3.bölüm

620 52 7
                                    

Donmuş bir şekilde Esma anneme bakıyordum  

"ne bakıyorsun aze git oraya" diyince sanki beynim bu komutu bekliyormuş gibi telefonumu ve çantamı alarak evden çıktım beni arıyan numarayı tekrar aradım

" alo derbas"
" efendim arin geliyormusun lütfe gel onun.."
" sesini kes geliyorum bana hastanenin konumunu at "
" tamam atıyorum hemen "

başka bişi dememesi için telefonu yüzüne kapattım ve arabayı çalıştırdım ve sinanı aradım

" alo Sinan "
" efendim arin bu saaten niye aradın "
" ben ağrıya gidiyorum sende geliyorsun "
" kızım kafamı buluyorsun benle bu saate niye ağrı'ya gidiyoruz"
" ikizim Ateş yaralanmış ordaki kimseye güvenmiyorum bu yüzden sende geleceksin "
"birazdan yola çıkmış olurum durumu nasıl "
" tamam acele et durumunu bilmiyoruz"
" tamam " diyip telefonu kapatı

Saatler sonra sonunda ağrıya varmıştım hastaneye doğru gidiyordum ama aklım çok karışıktı kim ateşten ne ister , ateş ne yaptı da hastanelik oldu

ben bu sorulara cevap ararken hastaneye varmıştım danışmadan ameliyattan çıktını ve yoğum bakıma alındını öğrendim asansöre bindiğimde asansördeki adam bana bakmıştı , bakışları çok rahatsız ediciydi  dayanamayıp ona doğru döndüm tam konuşacakken asansörün kapısı açıldı ve indim beni görenler ya şaşkın şaşkın bakıyor yada iğnelici bir şekilde bakıyorlardı  kalabalık olan koridora girdimde bir çok ağa ve hanımağa'ların benden önce geliklerini anladım ağıt sesleri vardı ama kimden geliyordu anlaşılmıyordu biraz daha yürüdüğümde sesler netleşti ve daha da yükseldi yüzümü buruşturdum

" derbas ağa " dedimde sesler susmuştu bir anda delal xanım bana bakarak
"kızım" demesiyle göz ucuyla ona baktım sonra tekrar derbasa doğru baktım
" hoşgeldin arin"
" durumu nasıl "
" çok kan kaybetmiş kimsenin kanı uyuşmuyor , kanı uyuşanlar ya hasta yada yaşlı kan bankasında da yeteri kadar yoktu bizde seni çağırdık "

" kim yapmış bunu "
" kimin yaptığını bilmiyoruz bildimiz tek şey arabasıyla İstanbula doğru yola çıkarken pusuya düşmüş görevlilerin dedine göre  ambulansta'yken senin ismini sayıklamış " başımı saladım

tam oturacakken Sinan geldi
" Sinan " Diye bağırmamla yanıma geldi
" baş hekim müdahalle etmeme izin vermedi aze "
" sen içeri geç ben şimdi konuşurum onunla "
" içerideki doktor var zaten "  konuşan arada döndüm
" ateşin neden yaralandığını bilmiyoruz sizin veya  benim düşmanımdır bilmiyoruz bu yüzden Sinan girecek içeri" sonra sinan'a dönüp
"Sinan burda oldun sürece benden başka kimse sana emir veremez  şimdi içeri gir bir bak " başını salayıp içeri girdi telefonu çıkartıp

" alo savaş "
" efendim aze haber mi var ? İyimisin ?"
" ben iyim şimdi ben sana konum atacam sende o konuma 100 tane adam göndereceksin hem benim hemde hastanenin korumasını sağlasınlar"
" tamam aze'm o iş bende " telefonu kapatığımda azadın
" Biz seni koruyamazmıyız aze niye başkalarından yardım istiyorsun "
" birincisi bana aze değil 'arin' diyeceksiniz , ikinci siz daha sizin topraklarınızda yaralanan ateşi koruyamamışsınız  benimi koruyacaksınız  ve  son olarak diyelim ki beni düşmanlarımızın koruyunuz kendinizden nasıl koruyacaksınız malum son olanlar malum "

haklı oldumu bildiği için sustu ama söylediklerim onu  ve diğerlerini hem sinirlendirmiş hemde zorlarına gitmişti
arkamı dönüp  başhekim odasına gitim

Başkemile konuşmamın üzerinden 1 saat geçmişti gereken kanı da vermiştim şimdi sinanın çıkmasını bekliyordum murat ağanın
" kızım " demesiyle ona baktım
" burda kalacaksın dimi? " dedi sesinde ümit barındıran bir tonda
" evet Ateş iyileşene dek burda kalacak sonra tekrardan varolmamışçasına gidecem ve dönmicem "  dedikten sonra tekrar bir sessizlik olmuştu bu konuşmadan 5 dk sonra Sinan çıktı bana bakarak

AZEWhere stories live. Discover now