Kabus

32 6 0
                                    

"Hadi gidelim." Yoongi ile ilk önce tütüncüye gelmiştik. Yoongi iki sigara paketi alıp çıkmıştı. Sonra markete girip çikolata aldık. Jungkook üzülmesin diye muzlu süt de aldık. Şu an cadde de birlikte yürüyoruz. Hiç ses çıkarmadık. Benim elim Yoongi'nin cebinde ve Yoongi cebinin içinde benim elimi sıkıca tutuyor.

Kafama bir yağmur damlası düşmesi ile havaya baktım. Gözlerimi sıkıca kapattım. Ellerimi ceplerimden dışarı çıkardım. Havaya doğru tuttum.

"Ne yapıyorsun Jimin, hasta olacaksın?" Kaşlarımı çattım ve Yoongi'nin inadına kapşonumun şapkasını açtım. "Hasta olacaksın!"

Gülmeye başladım. Yoongi bana kızgındı ama umrumda değildi. Yağmuru seven şemsiye açmaz, değil mi?

"Yağmur yağıyor Yoon. Baksana yukarı." Tam Yoongi yukarı doğru baktığında onun burnuna bir damla düştü. Gülmeye başladık. Sonra o da şapkasını açtı. Islanmaktan pek hoşlanmıyor gibi görünüyor. Mız mız kedi.

"Eve gitmemiz lazım. Gecenin bir vakti dışarı da yağmur yağarken duramayız."

"O zaman bana söz ver Yoongi. Eğer bir gün çok ama çok mutlu olursak, birlikte yağmurun altında ıslanacağız."

"Söz veriyorum, eğer bir gün çok ama çok mutlu olursak, birlikte yağmurun altında ıslanacağız. Şimdi sözümü dinle ve hasta olmadan eve gidelim."

Elimi kendi cebine soktu ve şapkasını kapattı. Bende kendi sapkamı kapattım. Ellerimi cebime koydum. Hızlı adımlarla eve doğru yürümeye başladık.

----

Kapının önüne geldiğimde zile bastım. Yoongi ile yolda çok konuştuk. Hala söylediği şeye gülüyordum. Zile basınca içeriden mızmızlanma sesleri geldi.

Kapıyı Jungkook açtı. Dudakları kızarmış, boynunda morluk var. Galiba çok ciddi iş yapmışlar. "Hangi mal dedi size gece gece herkes uyurken dışarı çıkın diye?" Kaşlarımı çattım.

"Sana o kadar süt almıştık birde."

"Yemin et!" Dedi ve elimdeki poşeti çekip içini karıştırmaya başladı.

"Sakat mısın ya,herkes uyurken ışık mı açılır!" Diye mızmızlandı. Gülümseyerek montunu çıkarıyordum. Yoongi de kendi montunu çıkardı.

"Ben uyumaya gidiyorum, iyi geceler." Dedim yorgun sesimle. Yoongi de Jungkook da bana iyi geceler dilediler ve ben odama gittim. Odamın ışığını açtım.

Yağmur yagiyor ve gökyüzünde ay parlıyordu. Büsbüyük, bembeyaz ve pasparlak. Etrafındaki yıldızlarda gökyüzünde birleşmesine yardım ediyor. Ayın üstünde uyuyan küçük ayının ağzından bal damlıyor adeta. Saatler geçse bile sonsuza kadar izleyebilirim bu görüntüyü. Sırf bu görüntüyü izlemek için odamın penceresini kapatmadım ve yatağıma uzandım. Yağmurun rahatlatıcı sesi ve ayın o güzel görüntüsü, adeta bir ninni gibi geliyordu kulağıma. Ayı izlerken yavaş yavaş uykuya daldığımı hissettim.

(Saat gece 02.38)
-Jimin'in iç sesi

Terliyorum ve korkuyorum. Çok korkuyorum ve bunu durduramıyorum. Çığlık atmak istiyorum ama atamıyorum. Ağzımı kapatmışlar gibi hissediyorum çünkü konuşamıyorum. Burnum tıkanmış gibi hissediyorum çünkü nefes alamıyorum. Ama kulaklarım kapanmış gibi değil çünkü sadece bir ses duyuyuyorum: "Jimin kendine gel!"

