayet iyiyim ama biraz daha burada oturmaya devam etsem renkli ışıklar ve müziğin sayesinde kör ayrıca sağır olacağım."
Hızla kalkıp lavaboya ileriledim. Lanet tuvalet bile iğrenç derecede parlak neon ışıklarla süslenmişti. Yüzümü hızla yıkayıp aynada kendime baktım. Hızla dudak parlatıcımı tazelerken gözüm aniden arkamdaki çocuğa takıldı.
Esmer tenli ve oldukça yakışıklı görünüyordu. Ve o kadar dikkat çekiciydi ki, gözlerimin parladığına yemin ede bilirdim. Ve ağzımdan çıkan kelimelerin farkına bile varmamıştım. "Tanrım çok güzelsin."
Gözlerini duyduklarıyla üzerime çevirdiğinde beni duyduğunu anlamış ve fazlasıyla utanmıştım. Yanaklarımın pembeleştiğine kalıbımı basa bilirdim. Bakışlarımı hızla tekrar aynaya çevirdiğimde yanlışlıkla çeneme bile parlatıcı vurduğumu ancak anlamıştım. Daha ne kadar rezil ola bilirim diye düşünürken şokla açılmış ağzımın ve kocaman gözlerimin farkında bile değildim.
Arkamdan gelen kısık sesli kıkırdamayla kendimi toparlamaya çalıştım. "Tanrım..Çok tatlısın. Ama ben güzel değil yakışıklı olmayı tercih ederim." Duyduğum kalın ama sıcacık sesle gözlerimizi buluşturdum yeniden. "Hmm teşekkürler." diye fısıldadığımda kendi sesimin bu kadar zayıf çıkmasına şaşırdım. Ama onun yine de beni duyduğundan emindim.
Yutkunarak yüzümü bir daha yıkayıp aynaya baktığımda beni izlediğini görmek fazlasıyla utanmamı sağlamıştı. Zorla da olsa görmezden gelerek parlatıcımı bir daha dudaklarıma sürmeye çalıştım. "Yardım etmemi ister misin, hm?" tekrar konuştuğunda elimdekini cebime koydum, "Yok ben hallettim." diyerek bana yaklaşmasını görmezden gelip kendimi dışarı fırlattım.
Geri yerime oturduğumdaysa, gecenin geri kalanını arkadaşlarımın neden kıpkırmızı olduğuma dair teorilerini dinlemekle geçirdim. Eve döndüğümde cebimde bulduğum kağıt ise o gece uyuyana kadar sırıtmama sebep olmuştu.
"Beni ara +82 10 1234 5149"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐿𝑎 𝑡𝑜𝑖𝑙𝑒𝑡𝑡𝑒
FanfictionUmursamaz Jeon Jungkook için sadece tuvalette tanıştığı Kim Taehyung vardı.