5. Bölüm

387 12 1
                                    

Hiç kimse anlamadan mekandan çıktık.Konuşmadan öylece yürüyorduk,bedeniyle beni de yönlendirmeyi başarıyordu.O da bir süre önce belimdeki silahı indirip beline koymuştu.Galiba istediği yere varmıştık sonunda.
-Sen bilmezsin şimdi,oğlun burada çalışıyordu.Benim boyunduruğum altında hem de.
Çok virane bir yerdi.İçeriye sürekli birileri girip çıkıyordu.Herkes bir başkasına olan güvenini yitirmiş bir şekilde korku dolu gözlerle bakıyordu etrafa.Çaresiz gibilerdi ya da bana öyle lanse ettirmişlerdi bilmiyorum.
Ben orayı incelerken o da konuşmasına devam etti.
-Benimle bir anlaşma imzalamıştı kendileri ve bir sürü operasyon yapması gerekiyordu.Ben de sizinle hallederiz diye düşünmüştüm.Yanılmadım değil mi?
-Benim oğlum yapmaz böyle bir şey siz yalan söylüyorsunuz.Ben de buraya polis çağırıyorum.
Tam bunu söylediğim anda çenemden beni kavrayıp duvara yapıştırdı.Bacaklarım kan içinde kalmıştı,kanın süzülüşü canımı yakıyordu.
-Öyle bir şey yapabileceğini düşünüyor olman ne kadar komik.Ayrıca yapmasının sebebi neydi diye sorarsan eğer sakat bi çocuk vardı sanki.
dedi umursamazca bir tavırla.Etrafı kontrol ettikten sonra devam etti konuşmasına.
-Ayrıca dediklerimi yapmazsan oğlunu öldürürüm,sonra da o yanındaki adamı.Ona herhangi bir şey söylediğini görürsem canını fena yakarım.
Cebinden küçük bir broş çıkardı.İçinde kamera olduğunu düşündüğüm broşu yakama taktı yavaşça.
-Bunu duş alırken bile çıkardığını görmeyeceğim.
-Siz benim bunları yapacağımı nereden çıkardınız?
Cebinden telefonunu çıkarıp videoyu izletmeye başladı.Bir çocuk vardı eli kolu bağlı.
-Evet bu çocuk Güven Aydın'ın diğer oğlu.Yani Deniz.Büyük ihtimalle Güven birkaç güne oğlunun kaçırıldığını öğrenecek.Oğluna kavuşmasının tek yolu da senin 3 günlük operasyonumuzda yanımızda olman.Şimdi sana bir silah vereceğim.Telefonuna gelen mesajda dediklerimi yaptığın zaman hiçbir sıkıntı çıkmayacak.3 günün sonunda birbirimizi bir daha hiç görmeyeceğiz.
Onu ittirerek sokağın aşağısına doğru yol aldım.Ağlamak istiyordum ama ağlayamıyordum.Dediklerini yapmaya mecburdum galiba.Sabah olana kadar kendimi sahil kenarına attım.Neydi bu başımıza gelenler? Her gün daha ne olabilir derken başka bir gün daha kötüsü geliyordu başıma.Yaptıklarımın bir cezası mıydı her şey? Oysa ben de sevgisizlikle ödemiştim bu hatalarımın bedelini,evlatsızlıkla ödemiştim.Gün doğduğunda nihayet gitmeye karar vermiştim.Bacaklarımdaki kan kurumuş ellerim desen soğuktan uyuşmuştu.Bilerek kendimi cezalandırıyordum.Belki ölsem her şey düzelirdi.Ama ben Yaman için yaşamayı ve savaşmayı göze aldım bunca zaman sonra.Onu hayal kırıklığına uğratamazdım.Eve varmıştım,geldiğimde Güven vardı.
-Güven niye geldin?
-Neslihan Yaman'a biraz zaman tanımamız lazım sonra da tekrar konuşmalıyız.Şimdi ben bugün gidiyorum bir-iki haftaya geleceğim.
Mesaj sesiyle irkildim.Güven bu kadar korkmamı beklemediği için tüm dikkati üzerime çekmiş oldum.
"Şebnem'i attığım konuma getireceksin."
Yüz ifadem garip bir hal alırken Güven konuşmaya başladı.
-Kimden gelmiş mesaj? Neslihan senin niye bacaklarından kan akıyor?Ne oldu?
Beni hemen kucakladığı gibi eve götürdü.Başka hiçbir şey sormadan orayı temizledi.
-Bu nasıl oldu bilmiyorum ama hiç normal değil.
-Güven yere düştüm bir anda işte,sıkıntı yok.Zaten içmiştim bi anda oldu.Teşekkür ederim.Şimdi müsaade edersen bir arkadaşımın annesi vefat etmiş ve Şebnem'le ona gitmemiz gerekiyor.
dedikten sonra Şebnem'in evine gittim.Kapıyı çalmak için uzun süre debelendim.İçimdeki Neslihan parçalara ayrılmıştı sanki.Bir rüzgar esse benden hiçbir şey kalmayacaktı.
Tüm cesaretimi toplayıp kapıyı çaldım.
-Aşkım noldu yüzün bembeyaz olmuş.
-Şebnem Lale vardı ya dernekten, annesi ölmüş.Beraber başsağlığına mı gitsek dedim.
-Ay olur tabi gidelim canım.Broşun yeni mi?Ne kadar güzelmiş daha önce görmemiştim.
-Evet evet yeni aldım.
Arabaya bindikten sonra konumu açtım.İki saat kadar sonra varabilmiştik.Çok lüks bir evdi burası.Arabadan inip eve doğru yürümeye başladık.Ve yine mesaj sesi çalındı kulağıma.
"Senin işin bitti.Eve sadece Şebnem girecek.Bir bahane bulacaksın."
-Şebnem ben telefonumu unutmuşum sen gir ben alıp geliyorum.
-Tamamdır canım.
-Şebnem'in ağzından-
İçeri girdiğimde biri beni bekliyordu.Neye uğradığımı şaşırmıştım.Her tarafta bana silah doğrultan adamlar vardı.
-Serhan Soysalan ve sen... İkiniz için de cehennemin ta kendisine çevireceğim hayatlarınızı.Ölmek için bana yalvaracaksınız.
Galiba her şey bitmişti.Çevirdiğimiz tüm dolapların ortaya çıkacağını hissedebiliyordum.Ama Neslihan nasıl dahil olmuştu bu işin içine onu anlayamamıştım.Çantamdaki flash belleği aldılar.O belleği alanı yaşatmazdık.Bunu bile bile gözümün önünde aldılar.Ceketimin cebindeki düğmeye bastığım anda dışarıdan bir sürü adam girdi ve silah sesleri artmaya başladı.Ben de kör bir noktadan atış yapmaya başladım.Belleği almadan gidemeyeceğimi biliyordum.
-Tekrar Nesliciğimize dönelim-
Tam arabada neler olacak diye otururken biri cama tıklattı.Bu Güvendi.Bir şeylerin ters gittiğini anlamış olacak ki beni takip etmişti.
-Şebnem neden içeri girdi Neslihan? Sen niye hala buradasın?
Birden bir sürü silah sesi duymaya başladık.İkimiz de o yöne doğru koştuk.Gözümün önünde belli belirsiz hem o adamı hem de Şebnemi görebiliyordum.Bir elin beni çektiğini hissettim.Saklanmıştık.Sadece Şebnem ve o adam vardı ortalıkta.Sağ kalan adamlar da kaçmıştı muhtemelen.
-Neslihan'ı sen nasıl böyle bir işin içine sokarsın?
-Kendi istedi.Senin ona söylediğin yalanları duyunca senden intikam almak istedi.
-Hayır söylemiş olamazsın her şeyi.
-Hepsini söyledim.Sadece bir tanesi hariç.Onu da öğrenmesin istiyorsan bırak flash bellek bende kalsın.
-Saçmalama o kadar da önemli değil.Ver şu belleği bana.
Biraz daha dinleyecekken Güven bizi bir yere doğru sürüklüyordu.Çıkmayı başarabilmiştik.Ama ben orada kalıp dinlemeyi tercih ederdim o yüzden Güven'i durdurdum.
-Güven bekle gidemeyiz.Şebnem'in benden ne sakladığını öğrenmem lazım.
-O kadar zamanımız yok Neslihan.Gitmemiz lazım.
"Şebnem'i öldü say.Bir daha göremeyeceksiniz.Eğer Güven veya öğrenen biri buraya gelirse çocuk ölür."
Güven'in sözünü dinleyip arabaya bindim.Arkamda öylece en yakın arkadaşımı bırakıp gitmiştim ne de olsa.
-Uçağı da kaçırdığıma göre bana neler olduğunu anlatacak mısın Neslihan?
-Sadece Şebnem'den intikam almak istedim bu kadar.
-Sen kindar birisi değilsin.Bu işte başka bir şey var.Peki ne öğrendin de böyle canavarlaştın? Benim tanıdığım Neslihan ne olursa olsun birinin canını tehlikeye atacak kadar gözünü kör etmez.
Cebindeki zarfı çıkarıp elime verdi.Hemen hatırladım.O gece gelen zarftı,içinde ne olduğunu merak edip bir türlü soramamıştım hatta.Olabildiğince yavaş hareketlerle zarfı yırttım.Gördüğüm şey elimi ayağımı titretmeye yetmişti.Nefes alamıyordum.Güven bunu farkedince hemen arabayı kenara çekti.Emniyet kemerimi çıkarıp beni arabadan çıkarttı.Bir yandan da sakin olmam için bir şeyler söylüyordu kendince ama o an hiçbirini duyamıyordum, bazılarını duysam bile algılarım kapanmıştı adeta.Galiba yarım saat sonra kendime gelmiştim.Güven'in bana uzattığı sudan içtim, ben bi yandan içerken o da bana bakıyordu.
-Sen bunu bilmiyorsan ne biliyordun? Bu zarfı önceden de gördün zaten.Bunu Metin'den aldım.Bu ağır gelecek olsa da Serhan ve Şebnem'in birlikteliği Metin hapse girmeden önce başlamış.
Duyduklarım beni bir yandan hissizleştirirken bir yandan da yeni başlayacak savaş için tetikliyordu.Maalesef ben farkında değildim.Nereden bilecektim sonunda öleceğimi? Şebnem'e ne oldu merak etmiyor değildim ama tekrar arabaya bindik.
-Şebnem'in pis işlerini anlattılar bana, ben de ona sinirlenmiştim Güven.Yani bunları nereden bilecektim?
Güven'i tanıyordum.Buna da inanmamıştı.Birbirimizi öyle iyi tanıyorduk ki bakışlarımız bile her şeyi ele veriyordu.Eve vardığımızda elimi göğsüme attım.Bir şey eksikti.Broş... Arabadan indiğimiz yerde kalmış olmalıydı.
"Sana hiç çıkarmaman gerektiğini söylemiştim."
Güvenle birlikte eve girerken evin önünde bir paket gördük.Benden önce anlamış olmalıydı broşu düşürdüğümü.İkimiz de pakete korkarak bakıyorduk.
-Şebnem'in ağzından-
Belleği almaya çalışıyordum o yüzden adamın topuğuna sıkacaktım.O benden hızlı davranıp beni vurmuştu.Her şey bitmişti işte bir kurşunla.Bir süre sesler kesildi.Bıçakla geldiğini gördüm.Bana bakıyordu gülümseyerek,varoluşumun sancısını çekiyorken bir Şebnem geçmişti bu dünyadan diye de düşünüyordum bir yandan.Kiminin arkadaşı kiminin düşmanı kiminin de annesi olmuştum.Yaşanan onca şeye değer miydi bu ölüm? Bilincim kapanmaya başlamıştı aklımdaki tek şey Serhan'ın bir an önce buralardan gitmesiydi.
-Güvenciğimin ağzından-
Biz tam pakete odaklanmışken telefon sesini duydum.Benim telefonum çalıyordu.Özge'nin aradığını görünce hemen açtım.
-Güven Deniz yok.Bakıcıyı bayıltıp birileri kaçırmış!!!
-Tamam Özge sen öncelikle bi sakin ol, ben hemen ilk uçakla geliyorum yanına.Polisi ara sen de o sırada olur mu? Ama sakın panik yapma bulacağız oğlumuzu.
-Tamam canım.
Neslihan'a açıklama bile yapamadan havaalanına ulaştım.
-Nesli-
Güven oğlunun kaybolduğunu farketmişti.Belki de bu paketin içinde ondan bir parça bile olabilirdi.Paketi açınca kanım dondu.Kanatları yanmış bir kelebek gibiydim.Onca zaman kelebek olmaya çabalamış;kelebek olunca da asla erişemeyeceğim o büyülü dünyaya ulaşamadan aşağıya doğru yuvarlanıyordum işte.

Vee bölüm sonuuuu... benim güvnes hikayesinin mafyacılığa dönüşü skxkwjxhw olsun olsun okuyun yine de azcık anlatıyım sonra güvnes olcak böyle ağlamalı zırlamalı inşallah sjxjshx iyi okumalarr💗💗

Saudade <GüvNes>Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin