0.6

154 17 4
                                    

Selam arkadaşlar... Oldukça soft tatlı bir bölüm oldu. Bugün San'a olan bağlılığım daha bir fazla olduğu için çok soft bir bölüm yazmak istedim. Arkadaşlar yazarınız San adamına aşık ve ona büyük takıntılı... Her neyse love you my babe. İyi okumalar bebişlerim😭😭🤍🤍🤍🤍

~~~~~~~~~~~~

Geceleri sakin ve sessiz geçiyorken San'ın ve Wooyoung'un kafasındaki düşünceler susmak bilmiyordu. Wooyoung San'a yaslanmış bir şekilde uzanırken San da saçlarını okşuyordu ama ikisinin de aklında binbir türlü düşünce vardı. Sessizliği bozan da Jiwoong'un ağlamasıydı. Wooyoung hızla yerinden kalkıp yanına gitmiş ve onu yataktan kaldırarak sakinleştirmeye çalışmıştı. Sesi kesildiğinde uykusu açılmıştı. Onu yere bırakıp minik adımlarını San'a doğru yönlrndiemişti. San da yüzüne gülümsemesini yerleştirip ona yaklaşan miniği kucağına almış ve birkaç kez zıplatmıştı. Ancak sonu biraz hüsran olmuştu. Jiwoong yemek yiyerek uyuduğu için ve fazla uyumadığı için yediklerini San'ın yüzüne bırakmıştı.

"Babam ne yaptın ama sen? Çok özür dilerim. Dur hemen siliyorum bekle."

Wooyoung büyük bir mahcuplukla elindeki peçeteyle San'ın yüzünü siliyordu. San ise gülmeye başlamıştı.

"Ne gülüyorsun?"

"Gelse gelse benim başıma gelirdi bu zaten."

Wooyoung desiğine gülümsemişti silmeye devam ederken.

"Sildim ama bir yıka sen yine de."

"Direkt duşa gireceğim. Çünkü maalesef sadece yüzüme değil vücuduma da kustu küçük beyimiz."

Wooyoung sinirli yüz ifadesiyle yerde durup orta sehpaya yaslanmış oğluna bakmıştı. San dedğini yapıp duşa girmişti. Wooyoung da Jiwoong'un ağzını silmiş ve beraber salonda oturup San'ı beklemeye başlamışlardı. O sırada Yunho ve Mingi çifti de gelmişti.

"Paşamız uyanmış mı sonunda? Gel bakalım sen şöyle."

Mingi tam koşar adım onu kucaklayacakken Yunho onu kolundan çekmişti.

"Önce ellerini yıkamak ister misin sevgilim? Hani çocuk ya bu!"

"Ah tabii, haklısın sevgilim. Ben şaka yapmıştım zaten."

Mingi yüzüne oldukça sahte bir gülümseme yerleştirip lavaboya girmiş ve ellerini yıkamıştı. Onun ardından Yunho da ellerini yıkamıştı. Ardından Jiwoong'a koşmuştu Mingi. Yunho ise Wooyoung'un yanına ilerlemişti.

"San nerede?"

"Az önce resmen facia yaşandı. Jiwoong San'ın yüzüne kustu. O da duşa girdi."

"Şaka yapıyorsun. Of keşke görseydik."

"Komikti ama gülemedim pek."

"Senin canın neden sıkkın? Ben de onu soracaktım."

"Eric boşanma davası açmış. Maddeleri tamamen benim aleyhime."

"Nasıl yani? Bakabilir miyim?"

Wooyoung telefonundan göstermişti Yunho'ya maddeleri.

"Bunlar ne? Bunu kabul etmeyeceksin değil mi? Hem zaten boşanma davası böyle hazırlanmaz. Bu adam bunu da mı akıl edemiyor? İki taraf isterlerse avukatlarıyla beraber bir araya gelir ve öyle hazırlanır. Taraflar sırayla madde söylerler eğer istenilirse. Bu tamamen çöp. Bunu sakın umursama. San gördü mü?"

"Evet beraber baktık."

"Bir şey dedi mi?"

"O sıra hiç konuşacak halde değildim ve biraz yalnız kalmam gerektiğini söyledim. O salona geçti ben de oturdum öyle. Daha yeni yanına gelmiştim zaten. Ama yine konuşmadık. Sadece oturduk. Sonra da Jiwoong uyandı zaten."

Yan Benimle | WooSanWhere stories live. Discover now