●5●

108 15 97
                                    

(Yazmaya yazmaya kitabı unutmuşum amk...)

(Yazar depresyona girdiği için bi daha nah size bölüm)



Dağ başında yaşadığım için evime bilmem ne kadar uzakta olan markete yürümek oldukça uzun sürmüştü. Levi zaten bir askerdi, ona hiç koymamıştı. Kardeşim evin kayırılan favori çocuğu olduğu için markete gitmeye alışkındım, bana da hiç koymamıştı ama keşke Levi koysaydı.

"Tch, yorulmadın mı velet?"

"Niye yorulduysam sırtında mı taşıyacaksın?"

"Hah, sana da sormaya gelmiyor."

"Beni de düşünürmüş yerim yaaa"

Tam üstüne atlayacakken beni ittirdi.

"O pis ellerinle bana dokunma."

"Pis olduğunu nerden biliyorsun ki daha bakmadın bile!"

Levi sırf beni susturmak için elimi tuttu ve incelemeye başladı. Sonra tiksinerek bana baktı.

"Ha... hey... bu tırnaklarındakiler ne!?"

Hassiktir

"Biz ona oje diyoruz."

"Neden tırnaklarını boyama gereği duydun ki? Kağıt mısın sen?"

"Cildin kağıt gibi pürüssüz anlamında iltifat ettin sayıyorum~ Aşıksın kesin sen bana."

"Off..."

Levi iç çekti ve eliyle şakaklarını ovuşturdu.

"Şimdi yaşlandığında da tırnakları boyalı bir teyze olarak mı kalacaksın?"

"Hayır be! Çıkıyor bunlar."

"Hm... eh... sanırım o zaman o kadar da kötü değil..."

"Aşıksın bana sen."

"Değilim ulan değilim manyak karı anla işte!"

Biz atışa atışa giderken marekete varmıştık. Hemen Levi'ın elini tuttum ve marekete girdim.

"Dokunma bana dedim sana! Ne diye tutuyorsun elimi!?"

"Kaybolursun diye tutuyorum! İyilik de yaramıyo ya Allah Allah!"

Ehehe

Fırsatları değerlendirmek lazım ama.

"Senin gibi bir velet değilim ben, nereye kayboluyor muşum!?"

Levi tam elini çekecekken kafasını kaldırıp markete bir göz attı. Tabii ki piçlik olsun diye en büyük marketi seçmemiştim.

Hiç yapar mıyım öyle şey aa

"Siktir... burası neden bu kadar büyük!?"

"Anca yetiyor bebeğim."

Levi'dan yediğim side eye ile şansımı fazla zorlamamaya karar verdim ve noodle reyonuna doğru "elini tutarak" ilerledim.

Biz yürürken Levi küçük bir çocuk gibi gördüğü her şeyi inceliyordu. Eh, 850 den 2000 lere gelmek kolay değil. Kesinlikle bu durumdan yararlanmayacağım.

Zeke'nin şerefi üstüne yemin ederim.

Noodle reyonuna geldiğimizde kendim için sepete 20 paket körili noodle doldurmaya başladım çünkü annemin uzun süre evde olmayacak olması demek istediğim kadar noodle yiyebilmem demekti.

Ben noodle stoğu yaparken Levi bir anda bileğimden tuttu ve aldığım noodle paketlerini yerine geri koymaya başladı.

"Heichou! N'apıyorsun ya!? Yicem ben onları!"

/DULCET/ Başka bir evrenden... Levi Ackermanحيث تعيش القصص. اكتشف الآن