İtiraf

21 10 11
                                    

Ölüyor işte insan. Geriye sadece hatırası kalıyor, beraber ağladıklarınız, beraber gülüştükleriniz kalıyor.

Topraklar avuç avuç alınarak dolduruyordu bir boşluğu, sanki bir kusuru örtmek için.
Babam dedim üstüne toprak atılarak kusuru örtülen sen misin?
Yoksa daha da kusuru açılan sen misin?

Bedenim kesilmiş bir şekilde oturmuş, gözyaşlarım benden bağımsız bir şekilde süzülüyordu. Bakmak istemediğim ama gördüğüm hiç istemediğim bir ortamdaydım.
Mezarlıkta...
Babamın mezarının başında bizden gidişini, gömülüşünü izliyordum.

Annem benim sağımda biraz ileride ifadesiz bir şekilde öylece oturmuş sessiz mırıltılar çıkarıyordu. Yengem de her ihtimale karşı annemin yanından ayrılmıyordu.

Annem bu zamana kadar daha benimle hiç konuşmamış , yüzüme dahi bakmamıştı. Üzüntüden beni unutmuştu resmen.

~•~•~•~~•~•~•~•~~•~~•~•~•~•~•~•~~~•~•

4 gün sonra

" Anne benimle artık hiç konuşmayacak mısın?"

Salonda oturmuş annemle konuşmaya çalışıyordum. 4 gündür benimle konuşmuyordu ve ben 4 gündür annemin yanından ayrılmamıştım, üniversitesiye gitmemiş, hiç bir aramaya cevap vermemiştim.

Kızlar beni çok merak etmiş olacaklar.

Annem yüzüme öylece bakıyordu bana cevap vermiyordu. Sorun neydi!

" Anne cevap ver lütfen. Konuş artık"

Cevap yok .

" Sorun ne ? "

Cevap yok, bakmaya devam.

" 4 gündür benimle konuşmuyorsun. Evde bir yabancı gibi hissetmeye başladım artık. Ya ben senin kızınım ya kızın! "

" Kızım mı?"

Sonunda konuştu.

" Evet kızın "

" Bizim bundan sonra birbirimizden başka tutunacak dalımız yok "

" Ben tek başıma, kendi kendime yeterim"

Ne !

" Ne demek istiyorsun anne "

Bana doğru biraz daha yaklaştı" bana artık anne demezsen sevinirim " dedi ve geri çekildi.

What?

" Sana anne demeyeceğim de kime diyeceğim "

Cevap vermedi.

" Anne lütfen artık açık konuşur musun? Bilmediğim bir şey mi var."

Derin bir nefes aldı " bilmediğin ve artık öğrenmen gereken çok şey var "

Ne demek istiyor.

" Anlat "

Derin bir nefes daha aldı ve başladı" 21 yaşındaydım. Bir arkadaşımın partisine katılmıştım. Alkol almıştım ve fazla kaçırmışım. Hiç tanımadığım birisi beni gözüne kestirmişti ve benim sarhoş olmamı kullanmıştı. Sabah kalktığımda nerede olduğumu nasıl buraya geldiğimi ilk başta aklıma gelmemişti ama sonra sonra hatırlamaya başlamıştım. Hatırlar hatırlamaz çok büyük bir pişmanlık kaplamıştı içimi. " Durdu . Gözleri dolmuştu.

Olayın devamını aşırı merak etmeye başlamıştım.

" O zaman babanla sevgiliydik . Ona nasıl bu olanları anlatacağım hakkında en ufak dahi bir fikrim yoktu. Onun nasıl yüzüne bakacağımı dahi bilmiyordum . Onu çok seviyordum. Nasıl bunu ona yaptığımı aklım dahi almıyordu . Ben gerçekten çok pişmandım." Biraz soluklandı . Gözyaşları akmasın diye başını tavana kaldırdı ama nafile gözyaşları ondan bağımsız bir şekilde akmaya başlamıştı.

Pişmanlığını görebiliyordum. 

Bunu babama nasıl yapmıştı. Kendi isteğiyle yapmamıştı ama anlayamıyordum.

" Sonra biraz zaman geçti. Mide bulantılarım, kusmalarım , ateşim, baş dönmelerim falan olmaya başladı. Hamile olduğumdan şüphelendim ve hastaneye gittim. Ve evet şüphem doğru çıktı. Hamileydim... Sana hamileydim. "

Bana mı! Artık bende gözyaşlarımı durduramıyordum.

" Sonra biraz daha zaman geçti ve ben daha fazla bunu babandan saklamayadım. Cesaretimi toplayıp gidip herşeyi anlattım. Kızmıştı... Baya kızmıştı. Haklıydı... Çok haklıydı. Aramız bozuldu. Ayrıldık. "

Ağlaması biraz daha şiddetlendi ama anlatmaya devam ediyordu . Anlatacaktı. Bilmeliydim artık herşeyi.

" Ben çok kötü olmuştum. Sağlıklı düşünemiyordum. Yanımda kimse yoktu. Bana destek verecek kimsem yoktu artık. Ve ben o an sana tutunmak isteyeceğim yerine seni aldırmayı senin de benim gibi kötü birinin yanında olmayı benim gibi birine anne demeni istemedim. Sana bunu yapamazdım . Seni aldırmaya karar vermiştim. "

Bana bunu nasıl yaptı.

" Tam hastanenin önüne gelmiştim. Seni aldırmakta çok kararlıydım. İçeri girecekken baban beni durdurdu.  Uzun uzun konuşmuştuk o an ve beni seni aldırmaktan vazgeçirdi. Artık herşey, mutluluğumuz eskisi gibi olmuştu. Baban bana çok iyi gelmişti. Senin doğumuna 4 ay kala evlendik. Herşey çok güzeldi . Çok mutluyduk. Seni aldırmak için o kötü tarafımdan nefret ettim hep . Ne kadar kötü durumda olursam olayım bunu düşünmemeliydim. "

Gözyaşlarım hiç durmaksızın akmaya devam ediyordu. Bu zamana kadar neden saklamışlardı benden.

" 4 ay geçmişti ve sen doğmuştun . İsmin konusunda çok kararsızdık. Sonra baban bir an geldi Eftalya olsun kızımızın ismi dedi. Bende çok beğenmiştim. Olsun dedim. O gün senin doğduğun gün sana tarif edemeyeceğim içimde çok güzel bir his vardı ve ben o hissi hiç bir şeye değişmem kızım. Sen bana ilk anneliği tattıran , bana ilk anneliği öğretensin . Ben anneliği seninle öğrendim. Seni çok sevdim ve seni çok seviyorum kızım. "

Bana uzunca baktı ve ekledi " bunları senden sakladığım için çok özür dilerim kızım"

" Bütün bu olanları benden bu zamana kadar neden sakladınız"

" Gitmenden korktum. Beni bırakmadan, bana bir daha anne dememenden korktum. "

" Şimdi ne değişti "

Cevap vermemişti. Ağlıyordu. Ve ben şuan hiç bir şey görmek istemiyordum.

Yanından kalkıp, çantamı alıp evden çıktım. Nereye gideceğimi bilmeksizin ilerliyordum sokaklarda.

Boğazımda kocaman bir yumru oturmuştu.

Benim babam kimdi??







Selagggmmm

Bölümü nasıl buldunuz?

Başlasın artık olaylar

Oy ve yorum unutmayın

Görüşürüz


















İLLEDE AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin