7

375 46 1
                                    

Tabi ki huzurum çok uzun süre devam etmemişti havva yanıma gelmiş ve yatağıma oturarak

" Hayırdır bu özgüven nereden geliyor sana " diye sorunca onu umursamadan gözlerimi tavana dikmeye devam etmiştim. O ise üstüme doğru eğilip tavana diktiğim gözlerimin önüne gözlerini geçirince şaşkınlık ile yüzüne bakmıştım.

" gözlerin yakından güzelmiş" dediğinde gözlerimi devirerek

" biliyorum " demiştim. Gülerek üstümden kalkıp

" aşırı egolusun "

" biliyorum " diye tekrar edince bu sefer sesli bir şekilde gülmüştü. O gülünce herkes bir saniyeliğine bu tarafa dönmüş daha sonra havvanın korkusundan kafalarını başka yöne çevirmişlerdi.

" Beni rahat bırak dinleneceğim " dediğimde dudağının bir köşesini yukarı kaldırıp yarım ağızla gülerek

" Sen gerçekten haddini fazla aşıyorsun insan gibi konuşmayı bilmiyor musun sen "

" insanca konuşmaktan anlıyor musun ki "

" Bekle sen " diyip yatağımdan kalkıp giderken

" ne yapacaksın tekrar hücreye mi atacaksın, rehin mi alacaksın ama dur bunları zaten iki üç gün içinde yaptığın şeyler bu sefer ne var öldürecek misin sakat mı bırakacaksın yoksa dövdürecek misin ha " diyip söylenince

" Herkesin bunlar dışında elbet bir zayıf noktası vardır nazlı rahat uyu sana fiziksel zarar vermeyeceğim " dediğinde nedense daha fazla gerilmiştim. Ben neden böyle gereksiz tipler ile ağız dalaşına giriyordum ki. Neyseki bana duygusal yönden zarar vereceği bir durum yoktu ortada. Dışarıda babam dışında kimse yok o da yurt dışında zaten elleri kolları o kadar uzun değildir. Onun dışında da bana zarar verebileceği ne olabilir ki diye düşünürken gardiyan kapıyı açıp telefon görüşme saati dediğinde hepimiz ikili sıra halinde telefon görüşmelerimizi yapacağımız yere gelmiştik.

Havva diğer gurupta orta sıralarda yer alırken ben ilk gurupta ikinci sırada yer alıyordum. Benim sıram gelince gardiyana

" yurt dışı numaralarını arayabiliyor muyuz " diye sorunca kadın bana dönüp

" kimi istiyorsan ara ama hızlı ol " diyince tabiki yurt dışı numarasını aramamıştım. Buraya gelmeden önce müdür ile aramızda kimsenin bizim dediklerimizi anlamaması için aramızda dönen şifreydi. Ben bildiğim başka bir dilde konuşurken o telefon başında bir tercüman eşliğinde beni dinleyecekti. Böylelikle yurt dışından birini arayıp onunla yabancı dil konuştuğumu düşünüp benden şüphelenmeyeceklerdi ve ben rahat rahat her şeyi anlatabilecektim. Emniyet müdürünü aradığımda telefonu hemen açmıştı. Bana

" Tercüman hazır kızım konuş " dediğinde onunla çince bir şekilde konuşmaya başlamıştım.

" Merhabalar müdürüm. Burada işler iyi durumda her ikisi ile de tanıştım ve bulunduğum koğuştaki suçlu ile gayet yakınım diğer suçlu ile de hücrede tanıştık. "

" güzel şimdi yavaş yavaş içlerine karışma
vakti " dediğinde yüzümü buluşturarak

" aslında bakarsanız bugün kaldığım koğuşun başındaki kadın yani malûm kişi beni tehtit etti ve babamdan dolayı endişeliyim lütfen onun güvende olduğuna emin olun "

" merak etme her şey kontrolüm altında sen sadece görevinle ilgilen dışarısı bana ait "

" merak etmeyin her fırsatta her detayı size haber vereceğim " dediğimde gardiyan araya girip

" son 30 saniye " diyince gardiyana kafa sallayıp

" görüşürüz efendim kapatmam lazım " diyince müdür de aynı şekilde benimle vedalaşıp telefonu kapattıktan sonra diğerlerini beklemek için köşede sıraya girince havvada kendi telefon konuşmasını bitirir bitirmez yanıma gelip

" Kimle konuştun "

" sanane "

" kiminle konuştun " diye tekrar edince bugün söylediklerinden sonra ona çokta ters gitmek istemiyordum. Müdür her ne kadar dışarısı bana ait dese de bunların kim bilir kimlerle bağlantıları vardı o yüzden çokta ters gitmemeye karar vermiştim

" babamla"

" Baban yabancı mı "

" hayır "

" o zaman neden farklı bir dille konuştun"

" uzun süredir yurt dışında beni daha iyi anlasın ve daha hızlı konuşalım diye şuan alışık olduğu dilde konuştum "

" Mantıklı "

" evet "

" Hangi dildi "

" Ne yapacaksın "

" Sordum sadece " onu kıllandırmamak adına cevap vermeye karar vermiştim.

" Çince"

" Çinceyi nereden öğrendin "

" sana da bir sorunun cevabı yetmiyor birini cevaplıyoruz başka soru soruyorsun yeter "

" tamam be seninle sohbette edilmiyor "

" Beş dakika önce tehtit ettiğin insanla da sohbet etmeyi ver zaten "

" bu beni alakadar eder "

" tabi sadece seni alakadar eder haklısın "

" her neyse söyleyecek misin "

" Üniversite zamanında çinli sevgilim olmuştu o zamanlar heves edip öğrenmiştim "

" vay be aşka bak eee noldu çinli eniştemize " dediğinde içimden işte buuu işte bu diye bağırıyordum onun bana yaklaşması için yönelimimin onunla aynı olduğunu gösterme fırsatı geçmişti elime ve bunu kullanma zamanıydı.

" enişten değil yengendi ama bitti aldatıldık işte elin çinlisi de olsa güvenmeyeceksin "

" Tabi be köpek yiyen insanlara güven mi olur "

" aynen"

" hiç böcek yedin mi çinde "

" çine gittim dedim mi "

" hayır, çine gittin mi? "

" evet "

" eee gitmişsin işte ne diye yoruyorsun beni "

" hoşuma gidiyor "

" peki yedin mi böcek"

" evet hamam böceğinin tadı fena değildi "

" ıyyyy iğrençsin " diyip koluma vurunca içindeki femenin kadının bir böcekle ortaya çıkması beni güldürmüştü. Gülüşüm gardiyanı rahatsız etmiş olacak ki

" sizz kendi aranızda konuşup gülmeyin " diye uyarınca ona kafa sallayıp havvaya doğru dönüp

" Şaka yaptım tabiki de yemedim "

" o zaman niye yedim diyorsun "

" Tepkini merak ettim "

" ne saçma bi merak anlayışın var " dediğinde hiçbir şey demeden sadece gülümseyerek kaşlarımı kaldırmıştım. Telefon görüşmeleri bitince tekrar koğuşlara geçmiştik. Hiç oyalanmadan yatağıma geçmiş ve tekrar uzanmıştım. Ben yatağıma geçer geçmez havvada peşimden gelmişti.

" sen beni rahat bırakmayacak mısın ya "

" sadece konuşuruz demiştim neyse " diyip yatağımdan kalkmış ve gitmişti. Sanırım kırmıştım onu ya da başka bir taktiğiydi bu ona nedense asla güvenemiyordum. Hem kırılmışsa kırılmıştı ne yapabilirdim. Buraya havvanın gönlünü eylemeye gelmemiştim. Bu aptal yere gelmemin ve tüm bu rezalete katlanmamın tek sebebi görevdi. Sıkıcı hayatımı özlemeye başlamıştım. İçimden ' keşke bu görevi kabul etmese miydim ' diye geçirmeden de edemiyordum.. uyumaya çalıştım bu aptal yerde yapacak bir şey olmadığı için ne yapacağımla ilgili kafamda bir şeyler kurarak uyumaya çalışmış ve daha sonrasında da uykuya dalmıştım.

Tek Suçlu AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin