Azer gözünü bir saniye kırpmıyor sürekli boşlukla daha doğrusu çok sevdiği karısı ile konuşuyordu
Karaca : Artık uyuman lazım Azer
Azer : Yok uyursam kaybolursun
Karaca : Ben buradayım kalbindeyim her zaman oradayım
Azer : Kim yaptı sana bunu
Karaca : Cevap gözünüzün önünde dikkatli olun Azer
Aslında Azer farkındaydı karısının artık yaşamadığını ama kalbi ve aklı kabul etmiyordu edemiyordu daha doğrusu. Yılma'da bahçede tek başına otururken Duygu elinde kahve bardakları ile yanına gelir
Yılmaz : Annem uyudu mu
Duygu : İlaç aldı az önce uyur birazdan. Azer normale döner mi sence
Yılmaz : Asla dönmüycek. Abimi şu kadar tanıdıysam ölene kadar durmaz
Duygu : Ben hala inanamıyorum. Bir kaç saat önce yanımda olan hayatta olan arkadaşım ö-
Lafını tamamlayamadan hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar Akın ise kendisini ömürünün çok kısa ama en güzel zamanlarının geçtiği o eve kapatmış kardeşi ile olan anılarını düşünüyordu
-2010 -
Anne babalarının ölüm yıldönümüydü ama Sultan Koçovalı buna izin vermemişti ama onlar bunu umursamadan abi kardeş beraber anne babalarına gelirler
Karaca : Keşke geri gelseler
Akın : Bir gün biz onların yanına gidicez
Karaca : Sen beni bırakmıycaksın dimi
Akın : Asla bırakmam ben seni. Sende beni bırakma olur mu
Karaca : Asla bırakmam abi
İki kardeş birbirlerine sımsıkı sarılırlar
- Şimdiki Zaman -
Sadece bir gün kardeşini yanlız bırakmış onda kaybetmişti canı o kadar fazla yanıyordu ki napıcağını hiç bilmiyordu. Tamam amcaları dedesi ve Saadet ablası vardı ama onun için aile demek kardeşiydi. Şimdi kendini tamamen kimsesiz his ediyordu
Selma : Akın
Akın : Sen nasıl girdin buraya
Selma : Mutfak kapısı açıktı
Akın : Beni yanlız bırakır mısın Selma
Selma : Biliyorum aynı şeyleri bende yaşadım annesi babasız kaldım biranda
Akın : Tek bir fark var. Benim annemle babamı kardeşimi biri öldürdü Selma. Kim bilmiyorum
Selma : Şüphe ettiğiniz biride mi yok
Akın : Yok babamın kimse ile derdi yoktu aynı şekilde Karaca'nında Azer'in bir düşmanı olsa veya onların anlaşılırdı ama yok
Selma : Cevaba ulaşman çok zor olucak desene
Akın : Hemde çok
Selma : O ne
Selma'nın gösterdiği yöne baktığında tablonun arkasında ufak bir çizgi görür ve kalkıp katığında bunun gizli bir kapı olduğunu görür. İçine girdiklerinde bir kasa ve bir sürü dosya görürler ve hepsine tek tek bakmaya başlarlar
- Ertesi Gün -
Azer gözlerini açtığında Karaca'yı görememiş ve telaşla aşağı iner annesini görünce hemen kollarına sarılır
Azer : Ana Karaca nerede
Fadik : Oğlum-
Azer :Uyandığımda yoktu nereye gitti ha Akın'ın yanında mı
Yılmaz : Abi Karaca öl-
Biranda Yılmaz'ın boğazına yapışmış sıkmaya başlarken Ceylan ve Fadik zorda olsa ayırırlar. Yılmaz bir kere daha anlamıştı abisinin kendinde olmadığını ve ne yaptığını bilmediğini. Azer ise onları aldırmadan kendini dışarı atmış ve bir barda içiyordu
Azer : Nereye gittin be gülüm
Telefonu çaldırdığında uzun uzun çalmış ama o çok sevdiği sesi duyamamıştı. Öfke ile bardağı fırlattığında yanındaki adamların biran üstüne doğru geldiğini fakr eder
Adam : Kardeşim yeter be
Azer : Defol git başımdan
Adam 2 : Gitmiyoruz lan
Azer'e saldırmaya başlarlar Azer istese ikisinin de canını okurdu ama değil karşılık vermek kılını bile kıpırdatmıyordu ama gördüğü yüzle gülmeye başlar. Sevdiği gelmişti kısık sesle
Azer : Gülüm
Gülmeye devam ederken Salih ve Yılmaz koşarak mekana girip kavgayı ayırırlar. Fakat o sırada Karaca'nın yüzü gözünün önünden kabolduğunda başına keskin bir ağrı girer ve o sıra hiç hatırlamak istemediği şeyi hayırlar
''Karısının öldüğünü''
O sırada Akın ise bütün dosyaları Selma ile sabah kadar okumuş hepsinde yazan şeyler kanını dondurmuştu ama hala kordinatları çözememişti Aliço'nun dediğine göre Karaca bunu çözmüştü

YOU ARE READING
Kara Sevda
FanfictionAşk delilik demek miş meğer Sevince aklını kaybetmek miş meğer