[14]

463 23 39
                                    

Okurken ne düşünüyorsunuz bilmek istiyorum. Paragraflara ya da sona yorum yapabilirsiniz. İlgi görmediğini düşünüyorum kitapların yazmak da pek içimden gelmiyor açıkçası duruma göre karar vereceğim yazıp yazmamaya şimdilik keyifli okumalar 💖

Arabada giderken aynadan sürekli bana bakmıştı. "Sana öyle bir pişmanlık yaşatacağım ki hem beni hem Artvin'i bırakıp gideceksin." Osman ile Turan bizi dinliyordu. "Bana istediğini yap ama başka insanlara bulaşma ." dedi. Gözlerimi ondan kaçırdığımda "İyi günlerinin tadını çıkar" dedim. "Hele bi Alçin'in ölümü sizin yüzünüzden çıksın. Sen o zaman göreceksin rezilliği." Arabayı aniden durdurdup bana döndü. "Alçin benim de kızım Zeynep. Sen üzüldün de ben üzülmedim mi sanıyorsun?"  Elim saçlarıma gitti. "Eminim başkalarına daha çok üzülmüşsündür." Osman yola devam etmesi gerektiğini söylediğinde bütün öfkesi ile eve doğru sürmüştü.  Araba durunca eve baktım. Aslında burası benim evimdi. Yaşadığım acılardan kaçmak için burayı kullanmaktan uzun zaman önce vazgeçmiştim. Bu evin varlığı bile beni üzüyordu.

Herkes indiğinde hâlâ arabadaydım. Halil İbrahim kapıyı açıp beni çıkardığında fısıldadım."Yemin olsun bu evi yıkacağım. " Kolumu tutuyordu. Kendimi öne alarak hem beni tutmasını engelledim hemde aramıza mesafe koydum. Herkes dışarı çıkmış bana bakıyordu. Sema ve Turan evlenmişti. Merve Abla ile Yusuf abi bana pişman bakıyordu. Fatma anne ile Muzaffer abi ise tedirgin. Derviş dayım her zamanki gibi soğuk bakıyordu. Bana nefretle bakan kadın Oğuz'un odasında gördüğüm kadındı. Yanındaki çocuk koşarak Halil'e geliyordu. Sıtkı büyük bir mahcubiyet duyuyordu. Edanur... O da benim gibi yaralı bakıyordu. Bebeği gördüm ilk kez... Tarık'ın bebeğini. Ona da benziyordu. Edanur bana sarılmıştı. Ona selam verip bebeği kucağıma aldım.

"Ahhh Tarık" dedim. Psikopattı. Hastaydı ama kardeşimdi. Belki de şu an yaşasa benim için dünyaları oynatırdı. Oğluna baktığım da Alçin'i hatırladım. Bebeği hemen Edanur'a verip hiç kimseye selam vermeden cam bahçeye geçtim. Çalan telefonumu elime aldım. Arayan Şota idi. Onunla konuşmaya başladığımda Halil içeri girdi. "Tamam ben geliyorum sen bekle." dediğimde beni durdurdu. "Nereye?" Onu geçiştirdim. "Zeynep nereye?" dediğinde ona döndüm. "Ben bu evde esir miyim?" Gözleri farklı bakıyordu. "Sence?" dediğinde "Bence de" dedim. Kapıya doğru girerken bende olan gözlere baktım. Halil de arkamdan geliyordu. Şota'yı gördüğümde konuştum. "Şota bir dahakine içeri girme."  Sesimi yükselterek konuştum. "Beni bahane eder seninde canına kıyarlar." Bana ciddiyetle baktığında arabamın anahtarını uzatmıştı. Sonra kulaklığıma eğilip bir haber verdi. Ona sarıldığımda akşama görüşeceğimizi söyledim.

...

Bana gösterilen odadaydım. Kapıyı kilitlediğim için hiç kimse içeri gelemiyordu. Haliller zaten çıkmıştı. Onlar akşam yemeği yerken bende dışarı çıkmaya hazırlanıyordum. Halil beni görüp konuştu. "Nereye?"  Derin bir nefes verdim. "Şotalara" Başını salladı. "Yemek ye öyle geçersin." Bütün ciddiyetimle konuştum. "Sizin kazancınızdan olan hiçbir şeyi ağzıma sürmem." Fatma anne "Böyle yapma kizum" dediğinde soğuk sesimle "Ben sizin kızınız değilim" dedim. "Sen ne kadar saygısızsın." diyen kıza baktım. "Sen de bir o kadar saygılı ol ki içlerine çabuk karış. Zaten Halil İbrahim insanları içeri almayı oek sever." dedim. Yaptığım imayı anlamıştı. Besbelli Halil İbrahim'i seviyordu. "Ceylan" diyen Halil İbrahim cümlenin sonunu şöyle bitirmişti. "Zeyneple olan her şey ikimizin arasında. Müdahale edilecekse ben ederim."

Sonrasında ne yaptılar bilmiyorum. Arabaya binip Şota'ya geçtim. Şirketle ilgili işleri halledip onlarla ilgili her soruyu cevapsız bırakmıştım. "Bugün burada kalayım." dediğimde Elif çoktan kahve yapmış pijama çıkarmıştı. Telefonum çalınca ekranda görünen numara arayanın Halil olduğunu gösteriyordu. Telefonu açtığımda "Zeynep" dedi. Cevap vermemiş onu dinliyordum. "Gelmeyecek misin?" Sesi iyi gelmiyordu. "Gelmeyeceğim." dediğimde "Konuşmak istiyorum." dedi. Gözlerim doldu. "Ne konuşacağız?" dedim. "Bizi" dedi. "Biz mi kaldı Halil İbrahim?" dedim.

DÜŞKÜN ( HalZey)Where stories live. Discover now