0.3

27 5 2
                                    

Keyifli okumalar diliyorumm.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayıınnn❤️❤️❤️❤️

Hayat tanımlaması zor fakat acıların da sevinçlerin de bir arada çok kısa bir zaman diliminde olabileceğini öğrendim.

"Bu daha başlangıç sevgili avukat. Devamı çok yakında..."

Bu mesajdan sonra kalbim teklemeye başlamıştı. Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum bir yandan esen rüzgâr bir yandan ıslak vücudum darmadağın bir ruh ve ellerimin arasında canımdan çok sevdiğim kıymetlimin cesedi kucağımdaydı. Demir bana bir şeyler söylüyor fakat ben anlamıyorum sadece Yağız'ın yüzüne bakıp ağlıyordum. Birden yanaklarımda iki el hissettim. Kafamı kaldırdığımda Demir'i gördüm.

"Mehir bana bak. Gel yanıma uzaklaş kardeşinden. Daha fazla dokunma gel."

"Bıraak canım o benim kanım kardeşim her şeyim bırakmam bırakamam."

"Biliyorum ama şuan senin için söylüyorum birazdan olay yeri inceleme gelcek. Daha fazla dokunma ona delillere herhangi bir zarar gelmesin."

Kafamı gökyüzüne kaldırdım. Sadece ağladım. Kardeşim ölmüştü. Bir daha onun şen sesini duyamayacaktım onu bir daha göremeyecektim o bir daha gelip 'abla bana bir 200 ateşle ' diyemeyecekti.

"Demir ?"
"Tamam ben yanındayım sakin ol. Ben yanındayım güvendesin kimse bir şey yapamaz sana şu an."

Bir anlık boşlukla Demir'e sarıldım. Kafamı göğsüne gömdüm ve ağladım. Uzun bir zaman bu şekilde kaldık. Polisler olay yerine geldiğinde Demir ile bir köşede ayakta bekleyip ağlıyordum. Bir an bile gözyaşım dinmemişti. Harap olmuştum hiç enerjim kalmamıştı fakat kimseye belli etmemeye çalışıyordum. Birden gelen baş dönmesiyle yere düşerken Demir'i beni kucağına aldığını hissettim.

2 saat sonra...
Gözlerimi açtığımda beyaz bir tavan ile karşılaştım. En son bayılmıştım ve kafamı sağa çevirdiğimde bir hastane odasında olduğumu farkettim. Başımda ise Asu ve Zeynep arkası dönük bir şeyler konuşuyordu. Doğrulmaya çalışınca belim ağrımış ve inlemiştim. İnlememin sesiyle Asu ve Zeynep bana döndü.

"Mehir. İyi misin?"
Ellerimle gözlerimi kapatıp ağlamaya başladım.
"Güzelim şu an ne söylesek boş biliyoruz ama Demir soruşturmayı başlattı. Ve babamda şu an bir çok kurumla görüşme sağlıyor er geç ortaya çıkıcak."

Bir anlık gelen sinir ile kolumdaki serumu çıkardım ve ayağa kalktım üst de değiştirilmişti. Evdeki kıyafetlerim vardı üzerimde. Ayağa kalkıp odadan çıktım. Asu ve Zeynep benim arkamdan hem koşuo sesleniyorlardı. Hastanenin içine giren Poyraz'a doğru koştum.
"KİM YAPMIŞ HE KİM YAPMIŞ ÖĞRENDİNİZ Mİ?"
"Mehir sakin ol."
"SAKİN Mİ OLAYIM BANA SAKİN DEMEYİN YA SAKİN DEMEYİN BEN KARDEŞİMİN CESEDİNİ TESADÜFEN BULDUM DENİZİN ORTASINDA KOLLARIMIN ARASINA ALDIĞIMDA YAŞAMIYORDU YAŞAMIYORDU NE SAKİNİ ONUN HAYALLERİ VARDI BU SENE LİSE SINAVINA GİRCEKTİ BENİM KARDEŞİM. HAYALLERİNİ ÇALDILAR KARDEŞİMİ BENDEN ALDILAR."

Birden başımın dönmesi ile dengemi kaybettim Poyraz kolumdan tutup bir sandalyeye oturttu beni. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Tırnaklarımı dizlerime geçiriyor ama umursamıyordum.

"Bak şu an ben tırnağımı batırınca dizim ağrıyor. Benim kardeşimin karnında kocaman bir delik vardı. "
Biraz sakinleşip nefes aldım.

"Asu benim hemen bir yerde avukat olarak işe başlamam gerek. Baban bir yer ayarlayabilir mi ?"

"Gerek yok zaten Demir'i hukuk bürosu var orada çalışırsın ama şu an değil." dedi Poyraz.

"Ben şu an böyle duramam o şerefsizi ellerimle öldürücem."
Biz bunları konuşurken içimin kan ağladığı kadar sinirliydim küçücük kardeşimden ne istemişlerdi.

Bu sırada Demir kapıdan içeri girdi. Ben hemen ayağa kalktım ve yalpalayarak yanına gittim.

"Kim yapmış he buldun di mi ?" Asu elimden tuttu ve beni odama götürmeye çalıştı. Ama o an sinirlerim çok bozuktu. Elimi elinden sertçe çektim.

"BEN HİÇBİR YERE GİTMİYORUM. DEMİR İLE GİDİCEM VE O ŞEREFSİZİ BULCAM. ONU ONU VAR YA HAPİSHANELERDE SÜRÜNDÜRECEM."

Sinir krizi geçiriyordum. Kendime engel olamıyordum. Etrafımdaki her şeyi devirip fırlatıyordum. Yanıma kim gelse saldırıyordum.

Demir sinirli bir şekilde yanıma geldi. Kollarımdan sert bir şekilde tuttu beni durdurmak için.
"Zayıf olma. Senin acı çektiğini görüp zevk alacak. Başını dik tut ve sadece onu bulmaya odaklan. Sen kardeşinin intikamını almak için yaşayacaksın."

Dizlerimin boşalması ile yere düştüm. Yeri yumruklamaya başladım. Avazım çıktığı kadar bağırıyordum. Bu rahatlatmıştı biraz.
"Asu Zeynep hazırlanın bizim eve gidiyoruz."
"Olma-"
"Üzerimi değişip Demir ile gideceğim. Oradan evlerinize geçersiniz."
Kızlar onayladılar ve eve geçtik. Annem evde değildi tabii ki de karakoldaydı. Hemen odama gidip hızlı bir duş aldım. Siyah bir gömlek ve ceket. Altıma da siyah kumaş bir pantolon giydim ve kemer taktım. Saçlarımı hemencecik kuruttum ve başım feci ağrıdığı için ilaç aldım.

Kızların oturduğu odaya doğru ilerledim.
"Demir'i arayacağım birazdan gelir. Yanımda olduğunuz için teşekkür ederim."
Asu ve Zeynep gözlerinden yaşlar dökülerek bana sarıldı. Daha sonra gittiler. Telefon rehberinden Demir'i buldum  ve arama tuşuna bastım. İki saniye sonra açtı.
"Mehir iyi misin bir şey mi oldu?"
"Beni evden gelip alır mısın seninle takip etmek istiyorum."
"Sen evde dinlen ben hallederim."
"Hayır kardeşim için elimden gelenin en fazlasını yapacağım o yüzden gel ve beni al."
"Peki. On dakikaya sizin evin önündeyim."
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim görevim."
Dedi ve telefonu kapattı. Ben de evden çıkmadan önce Yağız'ın odasına girdim. Dolabını açtım. Kıyafetleri saatleri oyunları bilgisayarı hepsinin başında onu görüyordum. Ve yine gözümden bir damla yaş düşüyor. Yatağına oturdum ve yastığını elime aldım. Yastığı kaldırdığımda altından bir zarf çıktı. İçine baktığımda benim ve onun olduğu bir fotoğraf vardı. Arkasında ise bir yazı.

"Senin için doğru olan şeyi biliyorsun Yağız o yüzden seni yarın  saat 20.30 ' da sahil kenarına bekliyorum."

Sadece elim titriyor ve gözümden yaşlar boşalıyordu. Kapıdan gelen zil sesi ise umurumda değildi. Sadece bağırmak istiyordum. Ben kardeşimi geri istiyordum. Yağız'ın odasından çıktım ve kapıya yöneldim. Kapıyı açar açmaz Demir'e sarıldım.
Dizlerim artık bedenimi taşımıyordu. Dizlerimi bıraktığım an Demir'in belimdeki eli sıkılaştı ve benim ayakta kalmamı sağladı.
"Ne oldu ne oldu Mehir korkutma beni ne oldu?"
Gözyaşlarımım döküldüğü fotoğrafı Demir'e uzattım. Demir yazıyı okuyunca beyninden vurulmuşa döndü. "Planlıymış. Odasında başka bir şey buldun mu?"
Kekeleyerek "Hayır." dedim. Demir içeri girdi ve kapıyı kapattı. Beraber her tarafı dağılmış salona geçtik büyük ihtimalle annem sinir krizi geçirmişti. Beni koltuğa oturttu. "Biliyorum bu senin için çok çok zor . Canından birisini kaybettin. Ama şunu söylemek istiyorum Mehir kardeşinin katilini bulmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Ve sana iki şey daha söyleyeceğim. Birincisi kardeşine gelen bu mesajı farklı cesetlerde de tespit etmiştik ve artık bu her kimse tek bir kişi değil bir suç örgütü. Fakat biz seninle bu durumu çözmek için kendi yöntemimizi kullanacağız. Sen bunu bilen tek kişi olacaksın."

Kendi yöntemimiz derken ki kastettiği şeyi anlamamıştım. "Kendi yöntemimiz derken neyi kastediyorsun?"
"Gizli örgütümün artık bir üyesisin hoşgeldin Mehir Gümüşay."

"Sen ne örgütünden bahsediyorsun?"
"Yeraltı Örgütüne hoş geldin Gümüşay. Ben Ayaz Demir Atalav ve bu örgütün şuanki başıyım. Aramıza hoşgeldin."

Bölüm sonu....
Artık hikaye tam olarak oturmaya başlıyor. Sizden ricam kitabı başkalarına önerio oy vermeniz...

Sizleri gerçekten seviyorum ve şuanki okur sayım az olmasına rağmen yazmaya devam ediyorum. Çünkü ilerde bu sayıyı arttıracağınıza güveniyorum.

Sormak istediğiniz soru veya verebileceğiniz ömeri varsa @cesetoficall Instagram hesabına mesaj gönderebilirsiniz herkese teker teker dönüyorum.

Sizleri seviyorum sağlıkla kalın bir sonraki bölümde görüş.ek üzereee hoşçakalınnnnn.

CESETWhere stories live. Discover now