Her bölüm yazmaya başladığımda büyük bi heycanla başlıyorum yine çok heycanlıyıımmmmm
Boş işler müdürü olduğum için ben boş yapmıyımmm
İyi okumalarrr
-
Camdan dışarıyı izlerken telefonum ard arda titredi
Burcumm: Askıımmmm
Burcumm: Napıyorsuunn
Burcumm: Özlettin kendi ya Elisss
Siz: Napıyım askım ya biliyosun işleri fln
Siz: Yoğun oluyo ama bende seni özledim bi ara buluşalım yinee
Burcumm: Askım yarın müsaitsen geliyim dedikodu varrr
Burcumm: Hem yarından sonra nişan var onun içinde plan yaparızz
Siz: Çok iyi olur aslında ben hala ne giyeceğimi bilmiyorum
Burcumm: Tamam askım bakarızz ben bu gün dışarı çıkıcam elbise fln bulursam atarım sana
Siz: Tamam askım görüşürüzzz
Burcumm: Görüşürüzzz
Mesajlardan çıktım, ineceğim durağa çoktan gelmiştim bile. Yolda çok tatlı şekerler vardı şekil şekil desen desenlerdi dayanamadım ve bir tane almaya karar verdim. Ayıcık şeklinde pembe ve mor renginde bir tanede çiçek şeklinde yeşil ve mavi renginde çubuklu şekerlerden dayanamayarak üzerinde kedi olan keklerden de aldım
"Abla bunlar ne kadar tutuyor" dedim ablaya doğru
"50 TL ablacım" cüzdanımdan 50tl çıkardım ve ablaya verdim
"Saol yavrum afiyet olsun" ablaya gülüm dedikten sonra yoluma devam ettim
Meydana yaklaşınca gözüm yavaştan Baran'ı aradı bu meydanı çok seviyordum çocukken hep buraya gelip arkadaşlarımla oyun oynardık ve ben her seferinde bir yerlerde düşerdim. Kalkarken de kimseden yardım istemezdim kendim kalkmaya çalışırdım çünkü babam bana böyle öğretmişti her düştüğümde kimsenin kaldırmasına izin vermez kendim kalkmam gerektiğini söylerdi. Bunun hayatıma çok büyük katkısı olmuştu düştüğüm zaman ağlamaktan kaçınırdım çözüm yolları arardım, böyle güçlü bir kız yetiştirdiği için babam çok fazla şey borçluydum.
Bu meydan benim için çok önemliydi çok fazla anım vardı. İlerledikçe gözümde çocukluğum canlanıyordu esnaf abileri çıldırttığımız zamanlar çok olmuştu ses yapıyoruz diye bize hep kızarlardı her seferinde o abilere gıcık olurdum şuanda da sevdiğim çok söylenemezdi.
Tam meydana gelince gözüm Baran'ı aradı olduğum yerde dönerek etrafıma bakındım Allah'ım nerde bu çocuk cebimden telefonumu çıkartacakken önümden ağlayan bir çocuk geçti annesi onu susturmaya çalışıyordu ama çocuk pekte annesini dinliyor gibi değildi. Küçük çocuk daha fazla ağlamaya başlayınca yanlarına gittim.
"Merhaba" dedim küçük çocuğa doğru çocuk beni görünce biraz şaşırmıştı azda olsa ağlaması durmuştu.
"Çok tatlı ve akıllı bir kıza benziyorsun adın ne?" diye sordum küçük çocuk hala şaşkın şaşkın bakmaya devam edince annesine döndüm.
"Hatice adı" diyince bebek arabasındaki Hatice'yi daha rahat görebilmek için eğildim .
"Bende Elis tanıştığımıza memnun oldum" bebeğin elini sıktım o ise hafiften gülümsedi. elimdeki kedili keki kıza doğru uzattım.
"Çok tatlı bir kız olduğun için bunu sana vermek istiyorum" bebek gülümseyince annesine döndüm annesi ise teşekkür edercesine güldü.
"Teşekkür et ablaya annecim" bebek elindeki keki yemeye başlayınca gülümsedim ve ayağa kalktım
"Çok teşekkür ederim hanımefendi"
"Ne demek" bebeğe el salladım ve iyice meydanın ortasına gelip Baran'ı aramaya başladım.
Olduğum yerde etrafa bakınmaya başladım üzerimde gözler hissedince refleks olarak o tarafa döndüm Baran bana bakıyordu. Sonunda bulabilmiştim.
Yanına doğru ilerledim o ise olduğu yerde bana ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu. Tam karşısına geçim hafif kafamı kaldırıp ona baktım aramızda fazlaca boy farkı vardı çok değildi, kahverengi gözleri fotoğraftakinden daha güzeldi yüzü pürüzsüzdü sakallarını yeni kestiği çok belliydi saçları özenle şekillendirilmişti aramızda iki adımlık mesafe vardı bu mesafeye rağmen parfümünün kokusunu alabiliyordum deniz kokusu, rahatlatıcı bir kokuya sahipti gözleri gözlerimi bulunca kahverenginin her tonunu hissedebilmiştim. Bu adam çok yakışıklıydı.
-
Bölüm sonu
Ay ben bile Baran'dan etkilendim Elis'i düşünemiyorumm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAYILIRIZ DELİYE | Texting
ChickLitBazen kim olduğunu nasıl olduğunu bilemezsin, hayatına giren insanlarla öğrenirsin