BERAAT

32 9 6
                                    

Radyodan gelen "Namus Belası" şarkısının sesiyle gözlerini açtı Güray
yattığı yerden doğruldu. 5 kişi masada batak atıyor, kimisi sevdiğinin resmine bakıyordu. Şarkıyı ise yeni gelmiş bir mahkum radyodan açmıştı. Aslında yeni değil 1 yıldır buradaydı. Ama diğerlerine göre yeniydi işte.
Güray ranzasından atladı.
"Günaydın millet"
Hep bir ağızdan "Günaydın abi." denildi. Güray 12 yıldır hapishanedeydi ama sadece 7 yıldır bu koğuştaydı. 4. Yılında ilk koğuşuna tecavüzden biri gelmişti;
2 yıl yatıp çıkacaktı, "Böyle adalet olmaz." diyerek kendi adaletini uygulamıştı... yaşlı bir mahkum suçu üzerine almıştı bu sayede cezasına ekleme olmamıştı. Bir sandalye çekip masaya oturdu.

"Oğlum bana bir çay demle" "Hemen abim." Güray omuzunda bir el hissetti; hemen kafasını çevirdi. "Hayırlı sabahlar yiğenim." "Sanada Muhittin abim." Muhittin tabiri caizse koğuşun ağasıydı. 63 yaşında yaşlı bir kabadayıydı. Koğuşa geldiği günden beri Güray'a abilik, babalık yapıyordu.
Masadakilerden biri kalkarak Muhittin ağa'ya yer verdi. Çaycı Güray'ın çayını bırakıp gitti. Güray çayını yudumlarken Muhittin ağa sigarasını yaktı.
"Demek bugün beraat ediyorsun ha yiğenim..." Güray sırıtarak Muhittin ağa'ya baktı.
"Hayırlısı be abim."
"Bak oğlum... bak oğlum diyorum, yalandan değil sen benim hasmı has oğlum oldun. Boşluğumu doldurdun." Muhittin ağa'nın oğlu bundan 20 sene önce vurularak öldürülmüştü.
Muhittin Ağa da oğlunu öldürenlerin soyunu kurutmuştu.

"Bak Güray 'Babamın intikamını aldım.' dedin 12 yılın gitti...
34 yaşındasın gençliğin gitti.
Dışarı çıktığında hiç kimseye bulaşma. Bir iş bul evlen çoluk çocuk sahibi ol. Aileni kur, babanın emanetlerine de sahip çık." Güray hiçbir şey demedi, yalnızca çayını yudumladı.
Muhittin Ağa, Güray'ın elini sıkarak
"Bak oğlum ben bir evlat kaybettim bir tane daha kaybedemem..."
"Merak etme abim; daha o işlerle alakam olmaz."
"İnşallah oğlum."

O sırada koğuşun kapısı açıldı. Gardiyan içeri girdi.
"Güray Aktaş..." Güray baktı.
"Hazırlan tahliye oluyorsun." kapıyı kapatarak çıktı. "İzninle abim" Güray masadan kalktı. Kiyafetlerini, eşyalarını valizine koyduktan sonra valizini omuzladı. "Ağalar birlikte çok güzel zamanlar geçirdik ama her güzel şeyin bir sonu varmış..."
Çaycı "Yine bekleriz Güray abi" dedi gülerek.
Gülay gülümseyerek "Kalsın gülüm."
Muhittin Ağa, Güray'ın önüne geldi gurur ve hüzünle doya doya baktı... Ardından sıkıca sarıldı. Güray karşılık verdi. Geri çekildiler.
"Allah'a emanet ol evladım. Birşeye ihtiyacın olursa haberdar et."
"Sende abim..." Güray'ın gözleri dolmuştu; babasının ölümünün ardından sonra ona tek sahip çıkan Muhittin Ağa'ydı. Ve şimdi ayrılık vakti gelmişti... Ziyaretine gelirdi elbet ama aynı olmazdı. Ama birşekilde başa çıkacak evine gidecek ailesine sahip çıkacaktı. Bağırarak
"Ee ağalar iki orta bir sade hadi bana müsade. Hakkınızı helal edin."
Hep bir ağızdan "Helal olsun." Muhittin Ağa'nın elini öptükten sonra gardiyanı çagırdı.

***

Güray elinde valiziyle hapishaneden dışarı çıktı... ailesinden kimse yoktu. Hoş olmasına da gerek yoktu. Neticede yıllar önce o ailesine sahip çıkmıştı, onlar değil. Ve şimdi yeniden ailesine sahip çıkmalıydı.

DAYIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin