Medya'daki müziği benim dediğim yerde açın.
"O kızı sana bırakmayacağım sarp. Asiye benim olacak. Eninde sonunda benim olacak." ayaz'ın tehditi ile kan beynime sıçramış gibi ona baktım.
Ulan!
Şimdi sıçtım ağzına!
"Lan! Oğlum seni öldürüm lan!" diye bağırarak ayaz'ın üzerine atladım. Önce sağ yanağına bir yumruk, sonra sol yanağına bir yumruk, sonra da şah damarına bir yumruk. Bunu tam olarak bir on - on beş kere tekrarladım. Ayaz yere yığıldığında ise karnına tekmeleri sıralayıp, onu etkisiz hale getirdim.
"Bir daha senin o ağzından 'asiye' lafı çıkarsa, o dilini koparır sana yediririm. Duydun mu lan beni piç?!" deyip en sonunda karnına sert bir tekme geçirip, onu orada öylece bırarak motoruma bindim.
Benim acilen sevgilimin kokusunu soluyarak, kendime gelmem lazımdı. Yoksa bu sinir ve öfkeyle Yunanistan'ı fethederdim.
Yarım saatlik yoldan sonra sonunda sevgilimin yanına gelebilmiştim.
Diğer kuzenleriyle birlikte, gülüşerek sohbet ediyorlardı. Orada durup birazcık onu ve o güzel gülüşünü izledim.
Ya Rabbim, öldüm de cennette miyim?
Bu ne güzel bir gülümsemedir ulan.
İç çekerek motoru park edip, kilitledim. Allah korusun yeni bir çalma olayını daha kaldıramazdım.
"Sarp? Sevgilim hoş geldin!" coşkuyla bana koşan asiye 'yi kocaman gülümseyerek kollarımın arasına aldım. Ondan gelen bebeksi kokuyu derince içime çekip, boynuna öpücük kondurdum.
Allahım bir gün ölürsem beni asiye' nin boynuna gömsünler. Amin.
"Sen her zaman bana böyle sevinçle hoşgeldin diyeceksen ben hep gelirim ha." dediğimde gülerek yanağıma öpücük kondurdu. "Gelmediğin gün yok ki sevgilim, hep geliyorsun." soğumuş ellerini ellerimin arasına alıp, ceplerime koydum. "e evime gelmeyeyim mi?" dediğimde omuz silkti. "Keşke geceleri de burada olsan." kocaman gülümseyip yanağından öptüm. "Isırırım seni." O da gülümseyip çenemden öptü ve bedenini bana yasladı.
"Sarp.. Seni çok seviyorum." çenesini sol göğsüme yaslayıp bana kocaman gülümseyerek baktı. Derince bir iç çekip "Asıl ben seni çok seviyorum. Nereye gitsem şöyle pıtı pıtı beni takip ediyorsun ya, ölüyorum o an. Kafamı çevirdiğim yerde seni görmek bana inanılmaz bir güç ve sevgi veriyor. Senin olduğun her yer bana cennet gibi geliyor." dediğimde kocaman gülümsedi. "Şuan dudaklarından öpesim geldi ama olmaz. Ömer sanırım bize bakıyor." dediğinde yutkundum.
Dudağımdan öpmekten bahsediyor.
Ulan.
Onu demesiyle cayır cayır yanıyor gibi hissettim.
"Yarın yemeğe çıkalım mı bebeğim?" dediğimde, "Olur sevgilim çıkalım." deyip ellerimi sımsıkı tuttu. "Hadi gel çardağa geçelim, donacağız yoksa." deyip ellerini ceplerimden çıkarmadan çardağa yürütmeye başladım.
Aslında orada sabaha kadar bebeğimle beraber kalırdım ama mâlum hava şartlarından dolayı çardağa gittik.
"Selam gençler." deyip minderlere oturdum. Asiye de hemen yanımda yerini aldı. Ellerini çıkarmak için hamle yaptığında hemen tuttum. "Güzelim çıkarma ellerini üşürsün." dediğimde gülümseyip başını omzuma yasladı.
"Ee nasıl gidiyor?" ortaya atılan soruya tam cevap verecekken asiye elimi cebimden çıkardı. "Sarp! Bu ellerinin hali ne böyle ya! Naptın yine? kavga mı ettin sen?!" diye çığırmasıyla bana bakan Ömere 'aha sıçtım' bakışı attım.
