Gözyaşı(karakter tanıtımı)

452 24 16
                                    

Insanların kendi içindeki yangınlardır onları yakan. Başka kapılar arar,çıkamazr sokaklardan. Herkes kendi canının derdine,söndürmeye çalışsa da. Her yiğidin harcı değildir bunu anlamak...

Açelya 2006 yılında gözlerini dünya ya açmış küçük bir kız.
Sarı upuzun saçları,masmavi gözleri. Onu görenler Açeyla'nın  ne kadar tatlı olduğundan bahsederdi. Açeyla'nın gülümsemesi bile kalplerde bir yangın çıkmasına yeterdi. Açelya başkaları tarafından sürekli sevilen bir kız çocuğu oldu. Ama ailesi...
Açelya ailesi tarafından, özelikle babası tarafından hep nefret edildi. Ve bu nefret, daha Açelya  doğmadan önce başladı. Babası ezik bir karakteri vardı. Erkek çocukların kız çocuklarından üstün olduğunu düşünen bir insandı. Çocuğun cinsiyetini öğrendiğinde büyük bir nefret hissetti.

Günler geçti, haftalar, aylar ve yıllar. Açelya, artık 13 yaşında bir kızdı. Babasının ona olan tavrı değişmişti. Ama ona olan nefret ve vicdanı, asla.

Açelya büyüdükçe hayatına kurallar konuldu. Sadece 12'den 17'e kadar dışarı çıkmasına izin verildi. Açelya'nın bir sürü arkadaşı oldu. Ama onu gerçekten anlayan, bir arkadaşı olmadı. Yüzündeki o eski gülümsemesi hicbir zaman eskisi gibi olmadi,olamadı.

Birgun Açelya, arkadaşları ile dışarında buluşmak için annesini arar,

-Anne, merhaba nasılsın

-Ne istiyosun? Bana bak, yine para mı isteyeceksin yoksa? Sakın aklından öyle bir şey geçirme.

-Hayir anne, sadece bugun arkadaslarimla dolasabilir miyiz diye sorucaktim.

-Kimmiş bu "arkadaş"

-Okuldan, hani varya Sema. Annesi ile tanismistin.

-Ben bilmem onu bunu. Gidemezsin o kadar.

-Anne ama lütfen sadece bir seferlik.

-Beni kızdırma çocuk. Elimin tersi serttir bilirsin.

-Anne ama

-DEFOL GIT!

Telefon kapandı...
Açelya hiçbir tepki vermedi, çünkü alışıktı...

-Eee, annen izin verdi mi?

Açelya cevap vermedi, ama sonra

-Evet, dedi

-Harika, nereye gitsek? Park, sinema, kafe?

Açelya  yüzüne sahte bir gülümseme ile başını olumlu anlamda salladı.

Açelya arkadaşlarıyla once kafeye gitti sonra kütüphaneye sonrada parka.

Açelya, o gününü çok guzel geçirdi. Çünkü ne ona işe yaramaz oldugunu soyleyen bir anne, ya da omu surekli tehtit eden bir babasi.

Kızlar gidince saatin kaç  olduğunu unuttu. Bir anda aklına saat geldi. Korku gözlerinden okunacak bir haldeydi. Kalbi göğsünden cikacak gibi oldu. Direk elindeki telefonunu acti ve saate bakti.Saat 18:56...

Açeyla'nın  kalbi, daha hızlı attı. Başı döndü, midesi bulandı, gozleri karardi. Direk evine gitmek icin otobüs durağına geçti bekledi.

Yaklaşık bir saat sonra otobus geldi ve yarım saate eve vardı. Eve geldiginde saat 8'i geçmişti. Eve girdiğinde önünde onu bekleyen anne ve babasını gördü.

Babasının gözleri dönmüştü, yüzü kıpkırmızıydı. Açelya babasını görünce korksa da hicbir sey demedi, bakmamaya devam etti.

-Sen gittin o insanlarla mı oynaştın. Diye bağırdı. Evin duvarlarından ses yankılandı. Açelya durmadan nefes alıp verişini kontrol altına almaya çalışıyordu.

Unutulmuş DuygularWhere stories live. Discover now