7 - Yırtık Pantolon

2.3K 181 207
                                    

İyi okumalar,
yorum yapmayı unutmayın.

...

Yatağında yüz üstü uzanmış yüzünün yarısının yastığa gömülmesini sağlarken odaya giren güneş ışınları üzerine akın etmişti. Saat öğlen suları civarıydı, saatin tam olarak kaç olduğundan emin değildi. Ne kadar süredir uyanıktı, ne zamandan beri düşünceleriyle boğuluyordu bilmiyordu ve bunu öğrenmek için de ayrı bir çaba sarf etmemişti. Hiçbir şey yapası yoktu, öylece ruhsuz gibi yatıp günlerce yatağından çıkmak istemiyordu.

Kimse de odasına girip çıkmamıştı bu süre zarfında.

Annesi Büşra Hanım her zamanki gibi odasından dışarıya çıkmamıştı tahmin ettiği kadarıyla, Giray da okuldaydı. Annesi için endişeleniyordu, burası onun için iyi gelecek sanmıştı ama daha kötüye gidiyordu ve buna bir çare bile bulamamıştı. Ona hadi dışarıya çıkıp hava alalım dese kabul etmezdi, ya da buradaki arkadaşlarını arayalım dese yine kabul etmezdi. Yalnız kalmak istediğinden emindi ve kendisi de bunu istiyordu, kimseyle göz göze gelmek istemiyordu.

Beş gün önce markette yaşanan tatsız olayı düşündü. Akay'a karşı bu kadar sert olmasına alışamamıştı, lisede böyle değildi. Demir zaman zaman öfke nöbetleri geçiren bir gençti ve ergenliğinde de bu sinir atakları vardı, birisine kinlendiğinde gözü kimseyi görmezdi... ama hiçbir zaman Akay'a karşı bu tavırları alacağını düşünmezdi.

Akay onun aşık olduğu adamdı.

"Geri zekalı..."

Yatakta sırt üstü dönüp elleriyle yüzünü sıvazlarken komodinin üzerindeki telefonu titremeye başlamıştı art arda. Hiç o tarafa bakmadan elini komodine atıp telefonunu aldığında gözleri kapalı halde aramayı cevapladı ve kulağına yerleştirdi. "Alo?"

"Abi."

Giray'ın sesini duyar duymaz telefonu kulağından uzaklaştırdı ve ekrana baktı, yabancı bir numaraydı. Geri kulağına yerleştirdi. "Giray? Kimin telefonundan arıyorsun sen?" diye sorduğunda, karşı hattan nefes alışveriş sesleri duyuldu.

"Bir arkadaşımın." dedi Giray. "Acaba okula gelebilir misin?"

"Yine ne bok yedin?"

"Yemin ederim bu sefer benim bir suçum yok." dedi Giray telaşla. "Hepsi bu dandik kumaştan yapılma pantolonlar yüzünden."

Demir yerinde doğruldu. "Ne?"

"Pantolonumun altı yırtıldı."

Demir, Giray'ın kurduğu cümle ile dudaklarını birbirine bastırdı gülmemek için. "Ciddi misin?"

"Abi..."

"Nasıl becerdin peki?"

Giray'ın, "Ne sen sor ne ben söyleyeyim." dediğini duyar duymaz göz devirdi. "Gelecek misin? Tuvaletten çıkamıyorum da."

"Seni çok pis döveceğim haberin olsun."

"Lütfen bana pantolon getir, yalvarırım." dedi Giray. "Çok ihtiyacım var."

"Getirmiyorum lan. Gez dolaş okulda dal taşak." dedi Demir. "Yerinde düzgün dur da yırtma pantolonunu."

"Ya benim ne suçum var?!"

"Kapat telefonu hadi. Geliyorum ben."

Demir, Giray'ın tek bir kelime dahi etmesine izin vermeden telefonu yüzüne kapattığında yataktan çıktı hızla ve altına kot pantolon, üstüne basit açık renk kısa kollulardan birini giydiğinde odasından çıktı. Yine tekrar ve tekrar Giray'ın bok yemeleri yüzünden adımını atmak istemediği o okula gidiyordu... Ama bu işi o kızıl adamı görmeden yapacaktı.

Sen Beni Sevmek İçin Yaratılmışsın ᵇˣᵇWhere stories live. Discover now