25.Bölüm

96 8 15
                                    

Azer gözünü bir saniye kırpmıyor sürekli boşlukla daha doğrusu çok sevdiği karısı ile konuşuyordu 

Karaca : Artık uyuman lazım Azer 

Azer : Yok uyursam kaybolursun 

Karaca : Ben buradayım kalbindeyim her zaman oradayım 

Azer : Kim yaptı sana bunu 

Karaca : Cevap gözünüzün önünde dikkatli olun Azer 

Aslında Azer farkındaydı karısının artık yaşamadığını ama kalbi ve aklı kabul etmiyordu edemiyordu daha doğrusu. Yılma'da bahçede tek başına otururken Duygu elinde kahve bardakları ile yanına gelir 

Yılmaz : Annem uyudu mu 

Duygu : İlaç aldı az önce uyur birazdan. Azer normale döner mi sence 

Yılmaz : Asla dönmüycek. Abimi şu kadar tanıdıysam ölene kadar durmaz

Duygu : Ben hala inanamıyorum. Bir kaç saat önce yanımda olan hayatta olan arkadaşım ö-

Lafını tamamlayamadan hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar Akın ise kendisini ömürünün çok kısa ama en güzel zamanlarının geçtiği o eve kapatmış kardeşi ile olan anılarını düşünüyordu 

-2010 -

Anne babalarının ölüm yıldönümüydü ama Sultan Koçovalı buna izin vermemişti ama onlar bunu umursamadan abi kardeş beraber anne babalarına gelirler 

Karaca : Keşke geri gelseler 

Akın : Bir gün biz onların yanına gidicez 

Karaca : Sen beni bırakmıycaksın dimi 

Akın : Asla bırakmam ben seni. Sende beni bırakma olur mu 

Karaca : Asla bırakmam abi 

İki kardeş birbirlerine sımsıkı sarılırlar 

- Şimdiki Zaman - 

Sadece bir gün kardeşini yanlız bırakmış onda kaybetmişti canı o kadar fazla yanıyordu ki napıcağını hiç bilmiyordu. Tamam amcaları dedesi ve Saadet ablası vardı ama onun için aile demek kardeşiydi. Şimdi kendini tamamen kimsesiz his ediyordu 

Selma : Akın 

Akın : Sen nasıl girdin buraya 

Selma : Mutfak kapısı açıktı 

Akın : Beni yanlız bırakır mısın Selma 

Selma : Biliyorum aynı şeyleri bende yaşadım annesi babasız kaldım biranda 

Akın : Tek bir fark var. Benim annemle babamı kardeşimi biri öldürdü Selma. Kim bilmiyorum 

Selma : Şüphe ettiğiniz biride mi yok

Akın : Yok babamın kimse ile derdi yoktu aynı şekilde Karaca'nında Azer'in bir düşmanı olsa veya onların anlaşılırdı ama yok 

Selma : Cevaba ulaşman çok zor olucak desene 

Akın : Hemde çok 

Selma : O ne 

Selma'nın gösterdiği yöne baktığında tablonun arkasında ufak bir çizgi görür ve kalkıp katığında bunun gizli bir kapı olduğunu görür. İçine girdiklerinde bir kasa ve bir sürü dosya görürler ve hepsine tek tek bakmaya başlarlar 

- Ertesi Gün - 

Azer gözlerini açtığında Karaca'yı görememiş ve telaşla aşağı iner annesini görünce hemen kollarına sarılır 

Azer : Ana Karaca nerede 

Fadik : Oğlum- 

Azer :Uyandığımda yoktu nereye gitti ha Akın'ın yanında mı 

Yılmaz : Abi Karaca öl- 

Biranda Yılmaz'ın boğazına yapışmış sıkmaya başlarken Ceylan ve Fadik zorda olsa ayırırlar. Yılmaz bir kere daha anlamıştı abisinin kendinde olmadığını ve ne yaptığını bilmediğini. Azer ise onları aldırmadan kendini dışarı atmış ve bir barda içiyordu 

Azer : Nereye gittin be gülüm 

Telefonu çaldırdığında uzun uzun çalmış ama o çok sevdiği sesi duyamamıştı. Öfke ile bardağı fırlattığında yanındaki adamların biran üstüne doğru geldiğini fakr eder 

Adam : Kardeşim yeter be  

Azer : Defol git başımdan 

Adam 2 : Gitmiyoruz lan 

Azer'e saldırmaya başlarlar Azer istese ikisinin de canını okurdu ama değil karşılık vermek kılını bile kıpırdatmıyordu ama gördüğü yüzle gülmeye başlar. Sevdiği gelmişti kısık sesle

Azer : Gülüm 

Gülmeye devam ederken Salih ve Yılmaz koşarak mekana girip kavgayı ayırırlar. Fakat o sırada Karaca'nın yüzü gözünün önünden kabolduğunda başına keskin bir ağrı girer ve o sıra hiç hatırlamak istemediği şeyi hayırlar 

''Karısının öldüğünü''

O sırada Akın ise bütün dosyaları Selma ile sabah kadar okumuş hepsinde yazan şeyler kanını dondurmuştu ama hala kordinatları çözememişti Aliço'nun dediğine göre  Karaca bunu çözmüştü 

Kara SevdaWhere stories live. Discover now