Büyük Mücadele

32 17 6
                                    

Yaklaşık yarım saattir Yüzbaşı'dan ses seda yoktu . Köye gelip gidende yoktu . Yüzbaşı güçlü olduğu için arkadaşlarım rahattı ama içimde bir korku vardı . Yüzbaşı'dan durum hakkında bilgi alma kararı verdim .

-- Yüzbaşım durum nedir ? Yardıma ihtiyacınız var mı ? , dedim . Bekledim , tekrar bekledim ama Yüzbaşı'dan ses çıkmadı içimdeki korku iyice büyümüştü . Yüzbaşı ya zor durumdaydı ya da çoktan ... 

Yüzbaşı nedense çok tanıdık gelmişti . Onu yüzünü görmesemde birine benzetiyordum ama kim olduğunu çıkaramamıştım . 

2 dakika sonra  Burhan biyolojik canavar gördüğünü bildirdi 15 tanesi köy meydanına doğru gidiyormuş . Herkes oraya doğru yöneldi ama ben gitmedim . Onlara Yüzbaşı'yı kontrole gideceğimi söyledim . Arkadaşlarımın burayı rahatlıkla kontrol altında tutabileceğini biliyordum .

-- İşinizi bitirdikten sonra mağaraya gelin içimde kötü bir his var . , dedim . Dememle birlikte mağaranın girişinden bir foton topu havaya doğru uçtu . Yüzbaşı yardım sinyali gönderiyordu . Derin nefes alıp seri bir şekilde flaş adım (Geçen bölümlerde bir anda ışınlanmasını sağlayan adım) atmaya başladım.

YÜZBAŞI IŞIK'IN GÖZÜNDEN

Ropsarianlar buradaydı ancak 1 tanesi yoktu . Biyolojik canavarlardan 15 tanesi buradaydı . Saldırı planımı düşünürken arkamdan bir ses geldi .

-- İçeride casus var . , ve kayıp olan ropsarian üzerime doğru saldırdı . Son dakika kaçtım bu sadece bir onbaşıydı . Eğer diğerleride öyleyse burada çok zorlanmazdım . Şuanlık hareketlerini ve enerjilerini incelemem gerektiğine karar verdim . Saldırmıyordum onlara . 2. Ropsarianda bana saldırmak için koşmaya başladı . Şuan tek problem mağarada olmamız ve burası başımıza yıkılırsa kurtulamayacak olmamızdı . Bunu en son çare olarak yapabilirdim . Ropsarianlardan birisi orakları kullandığı bir enerji gücüne sahipti diğeri ise zehir enerjisine sahip gibiydi . İkisi füzyon yetenek kullanıp zehirli oraklarla bana saldırmaya devam etti . Oraklardan kaçabiliyordum ancak diğer Ropsarian savaşı sadece izliyordu . Yoksa o Yüzbaşı seviyesinde miydi ? Eğer öyleyse mağarayı başımıza yıkmak bile bizi kurtarmazdı . Bu işi hızlıca bitirmeliydim . 

-- Işık Enerjisi : Işık Kılıcı . , dedim ve elimde parlak sarı bir kılıç belirdi . Öncelikle zehir kullanan Ropsarian'ın işini bitirmeliydim . Ona doğru saldırdım ancak oraklı olan önüme geçip ona ulaşmamı engelledi . 

-- Bu kadar kolay olacağını mı sandın zavallı insancık . Senide diğerleri gibi katledeceğiz . Hiahahahah . , dedi . O sırada zihnimde anlık bir acı oluştu . Hafızamın büyük bir çoğunluğunu ilk işgallerde kaybetmiştim . Aklıma o zamandan ufak ufak anlar geliyordu . İlk biyolojik canavarlarla karşılaşmam kurtarılmam hepsi aklıma geliyordu yavaş yavaş . Ama tam olarak şu zamanımı buldu . Ellerimle kafamı tutup ayaklarımın üstünde durmaya çalışıyordum tam sırada oraklı olan kolumu çizdi ve kanıma zehir girmiş oldu . 

