*17*

337 17 8
                                    

Ağlamamı zorla durdurup ayağa kalktım, saat'e baktığımda 04.07 gözüküyordu, saatlerdir ağladığıma inanamıyordum, odadan çıkıp salona girdiğimde Sudenin yatmış bir vaziyette telefonuna baktığını gördüm, Hızlıca doğruldu

"sen hâlâ ağlıyor musun cidden? Kızım saat sabahın 04.10'u, işten çıkalı 2 gün oldu ve artık unut şunu" çocukluk aşkımı nasıl unutabilirdim ki?

"Kendimi hiç iyi hissetmiyorum" dediğimde kolumdan tutup yanına oturmamı sağladı ve sarıldı

"Sen tam bir enayisin biliyorsun değil mi?" Dedi Sude, gülerek kafamı salladım fakat aynı zamanda ağlıyordum da

"uyumak istiyorum, su içip yatacağım, mümkünse uyandırma" Sudenin de erken kalmayacağını biliyordum çünkü saat çok geçti ve hava daha aydınlanmamıştı, ayağa kalkıp mutfağa girdim ve bir bardak alıp sürahiden su doldurdum, salona tekrar gittiğimde Sude koltuğa yatmış ve üstünü kapatmıştı, Sudenin odası vardı ama salonda yatmayı daha çok seviyordu

"iyi geceler" Dedi Sude, sonrasında ise gülümsedi

"iyi geceler" deyip odaya geçtim ve su dolu bardağımı komidine bırakıp telefonumu aldım, ekrana baktığımda sadece 1 bildirim olduğunu gördüm

Berkan: Kızım buralar sensiz çok sıkıcı ya, geri gel bir şekilde
17.07

Saatlerdir mesajı görmemiştim ve zaten Kerem benden ayrıldıktan sonra hiçbir şekilde telefonu elime almamıştım

İrem: Berkan artık bitti anlayın bunu

İrem: kerem benden ayrıldı ve ben onun yüzünü görmek dahi istemiyorum, anlıyor musun?
04.20

Telefonu tekrardan komidine bıraktım ve yatağıma yattım,
gözlerimi ne zaman kapattım ve uyudum onu bile bilmiyordum

Kendimi kocaman bir boşlukta hissediyordum, mutsuz ve huzursuzdum, dokunsalar ağlayacak gibiydim

Acaba benim hissettiklerimi Kerem de hissediyor mudur?

*

"Bugün dışarı çıkıyoruz, yeni insanlar ile tanışıyoruz, itiraz yok bak!" dedi Sude, kafamı salladım, hiçbir şey'e itiraz etmiyordum

"Nereye gideceğiz?"

"bar'a kopmaya gidelim" kafamı salladım ve ayağa kalkıp odama gittim, giyecek bir şeyler arıyordum ki telefonumdan bildirim gelince her şeyi bırakıp telefonuma yaklaştım, yine Berkan yazmıştı

Berkan: bugün dışarı çıkalım mı lan

İrem: sude ile dışarı çıkacağım

Berkan: öyle miii, benim canım çok sıkılıyor be, bende geleyim mi?

İrem: gelebilirsin tabii, nereye gideceğimizi bilmiyorum, gittiğimizde sana konum atarım ben şimdi görüşürüzz

Berkan: tamamdırr, görüşmek üzere

*

Bar'a gelmiştik ve ayakta dikiliyorduk, girişe doğru baktığımda Berkan ve Kerem'i görmüştüm, ikisi de yanıma doğru geliyordu, gözlerimi Sudeye çevirdiğimde Kerem'e ters ters bakıyordu

Yanımıza geldiklerinde Kerem'e bakmadan Berkana döndüm ve konuşmaya başladım

"Berkan şu yanındaki çabuk uzaklaşsın yanımızdan"

"İrem konuşalım mı biraz?" Keremin sesiyle Kerem'e baktım ve koca bir kahkaha ile güldüm, göz devirip yanlarından uzaklaştım ve bişeyler içmek için barmen'in karşısına oturdum

"bana en ağır içkilerinizden verir misiniz?" karşımdaki adam kafasını salladı ve bir kaç dakika sonra bir bardak uzattı, bardağı kafama diktim

Tadı gerçekten çok ağırdı ve boğazımı yakmıştı fakat durmayıp daha fazla içmeye başladım, Keremlerin olduğu yere doğru baktığımda Keremi orada görememiştim

"İrem" Keremin sesiyle yanıma döndüm, o yanımdaydı, kafam iyi değildi bu yüzden ne yapacağımı bilmiyordum

"Ne istiyorsun?"

"kalk hadi konuşalım" kolumdan tutup kendine çektiğinde hızlıca onu ittim ve ayağa kalktım, sonrasında ise bağırmaya başladım

"artık bana emir vermeyi bırak tamam mı? Senden nefret ediyorum, ölsen mezarına gelmem be, tiksiniyorum senden artık ve senin ağzından çıkan her kelimeye sövmek istiyorum, peşimi bırak artık!" Kerem gözlerini benden çekmemişti ve susmuştu, etrafımızda ki insanlar bizi izliyor ve aralarında konuşuyorlardı

"sakin ol" diye söylendi Kerem, fakat susmayacak kadar sarhoş olmuştum

*

Boş bir bölüm oldu bunu fark etmişsinizdir ama yazmak istedim, yarın akşam biraz daha uzun bölüm yazıcamm

Sadece Arkadaş/Kerem AktürkoğluTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang