Bir Avuç Badem

667 80 33
                                    


Bölüm şarkısı: Selçuk Balcı:Deniz Üstünde Fener

Beğeni ve yorum yapın lütfen arkadaşlar;)

Ahzan sabah ezanı ile yatağından kalkıp ahıra inmişti.
Elindeki saman balyasını iki ineğin önüne pay ederek sularını verdiğinde buradaki işi bitmişti.
Birkaç gün önce yediği dayağın acısı daha yeni yeni geçiyordu.Merdiveni çıkarak eve girdiğinde ilk mutfağa geçip çaydanlığa şu doldurmuştu.
Odaya geçtiğinde sobanın yanına bıraktığı birkaç odun ile sobayı yakmış üzerine de çaydanlığı bırakmıştı.
Isınmaya başlayan odada uyukusu gelince hemen kendisini mutfağa atmış kahvaltılık peynir, tereyağı birkaç zeytin ile birlikte tepsiyi hazır etmişti.
Anası hala uyuyordu...hoş hiç uyansın da istemezdi zaten.
Bu sende de gelmeyecek olan Devrim yüzünden yeterince acı çekiyordu daha fazlasına razı değildi.
Evin içinde yankılanan kapı sesi ile anasının uyandığını anlayınca tereğin içinden iki yumurta ile sahan in içine bir kaşık tereyağı alarak sobanın yanına varmıştı.
Pişen yumurta ile odanın kapısı açılmış anası yine o gülmeyen suratı ile sofraya kurulmuştu.
Ahzan elindkei sahanı sofraya bırakarak mutfaktan getirdiği sini ile birlikte geçip yerine oturduğunda sessizce kahvaltısını etmeye başlamıştı.
Bu evde yediği her lokma boğazında kalırdı birtek evin tüm işini hallederse anası ses çıkarmazdı.
Anasının sözleri ile ağzına götürdüğü ekmeği geri önüne bırakarak ona bakmaya başlamıştı.

"Bucün babana haber et ,bu geca buraya gelsun artık.Kaç gün geçti hala o karinin yanında kalır!"

"Tamam ana giderum."

Kahvaltının ardından Ahzan üzerini giyerek evden çıktığında anasının pencereden başını uzatarak konuştuğunu dikkatle dinlemişti.

"Kiz donüşte Dondü nün yanina uğra sağa bal verecek al çel oni."

Ahzan başını sallayarak yola koyulduğunda aklında da babasının hayatı gelmişti.
Babası kendisi daha beş yaşındayken köyden başka bir kadın ile evlenmiş ona da ayrı bir ev yapmıştı.
Eskiden haftanın dört günü kendilerinin yanında kalan üç günü de diğer karısının yanında geçiriyordu.Ama şimdi kendi yanlarına haftada bir geliyordu.O da anasının zoruyla.
Anası babasının evlendiğini duyduğu gün bütün hıncını Ahzan dan çıkarmıştı.
O gün yediği dayak yüzünden babası öldü sanıp korkarak şehirdeki hastaneye götürmüş o gün doktorlar mucize olarak kendisini hayatta tutmuştu.
O dönem iki ay o hastane köşesinde hayata tutunurken yanında ise sadece Güleyşan nenesi vardı.Ne anası ne de babası birkez olsun hastaneye gelmemişlerdi.
Sanki bütün bu olanların suçlusu kendisi gibi...aslında anasına göre tek suçlu kendisiydi.Anası kendisini doğururken çok zorlanmış... ölümden dönmüş.
Ahzan doğduktan sonra anası fenalaşınca şehir e götürmüşler orada da rahmini almışlar.Anası birada evlat sahibi olacağı için tek suçlu da kendisini görmüştü.
Küçük yaşından beri anasının ettiği bütün kötülüklere susmuştu Ahzan , çünkü onu koruyacak kimsesi yoktu.
Bir gidip sığındığı Güleyşan nenesi olur, ona gitmesine de anası engel olurdu.
Köyün içinden geçerek babasının evinin önüne geldiğinde önce kapıdan birkez ev ahalisine seslenmiş ardından da tahta kapıyı iki kez çalmıştı.

"Baba...Sultan ana ...evde musunuz?"

Kapı çok geçmeden açıldığında karşısında küçük kardeşi Cafer vardı.
Biraz eğilerek kardeşini kucakladığında kardeşi de ona sımsıkı sarılmıştı.

"Aba ...abam gelmiş."

"Oy kuzum benum ,çok özledum seni.
Babam evda mi Cafer?"

"Heee evda gel hayde "

Ahzan ayağındaki lastikleri kapı önüne çıkararak içeriye girdiğinde her defasında bu evin kendi evlerinden daha güzel olduğunu görüyordu.
Babasının gerçek yuvasının bu ev olduğu evin içindeki sıcaklıktan bile belliydi.
Kardeşi Cafer önden giderek oturdukları odanın kapısını açtığında Ahzan da peşi sıra içeri girmişti.
Babası tahta sedirin üzerinde elindeki tesbihi ile oturuyorup baş ucundaki radyo dan haberleri dinliyordu.
Kendisini görünce gülen yüzü ile konuşmaya başlamıştı ki Ahzan özlem ile babasının sesini dinliyordu.

Devrim -i Ahzan Where stories live. Discover now