Sabah gün ışıklarının yüzümüze vurduğu, kuşların cıvıldadığı bir sabahtı. Saat 08:00'di . Ve ayakta olan tek kişi Nehir'di. Nehir elinde kahvesi ile terasta oturuyordu. Bütün kızlar uyuyordu. Saat 8 buçuğa doğru Kumsal kalktı. Su içmek için mutfağa gitti .
Sonra su bardağını bırakıp Açelya'nın odasına gitti ve bi anda uyan diye bağırdı;
Kumsal:Uyaaaaann. Uyansana be,Açelya!
Ses çıkmadı
Kumsal:kaşınma Açelya uyan!
Açelya homurdanmaya başladı .
Kumsal:Eğer uyanmazsan valla üstüne atlarım. 3'e kadar sayıyorum.1... 2... 2 BUÇUK... 3 HIYAĞĞĞ
Açelya:Napıyorsun bee¿ Şurada uyuyorum zaten gece 2 buçukta uyuduk!
Kumsal:Uyan banane ya, beni hiç ilgilendirmez.
Tam o sırada Nehir'de, Eylül'ü elindeki suyla uyandırmaya gider.
Nehir:Eylül uyan
Eylül:hıh?
Nehir:uyan diyorum uyaan!
Eylül:ya hayır ya..
NehirEylül uyanıcan mı yoksa ben suyun kaldırma kuvvetinden mi yararlaniyim?
Eylül:Ya zaten gecenin ikisinde yatmışız ne gerek var bu kadar erken kalkmaya?
Nehir:Kalkıcan mı yoksaa,su mu istiyorsun? Cevap gelmeyince "Peki."
Eylül "Kalkmıyorum" dedi kafasını yastığa gömerken.
Nehir:İyi o zaman , sen istedin.
Der ve suyu döker.
Eylül:Hay ben senin beynini s......
Herkes uyanınca Derin'nin yanına giderler.
Derin zaten seslere uyanmış ve yatağın içinde kızları bekliyorken kızlar hala Derin'nin uyuduğunu düşünüyorlar.
Açelya:Derinn geliyoruuzz.
Eylül: Olm sussana uyanacak.
Kumsal:Sesli konuşmaya devam ederseniz uyanacak zaten.
Nehir:Ya sessiz olsanıza, uyanicak cidden.
Derin yatakta sessizce güler.
O sırada kızların hepsi aynı anda Derin'nin üstüne atlar ama Derim yorganın altından onlari tekmeleyerek yere düşürür . Hepsi bi anda çığlık atar.
Nehir:Derin napıyon yaa,ahh kafam acıdı.
Açelya:Bacağım acıdı yaa.
Kumsal:İnsan yavaş tekmeler kıt.
Eylül:Yuh ya, çıkın üstümden. Diye çığırdi Eylül yarı ağlamaklı bi şekilde.
Derin:kızlar... cidden malsınız yaa.
Herkes kalkmıştı ve yataklarını toplamışlardı . Ya da toplamamışlardı...
Herkes toparladıktan ve birazda güldükten sonra beraber kahvaltıya indiler
Açelya ve Nehir beraber kızlara cocopops hazırlamaya başladılar.Açelya sütleri doldurduktan sonra sütü dolaba koymak ister ama süt kutusunun kapağının açık olduğunu fark etmez.Ve olanlar oldu.
Açelya şimdide sütü üstüne dökmüştü.Süt üzerine dökülünce Açelya "ufak" bi çığlık patlattı. Nehir, Açelya'nın çığlığını duyunca arkasına döndü. Ve döndüğü gibi kahkaha atması bir oldu. Mutfaktan hem çığlık sesi hem de gülme sesleri gelirken
Açelya:Gülme ya offf . Dedi.
Nehir:Sen harbi aptalsın.
Derin sesleri duyup mutfağa geldiğinde Açelya kapının oradan bir şeyler sayıklayarak geçti. Derin anlamaz gözlerle Nehir'e bakıp:
Derin:Noldu buna, niye böyle?
Diye sordu
Nehir:Sütü dolaba koyayım derken üzerine döktü.
Derin kafasını sağa sola sallayarak güldü.
Nehir:Açely işte, bizim Açelya...
Tam o sırada arkadan Açeyla'nın bağırma sesleri geldi;
Açelya:Masaya gelin ya sizde artık! Yeter be, kaç defa çağırdım.
Kumsal"Geliyoruuuuzz". Diye bağırdı, telefonu koltuğa fırlatırken.
Sonra sofraya geçtiler.
Derin: Eylül şu cocopops'u bitir.
Eylül:Bitiremiyorum ya!
Kızlar cocopopslarını bitirdikten sonra , keyif kahvesine geçip gülüp eğleniyorlardı. O sırada Eylül'ün telefonu çalmaya başladı. Eylül telefonuna baktığında Ender'in( patron) aradığını görür ve;
Eylül:Kızlar susun,bakın kim arıyor. Diyip telefonu kızlara gösterir. Ve telefonu açar.
Ender:Eylül, kızlara söyle acil yanıma gelin!!
Eylül:Tamam.
Telefonu kapayıp kızlara söyledi ve kızlarla maalesef ki keyif kahvelerini bırakıp hazırlanmaya başladılar.
Derin:Al işte , yine başladık .
Kumsal:Bi keyif yapıcaktık onunda içine e-
Açelya:şşş
Ve odalarına çıktılar.
Rahat kıyafetler giyip arabaya doğru yol aldılar.Sonra ofise doğru yola çıktılar.
Saat 15:00'de Ender'in yanında toplandılar. Ender hepsinin yüzüne ciddi bir ifadeyle bakıyordu. Evet , o her zaman ciddi ama bu sefer gözlerinde ciddiyetle beraber bir korkuda vardı.
Nehir:Noldu patron, bir sorun mu var?dedi imalı bir şekilde.
Patron:Ne oldu Nehir, sen ne zamandan beri bana hesap sorar oldun?
Nehir:Yo-
Dedi ve patron sözünü kesti. Aralarında başka bi konuşma geçmedi ama birbirlerinin gözlerinin içine bakarak her şeyi söylemişlerdi.
Patron:Her neyse, hatırlıyor musunuz? Size buraya geldiğiniz de asla başkalarıyla yakınlaşmayın demişti
Eylül:Evet, hatta yanımda bir erkek durdu diye bana demediğin şey kalmamıştı.
Patron,Eylül'e öldürücü bakışlar attı.
Eylül:Tamam,tamam ,bir şey demedim.
Patron:Bunu söylemek hiç istemiyorum ama başka şansımız kalmadı.
Kızların hepsi anlamaz gözlerle patrona bakmaya devam etti. O sırada kızlar birbirlerine baktılar.
Patron:Şimdiye kadar sizi eğittim, o kadar kötülerle karşılaştınız. Ama sizi hiç bir zaman böyle bir duyguya itmedim.
Derin:Artık söyleyecek misin?
Patron:Eskiden bir arkadaşım vardı. Şimdi ise o sadece bir düşman. Beni öldürmek isteyen bir düşman. O, adamlarını beni öldürtmek için yollayacak.
Açelya:Adamların kim olduğuna dair bir bilgi, ne biliyim bir fotoğraf falan yok mu?
Patron:Onlar erkek onları kendinize-
Nehir:NE! Sakın aklımdan geçeni deme.
Eylül:öf bi dur.
Nehir:Ya ama-
Eylül:Sen bi sus, devam et Patron.
Patron:Ne dediğimi anladınız. Sonra bilgi alıp onları ve patronunu bu dünyadan silin . Hiç bir izleri kalmasın. Ama emin olunve sakın yanlış duygulara kapılmayın. Böyle bir şey yaparsanız.
Biraz durduktan sonra;
Patron:İşte o zaman sizi affetmem.
Derim:Peki bu görevi niye bize veriyosun? Bir sürü adamın var.
Patron:çünkü ben öyle istiyorum . Bana karşı çıkmak ne haddine?!
Dedi bağırarak. Kısa bi sessizlik oldu. Sonra patron yine söze girdi.
Patron:Nerden geldiğinizi unutmayın! Akşam üstü arabayla alıcaklar sizi. Hazır bir şekilde bekleyin . Nereye gideceğinizi o zaman söyleyeceğim. Şimdi çıkın gidin burdan.
Kızlar kapıyı sertçe vurup, çıkarlar. Arabaya binip eve dönerler.
Kumsal:Bu adam deli mi?
Nehir:Galiba.
Açelya:Ben yapmak istemiyorum!
Diye çıgırdı yine.
Derin:bende.
Eylül:Yani , bence o kadar da kötü değil be.
Kızlar:EYLÜL!!!
Kumsal:Her neyse biz bunu başka şekilde hallederiz.
Nehir:Sakin olalım bu da bir şekilde bitecek
Açelya: O zaman hazırlanın. Bizi uzun bi görev bekliyo...
DEVAM EDECEK
