Bölüm 7- Tutulmayan Sözler

41 2 1
                                    

Selam nasılsınız umarım iyisinizdir başlamadan önce bir kaç şey demem gerekiyor.
İlk olarak 200 okuma olmuşuz okuyan herkese çok teşekkür ederim❤️
Ayrıca bölümleri yazarken yazım yanlışı yaptığımı pek fark etmiyorum yayınlayınca fark ediyorum bu yüzden şimdiden özür dilerim keyifli okumalarr

...

Minerva her zamanki gibi rahat geceliğinin içinde, yatmadan önce son gece bakımını yapıyordu. Asla aksatmazdı. Ya kötü görünürse? O zaman işte tam bir felaket olurdu. Kişisel muhafızı Joy bıkkın bir nefes alıp, "işiniz bitti mi efendim?" dediğinde prenses ayağa kalktı, "ne bitmesi?" dedi gülerek. "geceye yeni başlıyoruz."

Odasının kapısına doğru koştu, kardeşi Diana kendi muhafızı ile birlikte kapıda bekliyordu. Üzerinde kahverengi bir tuvalet vardı, her zaman ki kırmızı ruju ve atkuyruğu siyah saçları ile her zaman ki memnunsuz bakışlarıyla kapıdaydı. "ne var?" dedi kardeşine bir selam bile vermeden. Kenara çekilen Minerva, "içeri gel!" dedi sabırsızca. Bukleler halinde ki saçını arkaya attı. Kardeşinin gece, gece onu çağırmasının sebebini merak etse de sormadı Diana. Anlaşılan gizliydi.

İçeri girdiğinde, "Joy, hadi muhafız arkadaşınla birlikte dışarıda oyun oynayın siz." Dedi muhafızına Minerva. Adam tam bir şey diyecekken duruma el atması gerektiğini anlayan Diana, "hızlı ol, muhafız!" dedi. Adam sesini çıkaramadan odayı terk ederken kapıyı hızla kapattı Minerva. Ve anında yüzünde telaşlı bir ifade oluştu.

Kardeşinin anlık duygu değişimine bir anlam veremeyen Diana, "anlat bakalım, ne var?" dedi. Minerva, "Hera, ilk yıkımını gerçekleştirmiş!" Diana'nın kanı donmuştu.

"n-nasıl?" dedi anca. Nefesi buna yetmişti. "yasaklı vadiye girmiş, oradan çıkmak için tüm orduyu yıkmış, diyara ilk yıkım geldi kardeşim!" diye hiddetle cırladı Minerva.

Babalarının onlara emri olan saraydan çıkmama ve hiçbir muhafızla kardeşi hakkına soru soramama durumu yüzünden hiçbiri neler olup bittiğini bilmiyordu. Kaşları hafif çatılan Diana, "sen nereden duydun bu olanları?" diye sordu. Derin bir nefes aldı kız, "muhafızlardan birkaç parça şey duydum diyelim." Muzır bir gülüşle baktığında Diana fazlasıyla anlamıştı ne demeye çalıştığını. Daha fazla soru sormadı. "tamam." Dedi derin bir nefes alırken.

"peki şimdi ne yapacağız?" diye sordu Minerva. Bunları öğrenmek için bile fazlasıyla zorlanmışken şimdi ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Derin bir nefes alan Diana, "sen her ne yapıyorsan onu yapmaya devam et." Dedi kardeşini uyarır gibi. "öğrenebildiğin ne kadar şey varsa öğren. Üç maymunu oynayacağız." Minerva yüzünü buruşturdu, "maymunları hiç sevmem!" göz devirdi Diana. Bu kız nasıl hem bu kadar zeki hem bu kadar mal olabiliyordu kafası almıyordu. "yani, hiçbir şey duymamış, görmemiş, bilmiyormuş gibi yapacağız." Minerva onarca şey söylemek istese de sustu. Kafa salladı.

O an odanın kapısı sertçe çalındığında iki kızda olduğu yerde sıçramışlardı. Kapıya gidip bakan Diana fazlasıyla korkmuş ve üzgün muhafızı görünce kaşlarını çattı. "ne oldu?" adam soluk soluğa o can alıcı cümleyi kurdu, "anneniz," kaşları iyice çatılan Diana hiçbir şey diyemezken Minerva hiçbir şey anlamamıştı. "ne olmuş anneme?" adam hafif olduğu yerde büküldü, "intihar etmiş ve başarılı olmuş."

...

Eğerlere olabildiğince asılırken yüzüme vuran rüzgar artık beni mutlu etmiyordu. Gözlerim dolu doluydu fakat ben de nedenini bilmiyordum. Sanki biri ölmüş ve bunun yasını tutuyormuş gibi en can sıkıcı sesiyle öten kargalar tepemde ilerliyordu. Yağmur başlayacaktı belli ki, bulutlar hem yeryüzüne hem gökyüzüne akın etmişti.

Sisin arasından geçerken aklıma gelen can sıkıcı şeylerden uzak durmak bir o kadar zordu. Üzerimizde ki karga sürüsüne ters bir bakış attım. "neden peşimizden geliyorlar?" diye mırıldandığımda yanımda benimle aynı hızda ilerleyen Helios, "bir sorun var gibi." kaşlarımı istemsizce çattım, "daha çok bir şeyler anlatmaya çalışıyor gibiler." Diye düşüncelerimi dışa vurdum. Yasaklı topraklara doğru ilerlerken ne göreceğimizi bilmek ve tekrar aynı şeyleri yaşayacak olmak beni ürkütüyordu. Ya yine yıkım oluşturursam, ya yine onlarca kişi benim yıkımım altında kalırsa.

Son Yıkımın FısıltısıWhere stories live. Discover now