Tolganın geleceğini düşünerek hızlıca yikandim. Sıcak su altında biraz daha uzun kalmak isterdim ama Tolgayla beraber duş almak istemiyordum.
Sudan çıkıp bornoza sarıldım. Saçlarımı tararken içeri hızlıca tolga girdi. Beni inceledi.
"Geç kaldım sanırım."
"Seninle aynı suyun altına girmemek için ses hızını aşabilirim. Ne kadar erken geldiğin önemli değil"Tolga hem gülüyor hem de sinirlenmişti.
Bana yaklaştı. Üzerime doğru yürüdü. Beni lavabo bile arasına aldı.
"Sınırlarımı bazen çok zorluyorsun Defne."
"Umrumda bile değilsin. "Tolga arkamdaki aynaya hızlıca yumruk attı. Yumruğu atarken kafamı kendine çekmişti. Hiçbir ayna parçası bana gelmemişti.
Basim hemen gogsundeydi. Kulağıma eğildi. Eli boynumda geziyordu.
"Benimle konuşmalarına dikkat et. Canını yakmak hiç istemiyorum karicim. Yakmamaya da özen gösterirken boşuna aramızı bozma."
"Madem canımı yakmak istiyorsun niye koruyorsun beni? Bırak her tarafım cizilseydi kanasaydı."
"Cik cik cik güzel karicim. Benden başka hiçbir şey sana zarar veremez. Ayna parçaları bile."Tolga beni bıraktı. Kalbim Çok hızlı atıyordu. Nefes almayı unutmuş gibiydim.
Beni kendime getiren şey tolganin karşımda soyunmaya başlaması oldu.
"Ne yaptığını sanıyorsun?"
"E karicim haber verdim ya duş alacağımı. Kıyafetle mi girseydim?"Arkamı döndüm.
"Yalan söylüyorsun sanmıştım. Dikişlerin daha yeni nasıl duş alacaksın?"
Tolga arkamdan gelip bana sarıldı. Başımın üstünü öptü.
"Aman benim güzel karım beni düşünür muymuş?"
Onu itip kendimi kurtardım.
"Seninle ilgili düşündüklerim bu kadar masum şeyler değil tolga."
Tolga dudağının kenarı ile güldü. Ne dediğimin ben de çok geç farkına vardım.
"Artik evli olduğumuza göre hayallerin gerçek olabilir karicim yatmadan iki saat falan önce haber versen yeter."
"Onu mu dedim ben?!"Diş macununu tolgaya attım. Tolga sesli bir şekilde gülüyordu. Kapıdan çıkacakken içeri geri girdim.
"Sakin bana dokunmayi aklından bile geçirme yarim bıraktığım işi tamamlarım Tolga!"
Banyodan çıktım. Tolga gelmeden giyinmeliydim. Kıyafetlerimi aradım ama bulamadım. Hiçbir yerde yoklardı. Odanın etrafına göz gezdirirken yatağın üstündeki geceliği gördüm. İnce saten askılı bir gecelikti. Üzerinde de bir not vardı.
"İlk gecemize özel giyersin diye umut ediyorum karıcım!"
"Pislik herif. Giyecek baska bir şey bırakmamış etrafta."
Başka bir seçeneğim yoktu. Geceliğin altına baktım.
"İnsan iç çamaşırı da koyar."
Başka çarem olmadığından geceliği giydim. Aynanın karşısında kendime baktım. Kendimi hala çıplak hissediyordum. Gece yatarken sütyen takmamaya alışıktım ama içimin tamamen çıplak olması çok rahatsız ediciydi.
Aynada kendimi incelerken yansımadan belinde havluyla Tolga'yı gördüm. Biraz irkildim. Ona döndüm.
Beni inceliyordu. Yüzünde hem bir hayranlık hem bir küçümseme vardı. Hangisinin ağır bastığını tahmin etmek zor değildi.
Bana yaklaştı.
"Hediyemi beğendin mi?"
Kendimi kapatma ihtiyacı duydum. Ama etrafta hiçbir şey yoktu.
"Beğenmedim desem farklı bir seçeneğim olacak mı?"
Tolga bana gülerek yaklaştı. İç güdüyle geri çekildim. Kaçacak çok da yer yoktu. Bir adım geri çekildikten sonra durdum. O tam önüme gelene kadar yürüdü.
Sesi yine o derinden gelen kısık baştan çıkarıcı hale dönmüştü.
"Ne zaman kıyafetine karıştım güzel karıcım? Giymek istediğin bir şeyi giyme veya giymek istemedigin bir şeyi giy demedim hiçbir zaman. Bunu giymeni de umut ediyordum. Beni kirmamisssin."
"Çıkarmak istiyorum."Tolga banyoda attığı gülüşü tekrar attı. Ben dediklerimi bjraz geç fark ediyordum.
"Çıkar karıcım. İstersen gel yatağımıza geçelim?"
Refleks olarak ona vurdum
"Onu mu dedim ben!"
Tolga güldü. Geri çekildi. Yatağın üstüne oturdu.
"Hala bir çocuksun."
"Benle evlenirken bilmiyor muydun?"
"İlk tanıştığımızda bana 20 yaşında olduğunu söylemiştin. Aradan iki yıl geçti ve 19 yasındasın."
"Tek yalancı ben değilim en azından."Tolga'nın yine yüzü düştü. Çenesini sıktı. Ayağa kalktı. Sinirli yüz ifadesi beni biraz korkuttu. Gardrobun önüne geçti ve kendine kıyafet aradı. Bir iki şey çıkarıp boynuna astı. Elinde de bir beyaz tişört vardı. Tişörtü bana fırlattı.
"Şu çekmecede iç çamaşırlarım var. Bir boxer al. Şort gibi olur zaten. Üstüne de bunu giyersin. Geç banyoya giyin."
Sinirli olmasına rağmen benim rahat etmemi düşünüyordu. Babamın konusunu açtığım için vicdan azabı mi çekiyordu?
Vicdan azabına gerek yok. Ben ona yaşarken cehennem azabını yasaticam.
Banyoya gidip giyindim. Çıktığımda Tolga da giyinmiş yine ayni koltukta oturuyordu. Dışarıyı izliyordu. Kapı sesini duyunca bana döndü.
"Geç yatağa. Uyuyacağız."
"Seninle aynı yatağa girmem. Koltukta yatarım."
"Cik cik cik. Yook. İstemiyorsan sana dokunmam. Ama o yatağa beraber giricez karıcım."Sadece yutkundum. Ses tonu korkunçtu. Yatağa kısa bir bakış attım. Örtüsünü kaldırdım. Yatağa oturdum. Yumuşacıktı. Bir bulutun üstünde oturuyor gibiydim.
Tolga dikislerini tutarak yatağa oturdu. Canının acıdığı belliydi. Örtüyü dikkatlice kaldırdı. Fazla hareket etmemeye çalışıyordu.
Tamamen Uzanabildiginde rahat gözüküyordu.
"Defne yat. "
Köpek gibi emir veriyor bana.
Dediğini yapıp yatağa yattım. Ondan uzaktaydım. Tavana bakıyordu. Ben de her an bana uzanabilir diye ona bakıyordum.
Bir süre sonra Tolga gözlerini kapattı. Ben de iki günün uykusuzluğuna ve yorgunluğuna esir düştüm. Uyuya kalmıştım.
Kabus gördüm. Yerimden sıçrayarak uyandım. Tolga başımda bana bakıyordu.
"Defne uyan!"
Gözlerimi açtığımı fark etti.
"İyi misin?"
Kendimi ellerinden kurtardım.
"Kabus gördüm."
Yataktan kalktım. Yatağın üstündeki ince örtüyü aldım.
"Nereye?"
"Koltukta yaticam."
"Defne daha az-"
"Babamı gördüm rüyamda. Daha fazla bu yatakta yatıp ona ihanet edemem."Tolga bir şey demedi. Cama bakan koltuğa oturdum. Koltuk uzanacak kadar büyük değildi ama yine de uyunabilirdi. Örtüye iyice sarılıp uyudum.
Sabah doğan güneşin ilk ışığı gözüme vurdu. Tolga hala uyurken ben uyandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil Kocam +18
RomanceBabasının intikamını almak için Tolga Ayanoğlu ile evlenen Defne baysalın hikayesi "Sen daha yeni mi uyandın gelin hanım?" "Napalım nergis annecim. Akşamları oğlunuz çok yoruyor."