"ne?"

O sırada arkadan bir ses geldi.

"Birisi benim ismimi mi söyledi acaba?"

O an nasıl duygular hissettim anlatamazdım. Kalbime birden büyük bir korku geldi, adlandıramadığım bir duygu tüm vücudumu sardı. Kalbim hızla çarpmaya başlarken, başıma ağrı girdi ve gözlerim kararır gibi oldu.

Carl ın arkasında tam da bahsettiği gibi kısa bir çocuk duruyordu. O çocuğa baktığım gibi anılarım beynimin içine doluşmaya başladı.

"Seneye tekrar geleceğim."

"Seni seviyorum Riki."

"Yaa ben yaşıma göre normalim sen çok uzunsun boyumla dalga geçme!"

Bu anılar beynimin içinde akıp giderken çocuk bana yaklaştı. O zamanlar ben 170, Sunoo ise 130 falandı. Çocuk bana yaklaştığında, yine küçüklüğümüzde olduğu gibi benim göğüslerime gelmişti. Şuan benim boyum 190'dı.

Çocuk başını kaldırıp bana baktı ve dubada tanıştığımız ilk an geldi aklıma.

"Sunoo..."

Çocuk gülümsedi ve bana bakmaya son verip bana sımsıkı sarıldı. Ben ise ellerimi nereye koyacağımı bilemediğim için onun başına koymuştum.

"Bunca zaman nerelerdeydin?"

Diye sordum üzerimdeki şoku atmak istercesine. Tamam onun bir gün elbet geleceğini biliyordum, fakat şuan hazırlıksız yakalanmıştım.

"Bu konuları burada konuşmayalım, gel kafeteryaya gidelim."

Beni elimden çekiştirerek otelin kafeteryasına götürmüştü. Oradaki koltuklardan birisine oturdu ve bende onun yanına oturdum.

"Çok yakışıklı olmuşsun Riki. Küçükkende çok yakışıklıydın."

Ona baktım ve kaşlarımı çattım. Bunca zaman yoktu ve sanki aradan hiç 12 yıl geçmemiş gibi konuşuyordu.

"Soruma cevap alamadım."

"Riki, o gün otelden ayrıldığımız zaman bir kaza geçirdik."

---

8 Eylül 2012, Cumartesi, Sunoo.

Arabada giderken biraz ağlamıştım. Riki yi çok sevmiştim ve seviyordum. Ben ağlarken babam ise beni teselli etmeye çalışıyordu.

"Ağlama güzel oğlum benim. Seneye tekrar geleceğiz dedin hem. Eğer istersen tatillerde de gidebiliriz."

Babamın bu söylediği şey ile gözlerim parıldadı.

"Baba! Sen ciddi misin? Gerçekten tatillerde gelebilir miyiz buraya?"

Babam karşıdan karşıya geçecekti, arabanın olmadığını görünce elini vitese attı ve bire taktı. Ardından gülümsedi ve bana arkasını döndü. Yolun ortasında yavaşça karşıya geçiyorduk.

"Tabi ki benim canım oğlum. Sen istersin de ben seni getirmez miyim tabiki seneye tekrar geleceğiz."

Sözünü bitirmesi ile bir tırın üzerimizden geçmesi bir oldu. Ne olduğunu anlamadan görüş açım karardı.

*

Bir ara kendime gelir gibi oldum, gözlerim yavaşça aralandı. Mavi ışıklar görüyordum ve kulağıma uğuldayan sesler vardı. Ne olduğunu anlamadan karşımda birisini gördüm.

"Çocuk yaşıyor!"

Diye bağırdı bir tanesi, kim öldü demek istesem bile bunu söyleyemedim. Tek duyduğum şey buydu. Ayriyetten son duyduğumda.

Renkli Rüyalar Oteli | SunkiOnde histórias criam vida. Descubra agora