(35) 4. Büyük Shinobi Savaşı'nın İlanı

43 6 18
                                    

Raikage iyileşirken Gaara, kendisine bakan Sasuke'den gözünü hiç çekmedi, ağır ağır konuştu. "İntikam arayışını sürdürmek anlamsız, bunu bizzat deneyimledim. Senin için hâlâ çok geç değil. Kendini nefretten başka duygu olmayan o dünyaya hapsetme. Geri dönüşü olmayacak."

"Geri dönmek istediğimi mi sanıyorsun?" Sasuke bunu alaylı bir ifadeyle söyledi. Bunu bir seçenek olarak bile görmüyordu. Gaara, arkasındaki Kankuro ve Temari'nin sesini duydu o an.

"Bu herifle konuşmak bir işe yaramayacak Gaara. Uğraşma."

"Beş Kage Zirvesi'ne saldırdıktan sonra o artık uluslararası bir suçlu. Onun bir geleceği yok."

Gaara kardeşlerini dinlerken dişlerini sıktı. Karşısındakinin Naruto için çok önemli biri olduğunun farkındaydı. Konuşmadan edemedi.

"Sasuke, biz birbirimize benziyoruz. Dünyanın karanlık tarafıyla çok erken tanıştık. Fakat tam da bu yüzden ne kadar küçük olursa olsun ışığı görmen gerekir."

Sasuke ona hafifçe sırıtırken baktı, sol gözünden akan kan pek iyiye işaret gibi durmuyordu. "Az önce söyledim, o ışığı istemiyorum."

Gaara kalbinin atışını hissetti. Sinirli mi hüzünlü mü kendisi de bilmiyordu, gözlerini kapatıp kaşlarını çattı ve duygularını dizginlemeye çalıştı. Bunu fark eden Kankuro 'Duygularını işine karıştırma.' diyecek oldu. Fakat demesine gerek kalmadan Gaara'nın sırtındaki kabaktan yoğun bir kum dalgası hızla ayrıldı.

Sasuke'ye saldıracağı anda, Sasuke onun kara aleve yakalanmasını sağlamaya çalıştı. Gaara bu hamleyle saldırmayı bırakıp kumlarıyla tüm kara alevleri durdurdu.

Bu esnada Darui, Raikage'nin yanındaki Hokage'ye teşekkür etti ve Sunalı kardeşlerin yanına elleriyle birkaç mühür yaparken koştu. "Sunalılar, benden sonra saldırın!"

Darui birkaç el mührü yaptıktan sonra yılan işareti oluşturdu ve Sasuke'nin olduğu yere elini uzattı. Güçlü ve birkaç tane yıldırım çubuğu Sasuke'ye hızla yol aldı. Onun hemen arkasından Kankuro Sasori'den yaptığı kuklayı ustalıkla kontrol edip birkaç shuriken savurdu. Gaara sessizce izlerken Temari bu ikilinin jutsularının daha hızlı gitmesi için yelpazesini savurdu. Saliseler içinde Sasuke'nin Susano'suna çarptı saldırılar.

"Beni bunlarla durdurabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Gülünç..." Sasuke söyledi bunları. Gözü ve kolu titriyordu. Akan kan yerde göl oluşturma seviyesine geldiğinde derin bir nefes aldı. Bu acıya sebep olan saldırılar değil, Susano'nun kendisiydi. Tüm üst gövdesini oluşturduğu bu özel jutsuyla herkes tam bir şok içinde görünüyordu. Ancak Sasuke bunu savaşırken kullanamayacak kadar kötü bir hâldeydi. Binevi... şu anda göz korkutmaya çalışıyordu.

Diğerlerinin düşündüğünün aksine gücünü ve kudretini göstermeye çalışmayacaktı. Tek amacı buradaki üst mevkiden insanları olabildiğince hızlı öldürmekti. Tüm gayretiyle Susano'nun büyük kılıcını savurdu ve tüm kolonları parçalarına ayırdı. Yukarıdaki yapı bu alana çökmeye başladığında Susano'nun bir eliyle Karin'i, diğer eliyle de Juugo'yu tutup planladığı dar koridora gitti.

Karin ve Juugo buna şaşkınlık içinde bakarken dar koridorda bitkinlikle dizleri üzerine çöktü. Karin hızla onun yanına koştu fakat ondan önce Kankuro'nun chakra ipleri harekete geçti. Sasuke'nin bedenini saran chakra ipi koridordaki Sasuke de dahilüç kişiyi şok içinde bırakarak onu yıkılan alana çekti. Henüz havadayken gerçekten zayıf olduğu bu anda Kankuro'nun chakra ipleri onu yalnız bıraktı. Başını çevirdiğinde karın boşluğuna müthiş bir yumruk geçirmek üzere olan öfkeli Raikage'yle karşılaştı. Acıyla nefesi kesilirken bedeni hızla duvarda yırtık oluşturdu. Bir iki iç organının kullanılamaz hâle geldiğinden emindi, acıyla titredi. Hiçbir savunma yapamadan demir yumruğun tadına bakmıştı. 'Pekâlâ, artık benimsin.' dedi Raikage. Duvarda, Sasukenin açtığı yarığın başına geldi. O sırada üzerine düşmekte olan bir kolonu rahatça başka bir tarafa attı.

Villian Jinchuriki (ASKIDA)Where stories live. Discover now