Bölüm 8

65 46 4
                                    

Nefesimin kesildiğini hissettiğimde genzimin ve ciğerlerimin yandığını farkettim. Gözlerimi açtığımda bulanık bir manzara ile karşılaştım. Kafamın üzerinde duran ve beni suyun içinde kalmaya zorlayan eli, gücümü fazlası ile kullanarak sertçe ittirdiğimde denizin yüzeyine çıktım.

Anında içime derin bir nefes çektiğimde bedenimin suyun içinde olmasını umursamadan Derek'e bir yumruk savurdum.

Yanağına patlayan sert yumruğum ile hafifçe geriye sendeledi fakat sırıtışı yüzünden silinmedi. "Hey! Sakin ol kaptan. Yalnızca ufak bir şaka." Alaylı sözleri üzerine tekrar ona doğru atılacaktım fakat elinin tersi ile etrafındaki suyu üstüme püskürttüğünde ağzıma giren tuzlu su ile kalakaldım. Tamam, bu kadarı da fazlaydı.

"Bunu bir savaş ilanı olarak algılıyorum." Dedim ve ufak bir ıslık çalarak biraz ötemizdeki Chris'e seslendim.

Chris ve yanındaki Stacy aynı anda kafalarını bize çevirdiklerinde zorla suya sokmaya çalıştıkları Lucas'ın kollarını bıraktılar ve bizim tarafımıza yüzdüler. "Bir şey mi oldu bebeğim?" Chris'in yanımıza vardığında sorduğu meraklı sorusu üzerine Derek'e yandan bir bakış attım.

"Derek biraz önce açıkça bir savaş başlattı. Ve bu savaşta ikimizinde askere ihtiyacı olacak." Sözlerim üzerine Stacy sırıtarak yanımda yerini aldığın boynunu esnetti ve parmakları çıtlattı. Chris yanımda saldırı hazırlığı yapan Stacy'yi görünce az sonra ağlayacakmış gibi yüzünü buruşturdu.

"Hadi ama! Üçümüz takım olsak ve Derek tek başına savaşsa olmaz mı?" İsyankâr sorusu üzerine Derek kaşlarını çattı.

"Benim güçsüz bir takım arkadaşı olduğumu mu düşünüyorsun Chris?" Chris, Derek'in aksi bir cevap aldığı anda üzerine atlayacakmış gibi duran bakışlarından zerre etkilenmeyerek göz devirdi.

"Aptal olma dostum! Sen ya da ben güçsüz değiliz. O ikisi fazla güçlü. Bir araya gelince bütün dünyayı dize getirebilecek iki kadının karşısında olmak istemediğim için beni suçlayamazsın. Bu düpe düz aptallık!" Chris'in ürkmüş ses tonu üzerine kaşlarımı çattım. Evet Stacy ve ben güçlüydük fakat şuan burada bir eksik vardı.

"Stacy sence de biri eksik değil mi?" Stacy'ye yönelttiğim alaylı sorum ile Stacy genişçe sırıttı. Rachel ve Stacy çok zıt iki karakterdi. Rachel feminenliğin ve dişil enerjinin kelime anlamı iken Stacy, maskülen ve çocuksu bir yapıya sahipti.

Bahsettiğimiz eksiğin kim olduğunu anlayan Chris'in gözleri hafifçe açıldı. "Rachel öldürsen suya girmez. O şuan güneşlenip yakışıklılara kur yapmak ile meşgul." Kafamı sahildeki şezlonglardan birindeki Rachel'a çevirdiğimde Lucas'ın onun sırtına güneş kremi sürdüğünü gördüm. Lucas yaptığı işten bıkkın bir yüz ifadesi ile kremi iyice yayarken, Rachel iki şezlong ötedeki birine göz süzüyordu. Adam ise yarım ağız sırıtıyordu. Açık konuşmak gerekirse Rachel kırmızı bikinisi ile fazlasıyla iyi görünüyordu ve adamın yerinde ben olsam, ben de aynı tepkiyi verirdim. Rachel gibi bir kadına dönüp bakmamak garip olurdu.

Aklıma gelen fikirle dudaklarım aralandı. "Tamam. O zaman bu işi başka bir şekilde çözelim." Sahile doğru yüzmeye başladığımda üçü de sorgulamadan peşime takıldı. Sudan çıkıp ayaklarımı kızgın kumlar ile buluşturduğumda ıslak saçlarımı sıktım. Saçlarımda biriken sular ellerim arasından kumların üstüne damladığında Rachel'ın yanına ilerledim.

Yandaki şezlongun üzerindeki havluyu alıp ıslak bedenime sardığımda Rachel Lucas'a gitmesi için bir el işareti yaptı ve Lucas yanımızdan ayrıldı. Havluyu nemli tenimden ayırdım ve çantamdaki siyah, geniş kısa kolluyu üstüme geçirdim. Altıma da aynı renk deri şortu giydiğimde saçlarımı tepemden sıkı bir at kuyruğu yaptım.

Görev: Gölgemi YakalaWhere stories live. Discover now