Uzun bir aradan sonra selam!
Sevgililer gününüzü yeni sezonun ilk bölümüyle kutlamaya geldim 🖤
Kitabımız ve şarkımız için geri sayım başladı. Çok yakında sizlerle olacağız.
Yeni bölüm bolca oy ve yorumdan sonra sizlerle olacaktır. Lütfen eş geçmeyelim, olur mu?
Thurisaz~ Endless
Thurisaz~ Years Of SilenceKeyif okuyun.
🖤
GİRİŞ
Kalbimdeki sarsıntı arttı. Zihnimdeki zelzele dost görünümlü bir düşman gibi çuvallamamı istiyordu. Avuçlarımı boyamış kana bakıp, hızlı bir karar vermem gerektiğini kendime hatırlattım. Bir yol bulmalıydım; bir çözüm, bi çıkış… Nasıl olduğunu bir önemi yoktu. Önemli olan, olması gerektiğiydi.
“Ö-öldü mü?” diye ağladı Perla. Kanlı elbiseleriyle kendini büronun bir köşesine atmıştı. Başına tutunan elleri titriyordu. “Ne olur onlara yardım et. Ne olur devam et!”
Birbiri üzerine koyduğum ellerimi yeniden önümdeki kanlı göğsü yerleştirim. Dakikalarca kalp masayı yapmıştım ama onu geri getirmeye yetememiştim. Bırakmak zorundaydım. Biliyordum.
Bir. İki. Üç. Dört. Beş…
Kollarım hissizleşinceye kadar devam ettim. Sonunda kalçamın üzerine düştüğümde ağzımdan ölümü ağırlayan kesik nefesler çıkıyordu.
“Öldü mü!” diye sordu Perla yeniden. Gözlerini odanın içinde gezdirdikten sonra sıkıca kapattı. “Öldüler mi!”
Mirel elinde biz parçasıyla geri geldi. “Kes artık ağlamayı!” Delirmiş gibi koştu ve çekmeceden bir kıyafet bulup Gupse’nin yanına geri döndü. Kıyafeti Gupse’nin kanlar içindeki karnına bastırırken, “Nabzı zayıfladı! Lütfen artık yardım çağır.” diye haykırdı. “Ben olacaklara razıyım. Lütfen… Çağır şu yardımı.”
Dizlerimin önündeki kızıl küreye baktım. Yüzümde hiç kıpırtı yoktu ama tenimden süzülen sıcak yaşları hissedebiliyordum. “Yapamam…” Gupse’nin giderek beyazlayan suratına baktım. Onu seviyordum. O, daima kendi dünyamdaki en iyi arkadaşım olmuştu. Yardımı hak ediyordu. “Ona yardım çağıramam. Eğer yaparsam,” Mirel’e bakarken dudaklarım titredi. “Seni tutuklarlar. Seni hapse atarlar. Geri dönüş yoluna bu kadar yaklaşmışken olmaz. Seni arkamızda bırakamayız.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL GECE +18
FantasyÖlüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan a...