9. Bölüm: "Kanımsanmış Zaaflar"

81 28 20
                                    

Tanıtım flmi geldi :) izlemeden başlamayın bölüme 😅
- - - - - - - - - - - - - -- ❄️ - - - - - - - - - - - - -
Sonunu düşünmeden verdiğimiz kararların peşinden gelen büyük yıkımları tahmin edemeyiz bazen.
Bu yıkımların sonunda yer gök kelamını yitirip sesiliğe bürünür ve işte o yakıcı sessizlikte sığınacağınız tek liman aileniz olur.

Aile.

Aslında ne büyük ifadeler saklıdır içerisinde.

Velhasıl sadece dört halfin birleşiminden oluşan bu küçüçük kelime ne büyük hayatlar barındırıyor kanatlarının altında.

O küçük kelimede ki büyük hayatları, rahme düştüğümüzde ki ilk temasta başlarız sevmeye, taki bedenimizdeki kan hücrelerinin çürümeye başladığı ana kadar.

Şimdi ise kalbimin derinliklerinde sakladığım o saf duygudan geriye sadece günahların gölgesinde çayır çayır yanan çoçukluğumun külleri kalmıştı.

İlerleyemiyordum ama olduğum noktada da kalamazdım. Acının insanları güçlerdirdiğini söylediler hep ama bana göre öyle değil. Acı aslında kalplerimizle doğrudan savaşır. Bu savaşın sonunda kalplerimizin galip olma gibi bir şansı yoktur. Acı tüm bedenimizi ele geçirir ve daha sonra hücrelerimize yavaş yavaş dağılarak kendini bize alıştırır. Sona geldiğinde ise tüm benliğimizi çoktan ele geçirmiş olur.

İşte o dakikan sonra tanıdığın benliğinden tamamen sıyrılıp yepyeni biriyle karşılaşırsınız.

Hissizleştiğiniz tüm konulara güler geçer bir sonraki büyük acılara ise göğüs gerersiniz. Lakin eğer bir gün ardınızda bıraktığınız benliğinizle karşılaşırsanız sizin için bir son çoktan yazılmış demektir. İşte o sonun yazıldığını hissettiğinizde ölüm sadece bir adım uzağınızda kalır.

İşte şuan tam olarak baksettiğim benliğimle karşılaşmıştım. Kendi ellerimle kendimi derbeder bir kişinin kollarıma atmıştım. Dudaklarından dudaklarıma yayılan ölümcül zehrin zamanla damarlarından kalbime doğru yol alacağını öngöremiyordum. Sona geldiğimizde zehir tamamen kalbimin hümasız atışlarını son bulduracaktı.
Dudaklarından yayılan yakıcı sıcaklaklık artık canımı yakmaya başladığında bu acıdan hiç uzaklaşamayacağımı anlamıştım.

Titreyen dudaklarımı, dudaklarından çektiğimde gözlerinde siyahın en güzel tonu belirmişti. Kadifemsi bakışlarını dudaklarımda gezdirdiğinde bendenimde ki korku bir adım daha ileriye taşınmıştı. Kollarının arasından çıktığımda hızla ardımda silahın bıraktığı harabeye doğru dönmüştüm. Silahtan çıkan kurşun duvarda bıraktığı çöküntüyü gördüğümde derin bir soluk alabilmiştim.

Etrafımdaki bakışlar nefretle bezenirken içlerindeki nefret daha fazla körükleniyordu.

Babam oturduğu yerde sırtını hastane duvarına yaslamış bizi izliyordu. Burnundan ve kaşından süzülen kanlar ellerinde yerlerini almıştı. Bir babanın evladını görebileceği en berbat şekilde karşısında duruyordum. Gözlerimi gözlerinden en uzak noktaya kaçırmaya çalışsada vicdanım buna daha fazla el vermiyordu. Koşar adımlarla babamın yanına varıp yere dizlerimin üzerinde çökmüştüm.

Ellerimle babamın yüzünden akan kanı silmeye çalışırken bu asılsız sessizliği dağıtan tok ses onun sesi olmuştu.
"Alp bu katta Alev dışında hiçbiri kalmayacak. Sorun çıkaranında kafasına sık." demişti. Bakışlarını üzerimizden çekmezken kurduğu cümleyle beraber kafamı ona doğru çevirmiştim.

ARAF 'Sehv'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin