4 ◇ Minik bir civciv

83 18 37
                                    

Keyifli Okumalar
Oy vermeyi unutmayınızzz

***

"...Göklerde süzülen en güzel varlıkmış. Kanatları her renkten tüyü barındırıyor, diğer hiçbir kuşa benzemiyormuş."

Seulgi, tonlamalı bir sesle elinde tuttuğu resimli kitabı okurken hafifçe başını eğmisti. Kaplan çocuk ve annesinin omzuna yaslı bir şekilde kitaptaki görselleri inceleyen Jeongguk ise okunan hikâyeyi can kulağı ile dinliyorlardı. Jeongguk, küçücük işaret parmağını hızlıca sayfadaki rengarenk kuşun üzerine uzatmış ve hayran bakışlarla annesine dönmüştü.

"Bu mu anne? Renkli tüylü kuş bu mu?"

"Evet minik kurabiyem. Peki ismi neydi, hatırlıyor musun?"

"Robbie!" diye şakımıştı Jeongguk heyecanla. Annesi onun bu sevinçli haline gülerek dudaklarını ince telli yumuşacık saçlarının üzerine bastırmıştı. Oğlunun mis kokusu vurmuştu hemen burnuna. Onun bu haline Taehyung da olduğu yerden gülmüştü.

"Pekâlâ, devam ediyorum."

Boğazını temizleyip okumaya devam etti Seulgi. O, sesini olduğundan daha ince bir tonda çıkarıp çocuk kitabına layık bir şekilde okumasını sürdürürken Taehyung bambaşka bir dünyadaydı. Gözleri Jeongguk'un minik parmağına takılıp kalmıştı. Küçük çocuk, annesinin sesine eş olarak görseller üzerinde parmağını gezdirirken sanki hikâyenin kaplan çocuğun gözünde canlanmasını sağlıyordu. Taehyung onun parmağının gezintisine eş öyle canlı düşlere dalmıştı ki teyzesinin sesini duyamaz olmuştu. O minik parmak tüm görsel zevkini karşılamaya yetmişti.

"Robbie'nin renkli kanatlarının güzelliği ve yaptığı görevlerdeki başarısı kıskanılan bir kuş olmasını sağlıyordu. Her zaman yuva yapmak için en iyi çalı çırpıları o toplardı ama arkadaşları bu duruma katlanamazlardı..."

Seulgi'nin kadifemsi sesi Jeongguk'un başının öne doğru düşmeye başlamasıyla son bulmuştu. Küçük çocuk, annesinin okumaya başladığı yeni hikâyenin sonunu merakla beklemiş olsa da göz kapakları uykuya yenik düşmüştü. Taehyung'un ise başı hâlâ teyzesinin omzundaydı. Onun da hafiften uykusu gelmişti ancak Seulgi Jeongguk'un düşen başını tutmak için hareket edip okumaya ara verince uykusu bir anda kaçılmıştı.

"Benim meleğim uyudu," diye annelik duygusunun vermiş olduğu şefkatin dışavurumu ile konuşup minik bedeni tutmuştu genç kadın. Hareketleri oldukça yavaştı. Okuma kitabını bırakıp Taehyung'u kolunun altından çıkardı ve dikkatli bir şekilde ağzını şapırdatıp duran Jeongguk'u kucakladı. Gerçekten de melek gibi görünüyordu. Taehyung'un gözleri anne çocuğun harekeletlerini takip ederken Seulgi, Jeongguk'u karşı duvara yaslı bir şekilde konumlandırılmış yatağa geçirmiş, üzerini sıkı sıkı kapattıktan sonra da yanağına tüy dokunuşunu andıran hafiflikte ufak bir öpücük kondurmuştu. Tekrar Taehyung'un yanına dönmeden önce de oğlunun güzelliğine bakarak gülümsemişti.

"Senin henüz uykun yok sanırım," derken yüzü hâlâ gülüyordu ve gözleri ışıl ışıldı. Taehyung, onu izlerken başını iki yana salladı.

"O zaman kitaba devam edelim, olur mu?"

"Jeongguk olmadan hikâyenin sonunu dinlemek istemiyorum teyze,"

"Pekii," diyerek anlayışla karşılık verip kaplan çocuğun yüzüne uzanmış ve tek eliyle çenesinin altını okşayıp onu sevmişti.

"Uzun zamandır baş başa sohbet edemiyoruz. Biraz konuşmaya ne dersin?" Taehyung ise fark etmez dercesine omuz silkmişti. Fakat içi içini yediğinden midir bilinmez, konuşmaya başlayan da kendisi olmuştu.

Laboratory Rat Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin