one, fuck me 'till the daylight

244 16 41
                                    

-

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


-

"tanrı aşkına bir kere sözümü dinle San!"

haykıran Mingi öylesine bezmişti ki arkadaşının herkese olan soğuk ve mesafeli tavırlarından. hatta öyle sıkılmıştı ki Mingi bazen abartabiliyordu da. fakat bu defa, yanında durup bar masasına yaslanan eşi de hak verdi ona.

"Mingi haklı. otuzunu geçtin ve hala tek bir sevgilin hatta bir flörtün bile olmadı."

Mingi, Yunho'ya aşk dolu bir bakış atsa da San gözlerini devirmekle yetinmişti. iki arkadaşı ile yolları lisede kesiştiğinden Yungi çifti onun her şeyini biliyordu. fakat San da kendine göre bir düzene sahipti ve buna yeni bir kişi eklemek falan istemiyordu. masaya birkaç dakika önce konulan birasından ilk defa bir yudum alarak konuştu.

"evet, ama olmasına da gerek yok."

göz deviren taraf bu defa Yunho olmuştu. neden bu kadar inatçı bir arkadaşa sahipti sanki? yine de iç çekmekle yetindi. fakat eşi uslu duracak değildi. Mingi hala lisedeki Mingi'den farksızdı, ne yapıp ne edip önlerindeki masalardan bir kıza kaş göz yaparak kızın dikkatini San'a yöneltmişti. kız da bunu bekliyordu resmen. aslında, pek haksız da değildi, San gecenin başından beri dikkatini çekiyordu.

giydiği krem tonlarındaki ipekten gömleği, üzerindeki krem dikişleri olan siyah ceketi ve bacaklarını sarmalayan, burada da kas var dermiş gibi duran siyah pantolonu ile dikkatleri üzerine çekebilecek bir adamdı San. tek giyimi de değildi nokta. son zamanlarda hafiften uzattığı dümdüz siyah saçları, aynı koyuluktaki gözleri, belirgin elmacık kemikleriyle o öylesine yakışıklı bir adamdı ki.

"hey, San ayaklarıma kapanarak teşekkür etmene gerek yok ne de olsa dostuz."

San ona anlamayan bir bakış atarken birden omzuna konan el ile geriye çevirdi başını. gözleri alımlı, genç ve güzel bir kadın ile karşılaşmayı beklemiyordu tabii. kadın ona gülümsemiş, kendi elindeki kadehi San'ınkine hafifçe tokuşturmuştu.

"cheers! bu arada ben Sakura, ya sen yakışıklı?"

Mingi'nin neyi kast ettiğini işte şimdi anlayan San ona bildiği tüm hakaretleri içten içe sıralarken kıza doğru eğildi biraz. müziğin sesi bir yana kızın tepkisini daha iyi görmek içindi bu hareket.

"geyim ben."

kız ona şaşkınlıktan büyümüş gözlerle bakarken nezaketini bozmamaya çalışarak konuşmayı denenemiş, fakat başarılı olamamıştı. karşısındaki adam ona iğrenir bir bakış atarken yavaşça uzaklaşmaya başladı masadan.

şok olmuştu, homofobik olduğu için falan değildi bu şaşkınlık. aksine, Sakura eşcinselliği savunan bir insandı. fakat reddedilmeyi yedirememişti kendine, onu şoke eden de buydu zaten. adamın eşcinselliği bahane olarak kullandığını düşünüyordu, kendisini kim reddedebilirdi ki? bu nedenle onu test etmeye karar vermişti genç kadın.

slut! woosanWhere stories live. Discover now