13. BÖLÜM

25 3 0
                                    


"Zihnimizin ne kadar güçlü olduğunu biliyor musunuz?" Dedi öğretmenim. İşaret parmağı ile burnundan gözlüğünü arkaya doğru itti. Kalçasını öğretmen masasına yasladı. Kollarını göğsünde bağladı.

"Yıllarca yaşarız. Bu yaşanmışlıkları bırakın saniyeye, saate bile çevirsek ne kadar fazla olur. Ve bu zaman içinde ne kadar anı olduğunu düşünün. İşte zihnimiz, içinde tüm bu anıları barındırır, biriktirir."

Elimi kaldırarak söz hakkı istedim. "Yani hatırlamasak bile zihnimizde her şey duruyor mudur?" Diye sordum.

Samimiyetle bana güldü. " İşte değinmek istediğim şey tamda bu"

Yaslandığı yerden doğrulup sınıfın içinde yürümeye başladı. Ne zaman bir şey anlatsa elleri mutlaka hareket ederdi.

" hatırlayamadığımız için en küçük detaylar bile buradadır." Deyip zihnini gösterdi. " biz unuturuz ama bellekten silinmez."

"Hocam ben hiç yaşamamış olabilir miyim? Geçmişime dair bişey hatırlamıyorum da"
Arka taraftan dalga geçer gibi yükselen bu ses Ahmet denen bir çocuğa aitti. Sınıftaki bazıları gülüştü.

Neyseki Müjgan öğretmen sabırlıydı. Sorusunu kibarca cevapladı.

" Bazı yerler, bazı kokular , bazı lakaplar hatta bazı insanlar bize o eski anıların kapısını açabilir. Biraz kafa yormak gerek"

Ahmet'in bozulduğu görebiliyordum.

Teneffüs zili çalınca sınıftaki herkes hareketlenmeye başladı. Müjgan öğretmen
" haftaya ödeviniz geçmişte hatırladığınız güzel bir anıyı yazmak. Şimdi çıkabilirsiniz" dedi.

Kitaplarımı topladım.
Yeşim bana doğru kocaman gülümsedi. Sanırım bu Mert'in yanına gideceğim demekti.

" canım ben maç sahasına gidiyorum" dedi. Tamda tahmin ettiğim gibi. Deli bu kız.
" sen in geliyorum"dedikten sonra Müjgan öğretmenin yanına ilerledim. Sınıfta birkaç kişi kalmıştı.

" hocam bişey sorabilir miyim"
Önündeki kağıtları toplarken başını kaldırıp yüzüme baktı.
" tabi" dedi. Dudaklarının kenarı kıvrıldı.
" zihnimiz geçmişte ya kötü anılar ile dolduysa. Sonuçta geçmişte neler yaşadığımızı şu an çok hatırlamıyoruz" dedim. Önüme gelen bir tutamı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

" o zaman yüzleşmek için hatırlamalısın. Eğer kötü anılar biriktiyse bir gün ortaya çıkar ve seni zehirleyerek yıkar. Ama onları kendin hazır olarak karşılarsan işte o zaman atlatırsın" dedi.

" yani kendimi hazırlayıp hatırlamamı istiyorsunuz"
"Aynen öyle" dedi sanki söylemek istediği şeyi söylemiştim.

Biraz düşündüm. " teşekkür ederim" dedim. Arkamı dönüp sınıftan çıkacakken " Eliz diye seslendi.

"Senin merakın zekandan geliyor. Etrafına çok meraklısın her şeyi sorguladığını görüyorum. Ama kendini hala tam çözdüğünü düşünmüyorum. Merakını biraz kendine de yönelt"

Gözlerinin içine baktım. Sessizce sınıfın dışına yöneldim. Zihnimde kayıtlı bu anı bir duman gibi dağıldı.

" Eliz abla" diye seslenen Asya'ya döndüm.
" Atlas bugün beni babama götüreceğini söyledi." Hevesle zıplıyordu.
" dur yavaş ol. Kahvemi dökeceksin" dedim.
Elimdeki kupayı mutfak tezgahına koydum.

" gel bakalım buraya. İşte şimdi seni yakaladım"deyip kucağıma aldım.
Asya bir çığlık atıp gülmeye başladı. Merdivenlerden inen Atlas yavaşça mutfağa yaklaştı ve kapının pervazına yaslanıp bize baktı.

SİYAH İZLER+18Where stories live. Discover now