-7-

35 6 5
                                    

(Minho'nun anlatımıyla)

Mesajı attığım gibi ellerim titremeye başladı. Basit bir mesajdı sadece niye bu kadar heyacanlanmıştım.
Görüldü mü?
Bir şey yazmayacak mıydı?
Sakin ol Minho, sakin...
Gelmeyeceğim demedi.
Gelecektir değil mi?
Gelir gelir...
Kendimle konuşmalarım bittiğinde hazırlanmaya başladım çünkü saat 2'ye yaklaşıyordu.

Keşke başka şartlarda tanışsaydım onunla
Babama mahkum olmadan
Doğru dürüst sevebilseydim onu
Dokunabilseydim ona
Öpebilseydim onu hakkımla...

Hazırlanmam bittiğinde bitince düşüncelerimden de ayrıldım. Jisung'u okul dışında ilk görüştüğümüz yer olan Staa kafeye çağırmıştım. Pek hoş bir görüşme olmasa da, çok pişmandım o zaman ki halimden.

Saat tam 2'de kafenin önündeydim. Beklemeye başladım ama ne gelen vardı ne giden saate baktığımda 3 olmuştu. Artık vazgeçmiştim. Tam gidecekken onu gördüm. Çekingen gözlerle bana bakıyordu. Sevinç içinde gülümsedim.
Hadi ama Minho senin bir imajın var. Nasıl herkese soğukken Jisung senin içini ısıtıp gülümsetebiliyor.

J:"Sen miydin Minho" sesi çok şaşkın çıkmıştı.
Başımla ever anlamında salladım.

M:"Hadi gel içeri geçelim" demem üzerine hareket ettik. Bir yer seçip oturduğumuzda olan biten herşeyi bildiğini bildiğim halde tekrardan eksiksiz bir şekilde anlattım. Yüzünde anlam veremediğim bir hüzün vardı. Gözleri dolup taştığında ne yapacağımı şaşırdım. Oturduğum yerden kalkıp onun yanına gittim. Jisung'u ayağa kaldırdım ve ona sıkıca sarıldım. Kokusunu içime çektim.
Aman Allah'ım bu çocuk çok güzel kokuyordu. Jisung başını iyice göğsüme yasladı. Birkaç dakika daha öyle kaldıktan sonra birbirimizden ayrıldık. Anladığım kadarıyla Jisung rahatsız olmamıştı. Jisung'a neden ağladığını sorup onu zor durumda bırakmak istemedim. Biraz daha konuştuktan sonra ikimizde kafeden ayrılıp evlerimize doğru ilerledik

2 ay sonra

-BOMBOŞ-

(İsimler Jisung'un kaydetme şekli)

Hynjinn
Naber mallar bugün benimle yemeğe geliyorsunuz

Lix🐣
Olur, bana uyar

Baş Belası
Yo, gelmicem

Jisung

Gelmeyecek misin?

Baş Belası

Sen istersen gelirim

Jisung
|Ay hwcqnlandim|
|Brna dedş swn iztersen gwlitim dedi|

Hynjinn
İyi o zaman hepiniz geliyorsunuz konum atarım
(Görüldü)

Görüldü de atmayın şerefsizler
(Görüldü)

Jisung'un anlatımıyla

Hyunjin'in attığı konuma geldim. Ortam çok hoştu. Ben etrafı incelerken Felix ve Hyunjin'in geldiğini gördüm. Aynı arabadan indiler. Anlamayarak  Felix'e kaş göz hareketi yaptım. Hyunjin, Felix'in elini tuttuğunda aralarında bir ilişki olduğunu anladım ve sırıttığını. Ardından Minho geldi. O da Felix ve Hyunjin'e şaşırarak baktı. Bir masa seçip oturduğumuzda ikiside heyecanlı gözüküyordu. Hyunjin söze girdi.

H:"Sen mi açıklarsın ben mi açıklayayım sevgilim "

F:"Her şeyi belli ettin zaten Hyunie"

H:"Evet! Biz Felix ile sevgiliyiz" bunu söylerken Felix'in masadaki elini tutmuştu. Felix'in yanakları kırmızılaştı ve kendimi gülmemek için zor tutuyordum.

J:"Tebrik ederim sizi"

Minho Hyunjin'e bakarak
M:"Sen... hangi ara?" Hyunjin tam bir şey söyleyecekken garsonun menüyü getirip siparişimizi sorması ile konuşmamız bölündü. Yemeklerimizi yiyip öylesine konuştuktan sonra Hyunjin garsonu çağırdı hesap isteyecek diye beklerken soju istedi!

F:"İçki mi içeceğiz?"

H:"Daha önce hiç içmedin mi?"

J:"Bende hiç denemedim"

M:"Her şeyin bir ilki vardır" demesi üzerine konu kapandı. Nedensizce çok heyecanlanmıştım. Hayatımda ilk defa içecektim.
Garson sojuları getirdiğinde Minho bardaklara doldurdu ve bardaklarımızı havada tokuşturduk. Bardağı tek hamlede kafama diktim tadı acıydı ama yinede içmek istiyordum. Minho bunu farketmiş olacak ki bir bardak daha koydu.
Bir bardak daha ve bir bardak daha...

Artık bilincimin beni terk ettiğini hissediyordum. Kendimi sarhoşluğu kollarına bırakmıştım ve burası güvenli değildi.

Felix ve Hyunjin'e baktığımda sarmaş dolaşlardı. İkisi de birbirlerine sarılmış ve yüzleri arasında çok az bir mesafe vardı. Hyunjin yüzünü biraz daha yaklaştırdığında Minho çenemden tutup yüzümü kendininkisine çevirdi.

M:"İnsanların özel hayatına dik dik bakmamalısın Jisung"

Sarhoşluğun etkisi altında
J:"O zaman sana bakabilir miyim Minho" dedim

Sırıtarak:
M:"Çok isterim" dedi.

Ona bakmaya doyamıyordum. Yüzü adeta bir sanat eseri gibiydi. Ondan hoşlanıyorum sanırım. Ama onun benim hakkımdaki düşüncelerini bilmiyorum. Benden hoşlanıyor mu yoksa arkadaşı olarak mı görüyor emin değilim. Bunları düşünürken onu izlediğimi en sonunda farketmiştim. Zaten yan yana olmamıza rağmen vücudunu benimkilere biraz daha yaklaştırdı. Biraz daha yaklaştığında kendimi geri çekecek oldum ama elini belime atıp beni kendine yaklaştırdı ve ardından diğer kolunuda belime atıp sıkıca sarıldı.
Öyle bir sarıldı ki bir daha bırakmak istemiyormuş gibi.
Bu anın büyüğünden ayrılmak istemiyormuş gibi...

Vücudunu geri çektiğinde utanarak başımı diğer tarafa çevirdim. Gördüğüm şeyle şoke olmuştum. Hyunjinle Felix bildiğin öpüşüyorlardı.
Gözlerim kapanırken bu anları unutmamak için kendi kendime yalvardım. Minho'yla geçirdiğim hiçbir anı unutmak istemiyordum.

--------------------------------------

Bu bölümüde yazdım Hadi bakalım umarım beğenirsiniz unutmayın oylarınız ve yorumlarınız benim için çok önemli bu yüzden yorum yapıp oy verirseniz çok sevinirim
iyi okumalar⭐️💗

İdols: Hate Or Love// MinsungWhere stories live. Discover now