Çok kalın ve bir o kadar yumuşak. Rahatlatıcı ve biraz tedirgin bir ses. Bu sese karşı kaşlarımı çatıyorum ve ellerimi saçlarımın arasına alıyorum. Sonunda ağzımı açıyorlar gibi hissediyorum. Öyle büyük bir çığlık atıyorum ki sanki içimi döküyorum. Sanki sırtımdaki i ağırlığı bırakıyorum.

"Jimin lütfen aç gözlerini!" Diyor o ses tekrardan. Jimin kim? Ben mi? Ben Jimin değilim ve Jimin diye birini tanımıyorum tatlı ses. Ama sen istersen senin için Jimin olabilirim!

Hafif bir tebessüm bırakıyorum sese doğru ama ses beni bileklerimden tutuyor ve bana yalvarmaya devam ediyor: "Jimin kendine gel, neden gülüyorsun!"

Sonra sesin yanına arkadaşları geliyor. Başka sesler.

"Kafayı yedi."

"Yoongi bir şey içirmedin değil mi?"

Bu sesin adı Yoongi mi? Ne kadar güzel.

Sonra o kadar derin bir nefes alıyorum ki, bütün insanlar nefessiz kalıyor. Haha, ne kadar komik olurdu!

Bunu düşündüm ve çok komik geldi. Gözlerim kapalı ve istemsizce gülüyorum. Çünkü komik!

"Jimin çıldırdım mı, aç su gözünü!"

Yoongi denen ses bana daha çok bağırıyor ve bu kalbimi kırdı. Yüzüm düştü ve aniden gülümsemem durdu.

"Beni sevmiyor musun Yoongi?" Sese ilk defa karşılık verdim. Ses şaşkın. Yoksa ses beni sevmiyor mu?

"Jimin şakanın sırası değil aç şu gözünü." Ses bana kızgın ve kırgın.

"Bu ses beni sevmiyor mu?" Dedim tekrardan. Ses hala bileklerimi sıkıyor ve bu çok canımı yakıyor.

"Bu ses seni sevmiyor! Aç şu gözünü!" Kırıldım ve gözümden bir yaş düştü. Sonra ses bileklerimi bıraktı. Ben de bırakır bırakmaz yastığıma sarıldım.

-Jimin'in dış sesi

Gözlerimi yavaş yavaş açtığım da hala yağmurun yağdığını, Yoongi ve diğerlerinin başında olduğunu gördüm.

"Jimin iyi misin?" Yoongi'nin meraklı sorusuna yanıt veremedim. Korktum. Çok korktum. Aniden Yoongi'ye sarıldığında Yoongi bana karşılık veremedi çünkü şaşırdı.

"Kabus gördüm. Sonra bir ses benle konuştu, aç gözünü dedi ve açmayınca," devamını getiremedim. Boğazıma iğneler battı. "Ses bağırarak beni sevmediğini söyledi. O ses senin sesine benziyor Yoongi. Sen miydin o?"

Yoongi o kadar şaşırdı ki benden ayrılınca basparmaklari ile gözyaşlarımı sildi. "Hayır ben değilim, seni seviyorum ben."

"Hayır, yalan söylüyor. Yoongi seni sevmediğini söyledi." Jungkook'un arkadan gelen sesi ile ilk önce Jungkook'a, sonra Yoongi'ye baktım.

"Yoongi beni sevmiyor musun?"

"Uyanman için yaptım güzelim. Seni sevmemem mümkün mü?" Yoongi yatmam için kafamı itiyordu.

"Hadi biz de dağılalım." Dedi Namjoon uykulu uykulu. Yoongi hepsine tekrardan iyi geceler diledi.

"Yoongi benden nefret etsen bile nefret ediyorum deme tamam mı?" Yoongi benim başımı kendi göğsüne yasladı ve bir eli ile saçlarımı okşamaya başladı.

"Ben hiçbir zaman senden nefret ediyorum demeyeceğim Jimin. Eğer senden nefret edersem, yine sana 'seni seviyorum' derim." Hafif bir tebessüm ile sarıldım ve o güvenle uyumaya devam ettim.

 Mafya Sevgilim ve ben ~YoonminWhere stories live. Discover now