Hemen toparlanmam lazımdı . Yoksa sonum hiç iyi olmayacaktı . Zehir etkisini göstermeden hepsinin olmasada Yüzbaşı hariç hepsini yenmeliydim derken zehir kullanıcısı suratımı bir yumruk çaktı . Vurduğu yerde karıncalanma hissettim başka bir zehirdi galiba . 

-- 0. Birlik acil destek lazım . , dedim ama ses gelmedi kaçarken elimin birini kulağıma götürdüm ama kulaklık yoktu . Lanet olsun yumruk yediğimde uçmuş olmalı . Onlara sinyal göndermem lazımdı . 

-- Işık Enerjisi : Foton Topu . , dedim ve mağaranın girişinden havaya doğru bir foton topu gönderdim . Neyseki biyolojik robotlarda aynı anda saldırmıyordu . Mağarayı yıkmadan bu işi halletmeliydim yoksa köyde büyük zararlar görebilirdi . 

-- Işık Enerjisi : Parlak Işık . , dediğimde havaya doğru bir ışık topu gönderdim Ropsarianlar ellerini gözlerine götürdüğünde fırsatı kullanıp zehir kullanıcısını 2 parçaya böldüm . Yandan Yüzbaşı olduğunu varsaydığım Ropsarian benim bu hareketimi alkışlayıp gülümsedi . Astının ölmesini hiç umursamamıştı . Zehir kullanıcısı ölsede hala zehirinin etkisi devam ediyordu . Orak kullanan sinirlenip üzerime saldırmaya başladı . Tam o anda arkamda birisinin olduğunu hissettim . Az önce gülen Ropsarian oradaydı . 

-- Güç Enerjisi : Herküles . , dedi ve kolunun boyutu 2 katına çıktı . Sırtıma attığı yumruk beni mağaranın duvarına yapıştırmıştı . Biraz kan kustum dizlerimin üstündeydim . Zehir hareketlerimi yavaşlatıyordu . Ama daha kaybetmemiştim , daha ölmemiştim . Ayağa kalktım dik durmaya çalışıyordum ama zorlanıyordum . 

-- Güneş kaçmayı deneyebiliriz biliyorsun değil mi zehir seni çok güçsüzleştiriyor . , dedi Rosa .

-- Rosa , eğer şuan kaçarsak köyü kim koruyacak . Benim görevim canım pahasına olsada insanları korumak . Benimle misin ? , dedim .

-- Her zaman seninleyim Güneş . , dedi . 

-- Işık Enerjisi : Işık Lazeri . , dedim ve elimi Güç özelliği kullanan düşmanıma çevirdim . 

-- Tam Güç . , dedim . Tam o anda elimden en güçlü özelliklerimden birini çıkarmıştım . 

-- HIAAAAAAAHHHHHH . , dedi güç kullanan Ropsarian . Sağ kolu kopmuştu . Sinirli bir şekilde bakıyordu . O anda biyolojik canavarlardan biri onun yanına gidip protez kol şekline girdi ve Güç kullanıcısı oraya onu monteledi . Boşuna biyolojik canavar demiyorduk onlara . Işık lazerini yaklaşık 6 defa daha kullanabilirdim acaba yeterli olur muydu ? Kullanmak için doğru pozisyonu yakalamam lazımdı . İlk önce oraklı olan saldırmaya geliyordu . Planlarını az çok çözmüştüm benim dikkatim dağıldığında az önceki gibi bir yumruk indireceklerdi . Bende planlarına uymaya karar verdim . Köşeye sıkışana kadar kaçtım tam arkamdan yumruk gelirken . 

-- Işık enerjisi : Parlak Işık . , dedim . Ropsarianlar kör olmuştu . Güç kullanıcısı orak kullanana vurmuş onu duvara yapıştırmıştı . Zar zor ayakta duruyordu . Sıra diğerindeydi . Onu yenmek oraklı kadar kolay olmayacaktı . Umarım 0 . Birlik destek çağrımı farketmiştir ve köye saldıran 15 robotu zararsız bir şekilde imha etmişlerdir . , diye düşündüm.

Gölge LorduHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin